Transhümanizm, Yeni Yeni Ortaya Çıkan Bir Hareket Olmayabilir mi?

Yaşlanma, hastalanma ve istenmeyen birçok insan yönlerini teknoloji ve bilimden yararlanarak geliştirmeyi amaçlayan entelektüel bir hareket olan transhümanizmin karanlık taraflarına ve eskilere dayanan tarihine dair bir analiz.
Transhümanizm, Yeni Yeni Ortaya Çıkan Bir Hareket Olmayabilir mi?
iStock

son yılların en popüler yazarlarından yuval noah harari'nin de kitaplarında çokça değindiği "transhümanizm", -yani insanın fiziksel ve zihinsel kabiliyetlerinin arttırılması, yaşlanma ve hastalanıp güçten düşme gibi negatif yönlerinin ortadan kaldırılması amacıyla teknoloji ve bilimden faydalanılması gerektiğini öne süren akım- sanıldığının aksine 1980'lerde abd'de bir grup fütürist, sanatçı ve bilimadamı tarafından başlatılmış değildir.

genetik mühendisliği ve nanoteknolojiyi kullanarak antidepresan veya psikotik ilaçlarla insanlığın tüm psikolojik acılarını dindirme iddiasındaki "hedonistic imperative" gibi teori olarak yapılabilir görünen, lakin karşıt fikirdekilere göre pratikte insanoğlunun inşa ettiği tüm sosyal, siyasi ve ahlaki değerleri yıkıp bizi en iyi ihtimalle herkesin aldığı uyuşturucularla gerçeklikten koptuğu aldous huxley'in 'brave new world' benzeri bir distopyaya götürebilecek olan bu akım genel itibariyle bilim ve teknolojinin tüm imkanlarının fiziksel ve mental olarak çok daha güçlü bir insan yaratılması için seferber edildiği bir sistemdir.

nietzsche'nin meşhur "über-mensch"ini (üstün insan) açıklarken "bir maymunun yanında insan neyse, insanın yanında üst-insan odur" şeklinde tarif ettiği bu kavram, tarihte ilkin rus & sovyet kozmizminin fikir babası olarak kabul edilen nikolai fyodorovich fedorov'un eserlerinde detaylı olarak görülür. 

Harari

fedorov, insanoğlunu tüm kozmosu dönüştürebilecek akılda ve yetenekte bir tür olarak tasavvur ediyordu

bize hayat veren tüm atalarımız, yani geçmişte yaşamış tüm ölüler diriltilmeli ve diriltilmiş bu nesiller uzayı fethedip tüm yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ele geçirmeliydi. sonsuz mutluluk için sadece her milletten ve kabileden insanlar değil, yaşamış olan bütün rasyonel varlıkları yaşama döndürmek gerekiyordu. ölüm tüm kötülüklerin sebebi olduğundan insan soyu ancak ölümsüzlükle mükemmelliğe uzanabilirdi.

bu amaçla yapılması gereken şunlardı; dünyadaki tüm atomları ve molekülleri toplamak ve ölenlerin binlerce göbekten torunlarına geçen tüm genetik özellikleri kaydederek onları klonlamak.

fedorov ölümden sonra ruhun bedenden çıkmasına rağmen insanın bütünlüğü sağlandıktan sonra ruhun yeniden kazanılacağını savunuyordu. ayrıca insanoğlu eğer diğer güneş sistemlerine, galaksilere ve hatta tüm evrene hükmetmek istiyorsa bunu şu anki zihin kapasitesi ve yetersiz fiziğiyle yapamayacağından, zayıf yönleri ile teknolojiyi birleştirerek yeni bir fiziksel form oluşması gerekiyordu. insanın herhangi bir araca gerek kalmadan uçabilmesi, atmosfer dışına çıkabilmesi, uzaydaki her ortamda yaşayabilmesi ve hatta kendi besinini kendi üretip enerji ihtiyacını karşılayabilmesi için bu şarttı.

