Yıllar Sonra Karşılaşıldığı Takdirde İlkokul Öğretmenlerine Söylenmek İstenen Şeyler

Zamanında birçok sebepten ötürü ilkokul öğretmenimize söyleyemediğimiz, içimizde kalan birçok şey var. Sözlük yazarları da onları sıralamışlar.
Yıllar Sonra Karşılaşıldığı Takdirde İlkokul Öğretmenlerine Söylenmek İstenen Şeyler
iStock.com

sayın hocam, 5. sınıf müzik dersinde bizlere öğretmiş olduğunuz " elveda meyhaneci " şarkısını hayatımın hiçbir döneminde unutmadım. bu şarkının vizyonumu belirlememde, hedeflerime ulaşmamda ve misyonumu tamamlamamda ki önemi büyüktür. ellerinizden öperim.

noldu ha noldu? bizi beden dersine cikarmayip zorla matematik yaptirdin da nooldu? kedinin cigere baktigi gibi okul bahcesine baktik camdan. nooldu? o 35 kisilik sinifin hepsi profesor mu oldu?

size hiç saygı duymadım çünkü beni sürekli arkadaşlarımın yanında küçük düşürdünüz. kilolarımla dalga geçerek onlara örnek oldunuz. başarılıydım fakat her türlü etkinliğin baş kahramanı olarak sırf daha güzel gözüktükleri için hep o sevimli, şirin kız ve erkek çocuklarını tercih erttiniz. bir kere 500bin liram vardı. okulun yanındaki marketten 250 bin lira vererek cips almıştım. haliyle para üstü olarak 250 bin almıştım. çılgın bir kalabalık vardı bakkalın önünde. bakkal benim ödeme yapmadığımı sandı cüzdanımı alıp baktı. 250bin lira var bunu bana vereceksin dedi. direndim. seni okuluna şikayet edeceğim dedi. et dedim ben de. ispiyoncu sınıf arkadaşlarım olayı sana anlatmışlardı. 

beni, tüm sınıfın karşısında tahtaya kaldırdınız ve azarlayıp aşağışadınız. tarafınızdan iftiraya uğruyordum. o gün ağlamamıştım çünkü iğrenmiştim sizden. tek hatırladığım deli gibi kalbimin çarptığı. bir daha o markete hiç gitmedim. sizi de hiç sevmedim. yıllar sonra karşılaştık. büyümüş, zayıflamış, çocukluk halinden çıkmış ve ergenliğimi atlatmıştım. başarılıydım. sen ise bir grup öğretmen arkadaşınla oturuyordun. beni gördün ve benimle övündün, işte benim öğrencim diyerek... ben sadece samimiyetsizce gülümsedim. keşke o gün söyleyebilseydim, beni sizin iyilikleriniz, zekanız, bilgi kaliteniz yetiştirmedi, beni sizin ikiyüzlülüğünüz, gaddarlığınız ve kötülüğünüz yetiştirdi.

kulagimin dorde katlanabilecegini sizden ogrendim hocam.
sagolun

teşekkür ederim, beni hayata kazandırdığınız için.

ilk başladığım okuldan atıldım ben. evet 1. sınıfta okuldan atıldım. okuma yazma öğrenemedim. ilk öğretmenim anneme çocuğunuz gerizekalı buna göre özel okullar var minvalinde birşeyler demiş. bu okuldan alın demiş. doktorlara gittim, testler yapıldı. gerizekalı olmadığım anlaşılınca sömestrda başka bir okula geçtim. ordaki öğretmen biraz özel ilgi göstererek okuma yazma öğrenmemi sağladı. hala çarpım tablosunu ezbere bilmem ama adını ilk 5te sayacağınız bir lisede okudum, başka okullardan burs aldım. mühendis oldum. şuan adını ilk 5te sayacağınız bir kurumsal şirkette çalışıyorum.

din kulturu sinavinda vildan'dan kopya cekerken bizi gorup ispiyonlayan o serefsize "o senin arkadasin, boyle bir sey yapip o'nu boyle zor duruma sokmaman gerekirdi." dedin ya hocam, sen bitanesin. 25 yil gecmis hala aklimdasin. sen cok yasa.

