Yaşı 40'lara Dayanmış Olup Anne Babasıyla Oturmaya Devam Eden Erkeğin Halinden Anlayan Bir İroni

Her zaman fazla üzerine gidilen bu erkek modelinin imdadına yetişen, haklı bir yazı.
Yaşı 40'lara Dayanmış Olup Anne Babasıyla Oturmaya Devam Eden Erkeğin Halinden Anlayan Bir İroni
iStock


40 yaşında anne babasıyla oturan bekar erkek, çok ayıp eden erkektir

oysa sabahın 5'inde uyanıp, gün boyu birilerine para kazandırmak için yırtınıp, akşam 9'da evine sinir harbi içinde dönebilmesi lazımdı bu erkeğin. dokunsan patlayacak kadar dolmuş, bıkmış olması, insan gibi yaşamanın ne demek olduğu bilgisini 20'li yaşlarında bırakmış olması, önemli görüneceğim diye didindiği her günün sonunda, çok havalı döşediği bekar evinin kapısını, kendi önemsizliğini, değersizliğini iliklerinde duyumsayarak açıyor olması lazımdı.

büyük masraflara girerek yaptığı düğünle evlendiği kadından doğan iki çocuğunun bakıcılarıyla veya öğretmenleriyle didişiyor olması lazımdı ya da

eve durmadan bebek bezi ve mama taşıması, haftasonları başka arkadaşlarını evinde ağırlaması veya onlara misafir olması, taraflardan biri evlerine döndüğünde ciğerlerini dolduracak bir nefes alma ihtiyacı hissedecek kadar oksijene sıkışmış olması lazımdı. pazar sabahları şuraya buraya serpme kahvaltı yapmaya koşup, gittiği yerlerde sofrayı da kadraja alarak ailesiyle fotoğraf çekilmesi lazımdı.

işsiz kalacağım korkusuyla geçecek bir hayatta, etrafına hep diri görünmeye çalışmaktı çünkü büyümek, sorumluluk almak. biz çok güzel yaşıyoruz ya çünkü, ailesiyle huzur içinde yaşayan bu mutlu adamın da bizimle beraber bizim cehennemimizde mutlu olmayı öğrenmesi lazımdı. çünkü bu dünyada bize rahat yoksa, kimseye yok.


eğer gerekmiyorsa, mali açıdan sıkıntısı yoksa ve eve giren yetiyorsa, ille de çalışacağım diye ömründen rahat bir kırk seneyi gözden çıkarmasına bile lüzum olmadığını düşündüğüm erkektir bu. ben bugün işsiz kalsam, bildiğin sokakta kalırım. ailem, gidecek yerim, hiçbir şeyim yok, hiçbir güvencem yok dünyada. onun varsa, doya doya tadını çıkarsın o aile evinin. önüne dünyayı getirip koysan, o evin tuğlası etmiyor çünkü.

çok sevdiğim, hatta ömrümde en sevdiğim varlık, ailesiyle yaşar

beş yıl oldu kalbimi kırmadı benim. gündüz amirine bağıramadığı için akşam karşımda ağzından köpükler saçanı da gördüm, saygıysa ona duymam saygı. hayatı boyunca tırnağı incinmesin isterim ama olur da bir gün onun da güvenecek bir şeyleri kalmazsa, ben yaşadığım sürece onun yeri başımın üstüdür. sevdiklerimi işi, kazancı güzel, kendi başına ayakta durabiliyor diye sevecek olsaydım en başta ev hanımı annemi sevmezdim. ne kadar alışmışsınız 'bir esspresso içmeden ayılamayan' kalabalığa.

ekleme: 'en doğru yaşam şekli budur' demiyorum, insanlar nasıl huzurluysa öyle yaşasın diyorum. ayakları üstünde durmak, bebek sahibi olmak, aile yönetmek gibi idealleri olmayabilir her insanın. her insan tek bir yöntemle mutlu olmayabiliyor çünkü.