Ülkemizde Sıkça Yaşanan Can Sıkıcı Bir Durum: Kibar İnsanı Ezmek

Sokakta, otobüste ya da bir alışveriş sırasında başa gelen can sıkıcı durumlardan biri de kibarlığa karşılık verilen tepkiler. Neden kibar konuşan birini ezmek isteyerek kötü bir enerji yaratır ki bir insan? Sözlük yazarları bu konuyu sebepleri ile birlikte irdelemiş, buyursunlar.
Ülkemizde Sıkça Yaşanan Can Sıkıcı Bir Durum: Kibar İnsanı Ezmek
iStock.com

kantinde sıra bekliyorum, çay almak için. adam o kadar insanın gözünün içine baka baka öne geçiyor, çay istiyor.

"beyefendi sırayı görmediniz galiba, biz sıradayız" diye nazikçe uyarıyorum
primitif, evrimini tamamlayamamış, hayvan desem hayvana hakaret olacak bana diyor ki
 "çay alıcam, ne sorun yapıyorsun".
 
sanki o sadece çay alacak da ben suriye sorununu çözeceğim. 195 lik boy pos sağolsun sadece biraz yüksek perdeden (hala hakaret ve tehdit etmeden) net ve sert bir şekilde tekrar uyarınca aynı et yığını anında geri vites yapıyor ve sırıtarak diyor ki "tamam o kadar önemliyse geç sen al". sanki lütfediyor varlığı, genetiği, uzayda kapladığı alan tamamen ziyan olan bu yaratık. sanki sadaka veriyor. sanki istese kendi zorbalıkla hakkımı yiyebilir ama hadi neyse bu seferlik affediyor beni, sıramı bana bağışlıyor. ben eminim gözü kesse beni dövmeyi, daha minyon bir adam olsam ya da kadın olsam işi kavgaya kadar götürecek. çünkü orman kanunuyla yaşıyor. uyaran adama bakıyor "bu beni döverek öldürür" deyip anında geri vites yapıyor. başta kibar girmeyip yakasından yakalasam "sıraya geç yoksa çaydanlığı götüne sokarım senin" desem, ilk baştaki o cevabı da veremeyecek pardon görmedim falan deyip kaçacak.

hastaneye aracımla girmek için kapıdaki araçların güvenlik kontrolünü bekliyorum, yandan bi taksici o kadar bekleyen aracı geçerek burnunu önüme sokmaya çalışıyor. camı açıp "napıyorsun, görmüyor musun o kadar insan bekliyor sen neden öne geçiyorsun" dediğinde sanki ben medeniyetin gereği olarak değil korkak, pısırık, ezik biri olduğum için kibar konuşuyormuşum gibi bağırarak "ne var lan, çok konuşma geç" diyor ve araçtan iniyor beni dövecek sözde. çünkü aracın içindeyken görünmüyor fiziğin nasıl. ben de araçtan inince hassiktir çekip "ben öne geçmedim ki, bekleyecektim orada ehi" diyor ve u çekip hastaneye girmekten vazgeçip kaçıyor neme lazım dayak falan yerim diye. halbuki bilmiyor fiziksel bir tehdit oluşturmadığı sürece kendisiyle angajmana girmeyeceğim (o da savunma amaçlı). çünkü kendi boyu 165 olmasa, bu kadar boylu poslu güçlü olsa herkeslerle anında kavga edecek. çünkü orman kanunuyla yaşıyor.

bu kadar küçük olaylara normalde "ya sabır" der güler geçerim ama her gün bunun gibi sürüyle gelişmemiş et yığınının her alanda benzer şekildeki tavrını görünce yoruluyorum. mecburen kibarlığı, hoşgörüyü göz ardı etmek durumunda kalıyorum. bu kadar bozuk toplum sanırım bir tek araplarda var.


en iyi ifade şekli;

tişikkirler sipirmin

sirf turklere ozgu bir huy degildir. genellikle sosyal hayatta kendini yeterince ifade edemeyen, azicik da asagilik kompleksi olan tum insanlar, kendilerine azicik adam gibi davranip kibarlik eden insanlari gorunce hemen kendilerini birsey zannedip, karsilarindaki insanin kibarligini eziklikle karistirip, ust perdeden cevaplar verirler. karsilarindaki kisinin kibar davranmasi nedeniyle, kendilerine tabi oldugunu dusunurler, o yuzden kibarlik edenin tepesine cikarlar. hazimsiz insan davranisidir.

(bkz: ukteydim doldum)

para üstü alan adam teşekkür etti diye "fazla mı verdim yoksa para üstünü" diye geri alıp para üstünü tekrar sayanı bilirim ki, gerçekten böyle bir huy vardır..

minibüste bir teyzenin "evladım, rica etsem müsait bi yerde indirir misin?" sözü üzerine şoförün "ne yalvarıyon teyze, indir! de indirelim" demesini aklıma getirmiştir...

evrimdeki "savaş ya da kaç" prensibi ile açıklamaya çalışacağım bunu. güçlü birisini görünce savaşmaya götü yemiyor ve kaçmayı tercih ediyor. kibar birisini görünce de "ne kaçacam ya şu tırttan" savaşırım diyor.