1867'de Rusya'nın ABD'ye 7.2 Milyon Dolara Sattığı Alaska Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler

Amerika Birleşik Devletleri'nin yüzölçümü en büyük, nüfus yoğunluğu ise en az olan eyaleti Alaska hakkında ilginç bilgiler.
1867'de Rusya'nın ABD'ye 7.2 Milyon Dolara Sattığı Alaska Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler

alaska, adını eskimo'ların kara parçası anlamına gelen sözcüklerinden almıştır. muhtemelen vitus bering, çar 1.petro adına gabriel adlı gemisiyle 1741 de ayak bastığında ismi karizmatik bulmuş olabilir.

birkaç ay sonra havası yaramamış olacak ki iskorbut denilen hastalıktan ölür. kürk ticaretinin keşfedilmesi içinse bir hayli zaman geçer.


alaska'nın, ruslardan amerikalılara geçişi ise 7.2 milyon dolar'a fakat sıkı bir pazarlıkla 1867 de olur. satışın ana gerekçesi çar'ın perspektifinde, uzak ve koruma refleksinin zor olması, problem yaşadığı osmanlı ile meşguliyeti, sorunlu çin sınırını korumak ve amerika ile olası bir çatışmayı önlemek sebebiyledir.

bütün bu pazarlıklardan ve satıştan alaska nüfusunun yüzde 98'ini oluşturan yerlilerin ve eskimoların hiçbir haberi olmaz.onlar fitilli balık yağı lambalarının dumanlı ışığında göl kenarında bildikleri gibi yaşamaya devam ederler.

alaska'nın amerika'nın 49 eyaleti olması ise alınışından 88 yıl sonrası 1959'da gerçekleşir.

alaska'ya araştırma için gitme fırsatı buldum. masal gibi bir yer. özellikle buz dağları. gerçek olamayacak kadar güzeller.

ama dünyadan izole bir yer. interneti, telefonu unutun. pek çok şehir birbirine sadece havayoluyla bağlı, uçaklar da dolmuş gibi çalışıyor. indi bindi hesabı. zaten uçakların yüzde 60 ı amazon kargolarıyla doluymuş. amazon olmasa bu insanlar nasıl yaşar düşünemiyorum bile.


uzmanlarına göre kumsalları sörf için paha biçilmezmiş, öyle dediler. ben sadece sahilde yürüme şansı buldum, kumsalda bir boz ayıyla göz göze gelince kaçtım tabi, yolda da bir moose (sanırım türkçesi kanada geyiği) ailesi görme şansım oldu. çıplak gözle gördüğüm en güzel canlı bunlardı. hala oturup o anı düşlerim.

ayrıca nüfusu da çok düşük, gittiğim şehirde 600 kişi yaşıyordu. enerji ihtiyaçlarını karşılayamıyorlarmış, yılda 1 yada 2 ay elektriksiz kalıyorlarmış. bizde istenen dalga enerjisi santralleri için öncü fizibilite deneyler yapmamızdı. sürdürülebilir bir yaşam oluşturmak istiyorlar yoksa hemen hemen herkes kaçmaya çalışıyor buradan, ayrıca şehirler de çok pahalı, herhalde dünyanın en pahalı yeri olabilir alaska. ayrıca insanları da çok fakir. gittiğim şehrin belediye başkanı okullarında öğretmen olmamasından şikayetçiydi. öğretmenleri kaçmış. bana ciddi ciddi iş teklif etti, çok da ısrarcıydı. gelen herkesi tutmaya çalışıyor adamcağız.


yegane gelirleri turizmdi, tabi bu bizim bildiğimiz turizm değil, balıkçı turizmi. zenginler buralarda kabin kiralayıp balık tutmaya geliyorlarmış. ben birkaçıyla konuşma fırsatı buldum. adamlar alaska'ya gerçekten aşık. bebek fotoğrafı gösterir gibi telefonlarından devasa somon fotoğrafı gösteriyorlardı. benim için biraz komik tabi, en sevdiğim balık hamsi olunca.

yine gidemem muhtemelen, başka bir araştırma olmazsa çok zor. belki bir kez daha, bu sefer daha tatil odaklı gitmek isterim. daha ormanların içine girmek isterdim, doğada yalnız kalmak çok güzel olurdu. ama şunu da belirteyim burada yaban hayat güzel olmasına güzel ama çok çok çok fazla tehlikeli, ölümlerin başlıca sebebi de yaban hayatmış.

