1811'de Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın Emriyle Gerçekleşen Kahire Kale Katliamı

Mart 1811'de Kahire Kalesi'nde gerçekleşen ve yaklaşık 6 gün süren acımasız bir katliamla, Mısır'daki Memlükler'in neredeyse tamamı Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın emriyle katledildi.
1811'de Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın Emriyle Gerçekleşen Kahire Kale Katliamı

mart 1811'de kahire kalesi'nde gerçekleşen ve yaklaşık altı gün süren acımasız bir katliamla, mısır'daki memlûkların neredeyse tamamı kavalalı mehmed ali paşa'nın emriyle katledilmiş ve böylece 13. yy'dan beri süregelen kölemen tarihi bir daha tarih sahnesine çıkmayacak şekilde sona ermiş.

katliamın arkasındaki temel saik politik mısır'a egemen olma çabası. paşa açısından bu, hem bab-ı ali'nin onu koltuğundan etmek için kullanabileceği etkin bir aktörü (memlûkleri) devre dışı bırakmaya hem de ülke içindeki gücünü konsolide etmeye dönük bir çabaydı. şöyle ki; mısır valisi olarak kavalalı mehmed ali paşa, öteden beri mısır'da modern ve düzenli bir ordu oluşturmak istiyor ve nizam-ı cedid ordusunu kurduğu için yeniçeriler tarafından şişlenerek öldürülen üçüncü selim'in akibetini paylaşmak istemediğinden, yeniçerilerin mısır'daki bir tür versiyonu sayılabilecek olan ve geçmişte ingilizler tarafından desteklenen memlûklardan kurtulmak için fırsat arıyordu. aradığı vaka-i hayriye, tosun paşa sayesinde eline geçer.

kemal sunal'ın ünlü tosun paşa filmine de konu olan ahmet tosun paşa'dan bahsediyorum. böyle biri var gerçekten de ve kendisi kavalalı'nın ikinci oğlu. 1811'de 2. mahmud tarafından cidde valiliğine atanan oğlu tosun paşa'nın hilat giymesi şerefine mehmet ali paşa bir resmi geçit töreni düzenler ve 500'e yakın memlûk ileri emir ve beyini davet eder. davete icab eden memlûklar saraya gitmek üzere kalenin içindeki dar bir geçitten geçerlerken arnavud sergerdeleri ile osmanlı askerlerinden oluşan mehmet ali'nin adamları yukarıdan ateş etmeye başlar. mısırlı tarihçi caberti o anları şöyle anlatmakta:

“askerler aşağıya ateş etmeye başladıklarında memlük emirleri geri çekilmek istedi ama atlar sebebiyle dar bir alanda sıkıştıkları için ricat edemediler... şahin bey vuruldu. başı kesildi, kesik başını da ödül almak için hemen paşa’ya götürdüler. hayatta kalanlar kaçmak için çabaladılar ancak kapıları kilitlenmiş buldular. hepsi ya kaçarken vuruldu ya da canlı ele geçirilip hemen paşa’nın emriyle öldürüldü”

memlûk ileri gelenlerinin 450'si kafa derileri yüzülüp kafaları kopartılarak feci bir şekilde öldürüldükten sonra kaçanlara ve kaledeki törene gelmeyen kahire'deki diğer memlûklulara karşı acımasız bir katliam başlatılarak, evlerini yağmalama ve eşlerine tecavüz etme izni verilir. daha düne kadar birlikte oturdukları, kapı komşusu ve dost oldukları memlüklere yönelik acımasızlık öyle boyuttadır ki "az sayıda kahireli, komşusu olan bir memlükü korudu veya evinde sakladı. yağma sona erdiğinde, memlük evlerine içindekilerle birlikte el koydular.”

katliam sırasında kahire'de bulunan levanten giovanni reggio gördüklerini şöyle anlatıyor:

"ilk gün, geçmesi beklenen alayı görmek için kaleye yakın bir yerde, bir eve gitmiştik. hâlâ kalede devam eden katliamın haberi geldiğinde, şehri saran kargaşa ve terörü güçlükle anlatılabilirim. insanlar tüm şehrin zarar göreceğinden korkuyordu. dükkanlar hemen kapatıldı. bildiğimiz gibi türkler daima, bir isyandan kendi adamlarından da kurtulmak için istifade eder. evimizin yolunda bir kaç memlükle karşılaştık, askerler katliama liderlik yapıyordu; bize yakın bir yerde onları kestiler. beylerden birinin karısının arnavut askerler tarafından bir koyun gibi kovalandığına şahit olduk; orada şal ve kılıç kuşanmış yağmacılarla karşılaştık, öfkeli ve sarhoş görünüyorlardı”

