Ülkemizde Kimin Nasıl İsterse Anlamını O Tarafa Çektiği Tartışmalı Bir Kavram: İfade Özgürlüğü

İfade özgürlüğü, aslında çok net açıklaması olan bir kavram. Buna rağmen ülkemizde oldukça tartışmalı olan, insanların en çok dilinin yandığı konulardan birisi. Sözlük yazarı "polly jean", ifade özgürlüğünden ve bu özgürlüğümüzün nelerle sınırlandığından bahsetmiş.
Ülkemizde Kimin Nasıl İsterse Anlamını O Tarafa Çektiği Tartışmalı Bir Kavram: İfade Özgürlüğü
iStock


toplumda çoğunluk olduğunu bilmenin rahatlığıyla, yapacağı saldırıları "ifade özgürlüğü" ilkesini kullanarak saklamaya çalışan yoz bir kitle var. kafasına göre terim sallıyor ortalığa. sorsan ne ifade özgürlüğü niye yaratılmıştır onu bilir, ne nasıl yorumlandığını bilir, onu orası ilgilendirmez. ilgilendiği tek şey rahat rahat ırkçılık, milliyetçilik, etnik ayrımcılık, cinsel ayrımcılık yapmak, mizojinisini (kadın düşmanlığı), homofobi/bifobi/transfobisini rahaaaat rahat yayabilmek, ortaya kusabilmektir. laf edince de "ama ifade özgürlüğü" derler utanmadan. oysa azıcık zahmet edip okusanız öğreneceksiniz ki, ifade özgürlüğü böyle bir şey değil. elinizin altında internet var, her şey türkçeye çevrilmiş halde, hâlâ davar gelip davar gitmekte ısrarcısınız.

search: ifade özgürlüğü 

ne görüyorsun? ifade özgürlüğü avrupa insan hakları sözleşmesi'nin 10. maddesiyle güvence altına alınmış. hmm, neymiş bu ifade özgürlüğü, kafamıza göre ortaya nefret kusmak mıymış?

"bir ilkesel yaklaşım olarak, 10. madde her tür düşünceyi koruma altına alır. komisyon'un içeriğe yönelik uyguladığı tek kısıtlama, ırkçılık ve nazi ideolojisinin savunulmasına ve düşmanlık ve ırksal ayrımcılığa teşvike yönelik fikirlerin yayılmasıyla ilgili olmuştur. komisyon, aihs'nin 17. maddesine yaslanarak, ifade özgürlüğünün, aihs tarafından tanınan hak ve özgürlüklerin ortadan kaldırılması ile sonuçlanacak tarzda kullanılamayacağını ifade etmiştir."


senin anlayacağın dile çevireyim, "insanların özgürlüklerine, yaşam tarzlarına, milletlerine, ırklarına, cinsel yönelimlerine, şuna buna düşmanca laf etmek için ifade özgürlüğünü ağzına sakız edemez, özgürlüklerin altını oymak için bir başka özgürlüğü kullanamazsın" diyor. kapiş?

bu kuralı neden bu yönde kullandırmadığını da açıklıyor

"komisyon hoşgörü paradoksu teorisini uygulamaktadır. hoşgörüsüzlük yayan fikirlere mutlak bir hoşgörüyle yaklaşılması halinde, bunlar hoşgörünün ortadan kalkmasıyla sonuçlanabilir."

yani senin anlayacağın dille diyor ki, "senin bizi hor görmene alan verelim de günü gelince bizi tepele değil mi? var mı öyle yağma? salağa benziyor muyuz?" anladın inşallah?


hadi biraz daha devam

"şiddet kışkırtıcılığı 10. maddenin koruması dışında kalır."

yani sen kadınlara, geylere yahut etnik bir gruba yönelik fiziksel, sözel, psikolojik yahut sembolik şiddet uygularken veya uygulama çağrısı yaparken tutup da "ımı ifidi izgirliğim vır" diyemezsin, dedirtmeyiz.

hâlâ anlamadıysan al buyur sana el kitabı, zahmet edip biraz okursan kendi şiddet dolu diline, eylemlerine, yaydığın pisliğe "ifade özgürlüğüm var benim taam mıı" diyemeyeceğini öğrenirsin.

http://www.inhak.adalet.gov.tr/…ifade_ozgurlugu.pdf