Yakın Tarihimize Damga Vuran Terör Eylemi: Sabancı Center Suikastı

9 ocak 1996 tarihinde Özdemir Sabancı, Haluk Görgün ve Nilgün Hasefe’nin öldürülmesiyle sonuçlanan Sabancı Center Suikastı, yakın Türkiye tarihine damga vurmuş olaylardan biri.
Yakın Tarihimize Damga Vuran Terör Eylemi: Sabancı Center Suikastı

sabancı center suikastı: 9 ocak 1996 tarihinde özdemir sabancı, haluk görgün ve nilgün hasefe’nin öldürülmesi ile sonuçlanan terör eylemi.

dhkp-c tarafından üstlenilen eylem, istanbul emniyet müdür yardımcısı hüseyin kocadağ’ın referansı ile sabancı center’da çalışmaya başlayan fehriye erdal’ın yardımı ile binaya giren mustafa duyar ve ismail akkol tarafından gerçekleştirilmişti.


sabancı center’ın 25. katında garson olarak çalışan fehriye erdal, bina girişinde gerçek kimliklerini veren akkol ve duyar’ı, özel asansör ile patronlar katı olarak da bilinen 25. kata çıkartmış ve özdemir sabancı’nın odasına götürmüştü. üç militan sekreter nilgün hasefe’yi, özdemir sabancı’yı ve toyotasa genel müdürü haluk görgün’ü öldürdükten sonra ve odaya “katiller hesap veriyor dhkp-c” yazılı bir pankart bırakarak binayı terk etmişlerdi. 28 dakika süren eylemin ardından, tüm binanın polis tarafından ablukaya alınmasına ve erdal, akkol ve duyar’ın evlerine operasyonlar düzenlenmesine rağmen militanlar yakalanamadı.


eylemcilerden mustafa duyar, 24 aralık 1996’da şam büyükelçiliğine başvurarak teslim oldu. 4 ocak 1997’de türkiye’ye getirildi vef yakalandığı açıklandı. duyar, suikast ile ilgili emri cezaevinde yatmakta olan dhkp-c yöneticisi ercan kartal’dan aldığını ve eylemden sonra yunanistan üzerinden suriye’ye gönderildiğini, burada örgüt liderlerinin şaşalı yaşantısından rahatsız olduğu için teslim olmaya karar verdiğini açıkladı. duyar, 15 şubat 1999'da cezaevinde öldürüldü.

suikastın ardından firar eden ismail akkol ise 2014'te yunanistan'da yakalandıktan sonra serbest bırakıldı. türkiye'ye iade talebi yunanistan mahkemelerince reddedilen akkol, 4 şubat 2016'da türkiye'ye giriş yaparken aydın, söke'de yakalandı ve tutuklandı. 17 mayıs 2017 tarihinde çıkarıldığı mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

olayın ardından belçika'ya firar eden fehriye erdal, 1999'da sahte pasaportla yakalandı ancak türkiye'ye iade edilmek yerine bir süre ev hapsi aldı. sabancı ailesi'nin yoğun başvurusu üzerine son olarak 2016 yılında belçika'da, türkiye'de işlediği suçlar nedeniyle geç de olsa yargılanan erdal, 20 şubat 2017'de türkiye'de işlediği suçlardan dolayı 15 yıl hapis cezası, 10 yıl sivil ve siyasi haklardan mahrumiyet cezası aldı.


“türk sanayiine hükmeden büyük sanayi topluluklarından biri” olarak adlandırılan sabancı holding’in [mustafa sönmez, türkiye’de holdingler, s.21] patronlarından özdemir sabancı’nın öldürülmesinin asıl nedeninin, güneydoğu ile ilgili hazırlattığı rapor yüzünden sakıp sabancı’ya gözdağı vermek olduğu, suikastın susurluk kazası sonrası ortaya çıkan çete tarafından planlandığı ve eylemin dhkp-c’ye uygulatıldığı da ileri sürülmektedir [orhan gökdemir, pike, s.98].


suikast ile ilgili bir diğer iddia da anap milletvekili eyüp aşık tarafından açıklandı. aşık, tbmm susurluk kazası araştırma komisyonu’nda yaptığı açıklamalarda duyar’ın kendisini suriye’deyken aradığını ve sabancı suikastinde kullanması için örgüt tarafından verilen baretta marka silahın 3 kasım 1996 tarihinde susurluk’ta kaza yapan mercedes’de bulunan silahlardan biri olduğunu söylediğini ileri sürdü. ancak bu iddia da diğerleri gibi hiçbir resmi makam tarafından incelenmedi.

Bütün Ayrıntı ve Bilinmeyenleriyle: Susurluk Kazası Nasıl Bir Süreç Sonunda Meydana Geldi?

Yakın Türkiye Tarihinin En Kilit İsimlerinden, Derin Devlet Ajanı Abdullah Çatlı'nın Hayatı