kadriye öğretmenim;

sayende her yerli malı haftasında aklıma bana hissettirdiklerin geliyor. küçücük çocuğu sırf malzemeleri kırıldı, döküldü diye hiçbir şey yedirmeyerek kenara oturtmuş ve ona diğer çocukların yemek yemelerini izletmiştin. sınıf arkadaşlarımdan birinin kafasını tahtaya sürtmüştün. bariz bir ayrımcılık yapardın, o yıl öğretmenler gününde sana iyi hediye alan biri olursa onu yıl boyu ayırırdın. nasıl bir psikolojiye sahiptin bilmiyorum. 

aslında bir açıdan da iyi oldu. şu an öğrencilerime o kadar dikkatli davranıyorum ki, belki böyle kötü deneyimlerim olmasa bu kadar dikkatli olmazdım. ileride hiçbir öğrencim beni böyle anmasın diye uğraşıyorum. 

umarım başka öğrencilere de bize davrandığın gibi davranmayıp erkenden emekli olmuşsundur ve tedavi görmüşsündür.
saygılarımla

sevgili hocam,

özür dilerim, seni ikide bir telefonla arayıp konuşmadan dinleyen ayşe ile bendim. telefon sapıkların olarak seni çok uğraştırdık ama ne yapalım, 8 yaşında ev telefonunu ezbere bildiğimiz tek kişi sendin ve biz 'nasıl telefon edilir' sadece onu öğrenmek istiyorduk. hem sayıları da okumayı da bize sen öğretmiştin ve biz zeki çocukların, o yıllarda kalın bir kitap gibi olan rehberden senin adınla soyadınla kayıtlı olan bilmem kaç kişiyi arayarak bulmuştuk numaranı. sanırım bunu da o zamanki aklımızla en çok seni sevdiğimiz için yapmıştık. neyse ki sonra ayşe ahmetin numarasını da bulmuştu da bir yıl kadar sonra bizden kurtulmuştun. bu arada ahmetin annesi babasından da özür dilerim, o konuda size de çok mahcubuz.

özel eğitime muhtaç olan arkadaşımın kafasını yardığım için iyi ki beni dövdün öğretmenim. o günden sonra engellilere karşı inanılmaz hassaslaştım.

kadriye,

seni ilk gördüğümde çok korkmuştum. çünkü o yaşıma kadar ben hep kara kuru kadınlar gördüğüm için, senin sarı saçların, boncuk mavi gözlerin beni dehşete düşürmüştü.
herkesin çocuğunu senin sınıfına yazdırma telaşını o zaman anlamamıştım ama kısa sürede öğrendim.

öğrencilerin üstünü başını, pantolonunu düzeltmeni, beslenme çantasını unutanlara büfeden yiyecek almanı. anne şefkatiyle severken karnına bastırmanı hiç unutmadım. 4. sınıfta ipe un seren bana bir kere "serseri" demiştin de gece uykum kaçmıştı. keşke senden bir tane daha olsa da oğlum büyüyünce onun sınıfına yazdırsam. herkes okulun başarısından bahseder ama altında yatan sebeplerden belki de en büyüğü sendin. seni hala çok seviyorum ama ziyaretine bir kere bile gelemedim. affet.

kadriye somer'e

(bkz: turhan ve mediha tansel ilkokulu)

sevgili ilkokul öğretmenim yıllar boyu bana kattığın şeylerin hiçbiri için sana teşekkür etmiyorum.

kadın halinle 7-8 yaşında çocukları yerde tekmeleyebilecek kadar manyak olduğun, sınıf içerisinde fakir ve zengin ayrımı yaparak ailesi fakir çocuklara baskı yaptığın, hakaret ettiğin, aşağıladığın, öğretmenler gününde kimin parası var kimin parası yok diye düşünmeden kendine zorla hediye aldırttığın, ufacık çocuklara ayak işlerini yaptırttığın, diğer okullar veya diğer öğretmenlerle kıyaslandığında yaptığın öğretmenlik bok gibi olduğu için teşekkür etmiyorum.

öğretmenliğinle ilgili verdiğin tek doğru karar erkenden emekli olmaktı. başka çocukların da hakkını gasbetmedin.

almanya’dan gelen star wars figürü silgilerimi oyuncak sanarak sobaya atıp cayır cayır yaktığın için seni hiç affetmedim. güç seninle olmasın.

o tokati attiginizda cisimi kacirmistim altima ve yillarca ogretmenlerden olesiye korktum, iletisime gecemedim. her sozluye kalktigimda sesimin titremesine engel olamadim yarattiginiz travmadan

ıyi bir ogretmen olabilirsiniz ama cocul psikolojisi ve egitimcilikten nasibinizi almamistiniz