6 günün sonunda 1000 kadar memlûk bey ve emiri askerleriyle birlikte öldürülmüş ve malları talan edilmiş. yağmanın boyutu ise o kadar yüksektir ki tarihçi caberi'ye göre "yağmalanmış mal ve paranın miktarını sadece allah hesaplayabilir." memlûkleri hiç sevmeyen ve hatta onların daima hain bir ırk olduğunu söyleyen reggio'ya göre ise "bin kişi ayrım gözetilmeden ve soğukkanlılıkla katledilmiş, ki paşa onlara koruma sözü vermişti. bu, türk tarihinde bile eşsiz bir hainlik ve zulüm eylemidir.”

katliamdan sonra artık mısır'da 45 yıl sürecek olan tek adam yönetimine sahip olmanın sevinciyle kavalalı mehmet ali paşa'nın ağzı kulaklarındadır. caberi anlatıyor:

“paşa öğleden önce kale’den aşağı indi, etrafı yüksek rütbeli askeriyle çevriliydi. sadece kendisi at üzerindeydi, diğerleri yayaydı. çok sayıda insan onu arkasından takip ediyordu. memlüklerin katledilmesi, mallarının yağmalanması ve onlara galip gelmenin verdiği sevinç yüzlerinden yayılıyordu. rum tuhafiyeci ve kızarmış et satıcıları sokağından geçerken, mağribli tüccarlardan biri, ismi el-arabî el-hilû çıktı ve paşa’ya bağırdı: ‘bütün bunlar nedir? neden askerler bizi yağmalıyor? biz sadece fakir mağribli tüccarız, memlük ya da asker değiliz.’ bunun üzerine mehmed ali paşa hilû’nun evini yağmalayanları idam ettirdi”

bir şekilde kahire'den kaçmayı başaranlar içinse kavalalı'nın büyük oğlu kavalalı ibrahim paşa komutasında yukarı mısır'a 1812'de bir sefer düzenlenir ve bir 1000 memlûklu daha öldürülür. artık nasıl bir kinse 1820'de bile devam eder katliam. paşa'nın üçüncü oğlu ismail paşa komutasındaki mısır ordusu kurdufan'a (sudan) kaçan memlûkleri yakalamaya çalışır.

not-1: khaled fahmy'nin hatırlattığı üzere aslında memlûkların ortadan kaldırılmasına yönelik ilk girişim 1811'deki kale katliamı değildir. 1801'de osmanlı donanmasının kaptan-ı deryası hüseyin paşa tarafından tasarlanır ilk katliam planı. hüseyin paşa, önde gelen memlûk emirlerini sancak gemisinde düzenlediği bir ziyafete çağırır. emirler bir anda davetin anlamını çakıp hızla gemiden kaçmaya yeltenir ve çıkan çatışmada çoğu öldürülür, bir kısmı tutuklanır bir kısmı ise ingilizler tarafından kurtarılıp yukarı mısır'a yerleştirilir.

not-2: caberti ve reggio'nun anlatımları için bkz. selda güner, abdurrahman el-caberti ve giovanni reggio’nun anlatılarında “kahire kale katliamı” (mart 1811) ve memlüklerin mısır’dan tasfiyesi, akademik incelemeler dergisi, 11/2, 2016.
https://dergipark.org.tr/…nload/article-file/252524

not-3: tüm memlûklar teknik olarak köle olsa da aralarında bazı büyük farklar var. 1811'deki kale katliamında öldürülenler, "memelükler" adı verilen memlük beyleri. bunlar dışındakilere ise memlûklar deniyor ve bunlar kale katliamından sonra bile köle olarak (kölemenler) alınıp satılmış, hizmetçi ve asker yapılmaya devam edilmiş. örneğin sadece kavalalı mehmet ali paşa'nın kişisel memlûklarının sayısını kimi tarihçiler 300-400, kimisi ise 1000 olarak vermekte ki oğlu kavalalı ibrahim paşa'nınkiler bu sayıya dahil değil.

not-4: ikinci mahmud'un 1826'da yeniçeri ocağı'nı kaldırarak bütün yeniçerileri öldürmesinin asıl esin kaynağının paşa'nın 15 yıl önceki kale katliamı olduğu hususu pek de yabana atılır bir iddia değil.

not-5: ilginç olan husus, bütün bu hegemonya savaşları ve katliamlar mısır'da gerçekleşmesine rağmen mısırlıların iktidar mücadelesine müdahilliğinin neredeyse yok mertebesinde olması. nitekim kale katliamı da bunun bir örneği aslında. katleden balkanlardan gelen bir arnavut, maktul ise yüzyıllar önce kafkaslardan gelen türk asıllı bir halk. mısırlıların "mısır, mısırlılarındır" demesine daha bir 70 yıl bir vardır (bkz: arabi paşa ayaklanması)

not-6: peki tosun paşa'ya noldu? malum, filmdeki tosun paşa yeşil vadiye el koyup daver bey'in kızını aldı. gerçek tosun paşa ise mekke'yi vahhabilerden temizleyen bir kahraman olarak kale katliamından 5 yıl sonra vebadan öldü.