Federov

federov'un bu görüşleri 1917 devriminden sonra sovyetlerde işçi sınıfının önüne konuldu.
bu dönemde kozmistlerle birlikte çalışan maksim gorki'nin "tanrı inşaası" (bogograditelstvo) dediği insanın tanrı katına yükseltilmesi düşüncesine en sert eleştiri devletin en tepesinden geldi. ekim devriminin mimarı lenin'den.

burada troçki'nin o donemde söyledikleri de dikkat çekicidir;

"...insanın yeni geliştirilmiş bir versiyonunu üretmek, işte bu komünizmin gelecekteki görevidir. ve bunun için önce insanla ilgili her şeyi öğrenmemiz gerek, anatomisini, fizyolijisini, psikolojisini... insan kendi kendine bakıp kendisini ham bir malzeme, ya da en iyisinden yarı tamamlanmış bir ürün olarak görüp şöyle demeli, 'sevgili homo sapiens, sonunda senin üzerinde çalışacağım."

daha sonra stalin'in emriyle "karşı-devrimci terörist faaliyetlerde bulunduğu" gerekçesiyle kurşuna dizilecek olan aleksey gastev daha 1922 yılında 'biyomekanik' terimini kullanmış olan bolşevik bir mühendis ve şairdi; tüm evrenin fabrika gibi yönetilebileceği, insanla makinenin kaynaşacağı bir toplum vizyonunu araştırıyordu.

gastev 'emek enstitüsü'nün başındaydı, burada işçilerin makine gibi davranması için deneyler yapıyor, insanın mekanikleşmesini, evrimin bir sonraki adımı olarak görüyordu. en büyük hayali insanların yerini şifreli sayılar ve harflerle tanımlanan proleter birimlerin alacağı ütopik komünist bir dünya yaratmaktı. mekanik kolektivizm proleteryanın psikolojisindeki bireysel kişiliğin yerini alacak böylece artık duygulara yer olmayacaktı. insan ruhu artık bir çığlık ya da gülüşle değil, bir basınçölçer ya da hızölçerle ölçülecekti.

Gastev

kozmizm, işçi sınıfına hayallerin ötesinde bir teknoloji ve ölümsüzlük sunuyordu

kozmizmin başlıca tezleri şunlardı; 'kollektif cennet, bütün eziyetlerin aşılması ve evrenin fethi' dünya yaşamında sadece modern bilim ve teknolojinin gelişimi sayesinde gerçekleştirilebilir. gelecekte, kendi kendilerine doğrudan biyo-teknik üremeyle çoğalan iffetli post-insanların ortaya çıkmasıyla sadece cinsel fark ortadan kalkmış olmayacak; aynı zamanda geçmişin tüm ölülerini diriltmek de mümkün olacak böylece geçmişteki savaş, katliam, sömürü ve haksızlıkları da silinmiş olacak, yani geçmişteki eziyet ve yıkımlar dolayısıyla komünist olmayan evre de hafızalardan silinecek. bu biyo-kozmist ve biyo-politik gelecekte, sadece insanlar değil hayvanlar da, bitkiler de, bütün canlı varlıklar da kozmosun doğrudan kollektifleştirilmiş aklına katılacak...

esasen, sadece tüm canlılar alemini, tüm evreni ve dahi tüm geçmişi ve geleceği değiştirmek isteyen kozmist komünistlerin değil, tüm insanlığın gılgamış destanı'ndan beri aradığı tam olarak budur; tüm semavi ve semavi olmayan dinlerin anlattığı da budur. 

zannımca bu işin sonu bellidir; "kendini kısıtlayan bedeninden kurtulup ruhunu özgür bırakan insanoğlunun tanrıcılık oynaması ve en sonunda kendi kendini, güneş sistemini ve hatta samanyolu galaksisini patlatıp yok etmesi."

bir tık ötesi için (bkz: büyük patlama)

İnsanın Fiziksel ve Zihinsel Olarak Teknolojiden Faydalanarak Çok Üst Seviyelere Getirmeyi Amaçlayan Hareket: Transhümanizm