yazları günde yaklaşık 19.5 saat güneş ışığı alabilen ve kışları ise tam tersine bu kadar uzun geceler geçiren kara parçasıdır alaska. 

abd anakarasıyla karayolu bağlantısı yoktur. başlıca geçim kaynakları petrol, turizm ve balıkçılıktır. türkiye'deki sanıldığı gibi buzullarla kaplı, sağda solda penguenlerin gezindiği ve eskimoların iglolarda yaşadığı bir yer değildir. aksine yazları günlük güneşlik, penguenlerin yerine sağda solda amerikan geyiklerinin (bkz: moose) gezindiği ve eskimoların hepsinin şehirlerde marihuana eşliğinde uçmuş olarak yaşadığı bir yerdir.  

bir başka özelliği ise her yaz 2000 den fazla türk öğrenciye ev sahipliği yapmasıdır.

alaska'ya birkaç yaz önce work and travel programıyla gidip 3.5 ay kaldım. 

en büyük şehri olan anchorage'ta "istanbul cafe" vardı. bunu öğrenmemle birlikte dünyanın her yerinde en az bir türk restoranı olduğuna ciddi ciddi inanmaya başladım diyebilirim. şehirden şehire coğrafi konumlarına bağlı olarak değişmekle beraber yazın akşam saat 9 da güneşlendiğiniz ve gece 11 civarı havanın hala aydınlık olduğunu görebileceğiniz yerler bulunabilir, insan ister istemez şaşırıyor.


kimi yerlerinde o meşhur eskimoların şehirlere göç etmiş kesimini görmek mümkündür ama genelde hepsi dilenci modunda yaşar ve yüzlerindeki ölsekte kurtulsak şu hayattan ifadesini görüp üzüleceğiniz derecede kötü koşullarda hayatlarını sürdürürler. bir genelleme yaparak rahatlıkla söyleyebilirim ki alaska insanı bir tanedir, en asil duygunun insanıdır. otobüs şoförleri sizinle sohbet eder, elli metre öteden gelen araba siz kuralları hiçe sayarak yolun bi tarafından salına salına yürüyerek karşıdan karşıya geçmeye başladığınızda hızını arttırıp siz gelmeden geçmek yerine yavaşlar, kimi fazla iyi bünyeler durur hatta, sizi dumura uğratırlar. marketlerdeki kasiyerlerle her gittiğinizde konuşa konuşa bir süre sonra ahbap olursunuz. lafın kısası alaska insanı gerçekten çok sıcak kanlıdır ve gördüğüm kadarıyla amerika nın diğer eyaletlerindeki insanlarla kıyaslanamaz.


çalıştığım 2 küçük ada olan wrangell ve kodiak'ta cep telefonu kullanmak mümkün değildi, zira çekmiyordu. hatta wrangell da mcdonald s, burger king bile yoktu. alaska için sadece dünyanın değil amerika'nın kendisinin bile çok iplemediği bir eyalet izlenimine sahip olmuştum. gerçi ben de topu topu bin kişinin yaşadığı, uçsuz bucaksız bir adaya gidip mcdonald's açmam yani.


gözlemlediğim ve yerli halktan edindiğim bilgilere dayanarak söyleyebilirim ki alaska'da trafik kazası, gasp, kapkaç vb. kriminal olaylar çok fazla yaşanmıyor. hatta şöyle de ilginç bir olay vardı. wrangell'da yaşayanlardan duyduguma göre şehrin geçmişinde sadece bir tane trafik kazası bulunmaktadır. o da ciddiye alınacak türden değildir ve türkiye'den gibi work and travel programıyla gelen bir elemanın yerli halktan birinin arabasını ödünç alıp sebebiyet verdiği bir olaydır. çok kişiden duydum, efsane olduğunu zannetmiyorum. yapmışızdır biz, türküz ilklerin adamıyız misali.

velhasıl bambaşka bir yerdir alaska, doğasına hayran bırakır. zannetmem ama olurda yolunuz düşerse keyfini çıkarın derim.

ABD'de, Siber Zorbalık İçin İlk Eyalet Yasasının Oluşturulmasına Sebep Veren Ölüm: Megan Meier