Uzun İlişki Sonrası Yaraların Sarılması Niyetiyle Yaşanan İlişki: Rebound Love

Uzun ilişki enkazından çıkan kişinin karşı taraf tarafından yaralarının sarıldığı "rebound love" dediğimiz bu ilişki herkesin bir şekilde tecrübe veya duyumla aşina olduğu kavram. Yara bandı ilişki olarak da özetleyebileceğimiz bu ilişkinin altında bakalım ne duygular, ne sürprizler var?
Uzun İlişki Sonrası Yaraların Sarılması Niyetiyle Yaşanan İlişki: Rebound Love
Demet Şener ile İbrahim Kutluay


rebound ilişki, biten ilişkinin ardından kanayan kalp, kırılan kol kanat ve dibi sıyrılan güven duygusunun telafisi için, çoğunlukla hesapsız kitapsız, "boy ver hele yeterince derinse atlarım" demeye kalmadan kendinizi göbeğinde bulduğunuz, çoğunlukla da hiçbir yere varmayacağını içten içe bildiğiniz halde dalıverdiğiniz yeni ilişkidir. 

rebound sevgiliyi standart sevgiliden ayıran en önemli şey bir öncekinin açtığı yaralardan oluk oluk kan gelmekte, yanan etlerinizin üstünde dumanı tütmekte iken girişilmesidir. bir enkaz devralan yeni sevgili çoğunlukla durumun farkındadır. o, sizi iyileştirip kendi aşk mabudesi yapma iddiasıyla kolları sıvarken siz de ya "ben şurada az soluklanayım da hele, sonra yürür yoluma giderim nasılsa" der, ya da içinizdeki o doymak bilmez romantizm hayvanının açlığına karşı koyamayıp "belki bu sefer olur?" dersiniz. o cevap beklemeyen sorunun altında da elbette "n'olur olsun n'olur n'olur n'olur!!!" vurgusu yatmaktadır.

ilişki denen zıkkımda, siz ne kadar mükemmel, ne kadar zeki, ne kadar görmüş geçirmiş, efendime söyleyeyim ne kadar kendinizi her duruma hazırlamış sansanız da karşı tarafın hangi kritik noktalarda ne şekil müdahalelerde bulunacağını asla tam olarak kestiremeyeceğinizden kendinizi ava giderken avlanmış bulmanız işten bile değildir.
sizin o kırılgan, yorgun kalbinizi eline alıp tatlı tatlı seven, öpüp okşayan rebound sevgiliniz zevk sigarasını az önce öptüğü o kalpte söndürüp hayatınızdan giderken geriye kalan parçalarınızla yapacağınız sanatsal çalışmalar da işte insanlığın geleceğine ışık filan tutacaktır. tabii.

rebound love, fuck buddy müessesinden hallice, friends with benefits gibi de değil, böyle garip bir şey. bak tanım bile yapamıyorum yani. genelde siz karşınızdaki insan için sevgili değil de rebound girl/rebound guy oluyorsunuz işte. sokakta elele gördüğün çiftler var ya? boşuna bakma onlara. öyle bir ilişki olması sıfır demeyelim ama ona yakın. siz mi? ya çok iyi ya da çok kötü. genelde mi? tabii ki çok kötü.

hele hele sizin uzun süreden beri bir ilişkiniz yoksa sizin istek ve beklentilerinizle karşınızdaki insanın istekleri tamamen farklı olabilir. sizin özlediğiniz şeylerden karşınızdaki insan sıkılmış yada bunalmış olabilir. sizin bunları dile getirmeniz haliyle karşınızdakini daha da bunaltır. mümkünse hiç konuşmayın. size bir dost tavsiyesi.

up in the air diye bi film vardı. benzer bir konu işlenmiş aslında. izleyin siz onu. unutmayın ki karşınızdaki insan alex'in ryan'a dediği gibi size de her an dönüp "you're an escape" diyebilir. ne yapabilirsiniz biliyor musunuz? hiçbir şey. neden, nasıl, niçin gibi sorular da soramazsınız. sormaya hakkınız da yok. tek diyebileceginiz "peki" deyip hayatınıza devam etmek. buraya cuk oturan bir cümle var: adam haklı beyler. evet arkadaşlar, kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyiz. kadın ailesiyle hayatına kaldığı yerden devam etti, george abimiz de sap gibi kaldı. adamın hissettiklerini düşününce şu an resmen içime öküz oturdu, boğazım düğümlendi.


hani şey gibi düşünün. evli bir adam var. adam bütün resmi davetlere eşiyle gidiyor. bir de arka planda hoş vakit geçirdiği diğer kadın var. işte siz o diğer kadın/adam oluyorsunuz biraz. hani gerilim filmi izlerken her an herşey olabilecekmiş gibi beklersiniz ya, öyle bekleyin. filmin sonuna kadar, emin olana kadar tetikte bekleyin. kendinizi pat diye bırakmayın, üzülürsünüz sonra. size caro emerald'ın bir şarkısını armağan ediyorum o halde:

little girl, just keep on waiting
for that man to give you a life
.....
you'll always be the other woman
.....
baby, trust me, i’ve been there before
you don't know him, i know him more

of çok iç karartıcı olmuş. merak etmeyin mutlu sonla bitenleri de var ama çok az. bu yüzde %0.01'lik olasılığa tutunup devam edebilirsiniz yine de, biraz pollyannayı oynamak kimseyi üzmez. fazla düşünmeyin, huzurunuzu kaçırmayın, üç maymunu oynamaya devam edin, keyfinize bakın.

Patlamış Mısır Hakkında Daha Önce Duymadığınız Enteresan Gerçekler