Uçan Arabalar Sonunda Geliyor Demenizi Sağlayacak Lilium Jet Firması ve Uçan Taksiler

Hepimiz Back to the Future izledik ve uçan arabalara deyim yerindeyse "kabardık". Almanya çıkışlı Lilium Jet bu hayali gerçekleştirecek gibi.
Uçan Arabalar Sonunda Geliyor Demenizi Sağlayacak Lilium Jet Firması ve Uçan Taksiler

münih merkezli lilium jet firması tarafından ilk gerçek ölçekli uçan araba prototipi uçurulmuş olup, 2019 yılı içinde operasyonel modelinin de uçuşlarının yapılması ve 2025'ten önce de sertifikasyonlarının tamamlanması hedeflenmektedir.

firmayı bu kadar popüler kılan başka bir nokta ise bunu fosil yakıtlarla değil tamamen elektrikle çalışan 36 adet kanatların arkasına entegre edilmiş motorla yapmasıdır.

firmanın kurucusu daniel wiegand'ın konuşmasını dinleyebilirsiniz:


işin acıklı tarafı ise şu, bu şirket çok yeni kuruluşu 2015 yılına dayanıyor. tum'da doktora yapan 4 öğrenci tarafından bu fikir üzerine kuruluyor ve gerek alman hükümeti gerekse avrupa birliği teşvik fonlarından yararlanarak 4 yılda 100 milyon dolar bütçeli bir şirket haline geliyorlar.

eğer bu proje hayata geçerse 

şehir merkezleri ortalama 15 km yarıçaptan 70 km'ye kadar çıkabilir.

trafik ve ulaşımda geçen süre kısalacağından dolayı şehir bazlı emlak fiyatlarında merkezin avantajı azalacak ve şehir dışında oturup merkezinde çalışmak daha konforlu bir hal alabilir.

yeni yol yapımı için yapılması planlanan bütün yatırımların gerekliliği ortadan birden kalkabilir.

mevcut durumda, taşımacılık hem taksiden hızlı hem de operasyonel maliyetlerdeki düşüşten dolayı ortada ne taksiler, ne uber, ne de taksi plakaları gibi kavramlar kalacaktır.

şimdi bu gerçekleri patır patır sıralayınca, neden acıklı demek istediğimi anlayabilirsiniz. çünkü bu gerçekler böyle bir projenin neden türkiye'den değil de almanya'dan çıktığını resmen yüzümüze haykırıyor.

Uçan taksiyi detaylı bir şekilde izleyelim

Peki firma bu hayale ulaşabilir mi gerçekten? Projenin mühendislik açısından incelemesi

elektrikli araçların emisyona yol açmadığı iddiası teoride doğru olmakla beraber pratikte o kadar da doğru olmayabilir. mamafih, kullandıkları elektriğin üretim şekline bağlı olarak bu iddia ya doğrulanabilir, ya da yalanlansa dahi konvansiyonel motorlardan daha az emisyona sebep oldukları şeklinde yorumlanabilir.

1) kullandıkları elektrik eğer rüzgar, güneş gibi yenilenebilir elektrik kaynaklarından karşılanıyorsa bu söylem doğrudur. bu araçlar sıfır emisyonla çalışırlar.

2) eğer kullandıkları elektrik standart doğalgaz çevrim santrallerinden veya nükleer santrallerden karşılanıyorsa da, içten yanmalı motor ya da gaz türbinli motorlardan daha az emisyona sebep oldukları öne sürülebilir. bunun nedeni, bu şekilde üretilen elektriğin kullanıldığı durumda dahi, elektrik santralleri hep en yüksek verimi sunan devir bandında çalıştıkları için daha geniş bir devir bandında operasyonel olarak çalışmak zorunda kalan içten yanmalı motorlara nazaran kullanılacak enerjiyi daha yüksek termal verimle üretmeleridir.

ileri düzeyde optimize edilmiş bir kombine doğalgaz çevrim santralinde termal verim %60'ın üzerine çıkabilirken, herhangi bir içten yanmalı motorun verimi dizel motorda bile %50'yi zar zor geçebilir. bu da elektriğin üretim şeklinden bağımsız olarak, elektrikli araçları daha çevreci yapacaktır. 

lilium jet firması ise olaya çok daha farklı bir yaklaşım getirerek, elektrikli hava taksi yapmak üzerine bir misyon ile yola çıkmış görünüyor. 4 sene önce tum'da okuyan doktora öğrencileri tarafından kurulmuş olan bir şirketin günümüzde 100 milyon dolarlık bütçeye ulaşması türkiye'den bakınca imkansız görünmesine rağmen, almanya gibi bir ülke için hiç de şaşırtıcı değil.

şehir içi ulaşım ağı için yaratılan yollar, buna sebep olan trafik ve hava kirliliğini düşürmek ve insanları taksiden daha ucuza ve daha hızlı şekilde seyahat edebilir hale getirmenin kuşkusuz teknoloji deyince aklına savunma sanayinden başka bir şey gelmeyen bir ülkede çok da ciddi bir anlamı olmayabiliyor.

araç aerodinamik olarak vtol (vertival take off and landing) yani dikey iniş/kalkış yapabilecek şekilde kanat arkası flaplere entegre edilmiş ve elektrikle sürülen 36 tane elektrik motoruyla donatılmış bir şekilde tasarlanmış. seyir modundayken, gereken taşıma kuvvetinin yarısı kanatlarla diğer yarısı ise motorlardan elde edilen itkiyle sağlanırken, tırmanma ve/veya iniş modunda ise flapler dikey açı haline getirilerek vtol özelliği kazanmasına yardımcı oluyor.

5 kişilik yolcu taşıma kapasitesi ile 300 km maksimum menzile ulaşan aracın vtol özelliğine sahip olması özellikle istenen hemen her yere iniş kalkış yapabilmesi nedeniyle olmazsa olmaz bir özelliktir.


elektrikli hava araçlarının tasarımındaki en zorlayıcı nokta ise enerji yoğun bataryaların geliştirilmesinde yaşanan temel sıkıntılardır.

burada iki temel sorun vardır

1) öncelikle enerji yoğunluğu düşük batarya daha çok ağırlık demektir ve ağır bir tasarım ise daha yüksek bir taşıma kuvvetine ihtiyaç duyarak daha fazla enerji gerektirecek ve faydalı yük/toplam yük oranının düşmesine yol açacaktır.

2) enerji yoğunluğu arttıkça bataryalardan geçecek akım da artacağından dolayı bataryalarda aşırı ısınma sorunlarıyla karşılaşılacaktır. bu sorunu aşmak içinse, ya yüksek sıcaklığa dayanımı olan malzemelerin geliştirilmesine çalışılarak ya da bataryaların soğutma sistemlerini geliştirmek üzerine çalışılacaktır.

aslında bu konuya uzak birisi bile bugün bu sorunu akıllı telefonlarının şarj süresi üzerinden yaşamaktadır. telefonların çok uzun sürede şarj olmasından birçok kullanıcı şikayet etmektedir. şarj aletinin üzerindeki yazıları okursanız, orada çıkış akımını gösteren bir değer bulursunuz. daha yüksek çıkış akımına sahip bir şarj aleti kullanırsanız, telefonunuzun daha çok ısındığını ama daha kısa sürede şarj olduğunu görürsünüz. bu durum başta hoşunuza gidebilir ama birkaç haftaya kalmaz şarjınızın daha çabuk bittiğini fark edince iyice canınızı sıkabilir. bunun nedeni üzerinden daha yüksek akım geçmesi sonucu daha çabuk ısınan bataryanın ömrünün azalmasıdır.

elektrikli araçlarda da aynı şekilde benzer sorunlar farklı sistemlerde yaşanmaktadır. bugün elektrikli hava araçlarının önündeki en önemli engel olarak enerji yoğun batarya üretiminde karşılaşılan sorunlar görülmesi ile telefonların şarj olma süresinin fazla uzun olmasının temelinde aynı gerçek yatmaktadır. hatta küçük hacimli aşırı beslemeli motorların yaşadığı sorunlarda hemen hemen aynıdır.

küçük hacimli bir sistemden daha çok enerji elde etmeye çalışmak her zaman için soğutma sorunlarını da beraberinde getirecektir ve bize buna söyleyen termodinamiğin kurallarıdır. bu nedenle, insanların daha rahat bir hayat yaşaması için gösterilen bütün çabalar özelinde bu kuralların içindeyken nasıl bir gelişim mümkün olabilir sorusu içinde gösterilebilir.

lilium jet firması ise, sahip olduğu vizyonla evinizden havaalanına ulaşımınızı taksiden ucuza ve çok daha kısa sürede mümkün kılmaya çalışarak hayatınızı kolaylaştırmanın yollarını bulmaya çalışmaktadır. kuşkusuz bu startup başarılı olur da bunu hayata geçirirse, sistemi iyileştirmek için çok daha fazla yatırım yapılmasının önü daha büyük bir yatırım ivmesiyle açılacaktır.

Örümcek-Adam'ın Ezeli Düşmanı Yeşil Cin'in Planörünü Andıran Uçan Kaykay: Flyboard Air