1969'dan Beri Çözülemeyen Sağlam Bir Problem: Newcomb Paradoksu

İlk kez Kaliforniyali fizikçi William Newcomb tarafından ortaya atılan bu paradoks, gerçekten kafaları allak bullak eden türden.
1969'dan Beri Çözülemeyen Sağlam Bir Problem: Newcomb Paradoksu


olay şu

ileri zekalı bir grup uzaylı, size iki adet kutu sunuyor: a ve b kutuları. b kutusunda 1000 dolar, a kutusunda ise ya 1 milyon dolar var, ya da hiçbir şey yok. şimdi, uzaylıların prensesi soruyor: "sadece a kutusunu mu almak istersin, yoksa hem a hem b kutusunu mu?"

işin karışık tarafı ise şu:

bu prenses, biz insanların seçimini %99.999 doğrulukla tahmin edebiliyor. eğer sadece a kutusunu alacağınızı tahmin etmişse, 1 milyon doları oraya koyuyor. yoksa, oraya bir şey koymuyor.

şimdi, tüm olasılık kurallarına göre, beklentiyi yükseltmek istiyorsanız sadece a kutusunu alırsınız. öte yandan, para artık oraya konmuş veya konmamış, ikisini almakla ne kaybedersiniz ki?

paradoks ile ilgili iki farklı görüşten ilki

şu uzaylı, ya da mahmut abi, ya da tanrı, üstün zeka değil de eğitilemez gerizekalı olsa, lakin zihinsel yeteneklerindeki bu ani düşüşe rağmen biz insanların davranışlarını sınamak amacından vazgeçmeseydi, öyle ki; yine eğer sadece a kutusu alacağımızı öngörüyorsa oraya bir milyon dolar koysa, yok eğer açgözlülük edip hem a kutusunu hem de b kutusunu alacağımızı tahmin ediyorsa a'yı boş bırakasa - ve fakat bu sefer öngörülerindeki başarı oranı %0.01 olsa sadece, sorulduğunda siz ne yapardınız?

eğer a yı seçecek olsaydınız bu denyo yaratık büyük ihtimalle ikisini de alacağınızı düşünüp a kutusunu boş bırakmış olacak ve siz de a'yı seçip avucunuzu yalayacaktınız. yok eğer ikisini de alacak tipte biriyseniz, bu sefer yaratık "a'yı alacak sadece" diyip oraya bir milyon dolar koymuş olacak, siz de iki kutu ve bir milyon bin dolar sahibi olacaktınız.

durum böyle olsaydı ortada bir paradoks olur muydu? yani eğer tercihiniz anlamsız olsaydı diyorum. eğer sadece a'yı seçecek biriyseniz her halükarda beş parasız kalacaktınız ama eğer ikisini de alacak gibiyseniz bir küsür milyon dolarınız olacaktı. tercihiniz hangi aşama(lar)da anlam kazanıyor? siz tercihinizi şimdi mi yapıyorsunuz yoksa nasıl biri oldugunuza göre kaç para kazanacağınızın tercihi çok önceden yapıldı mı? böyle bir teste tabi tutulacağınız 50 yıl önceden haber verilmiş olsa, siz de bu 50 yıl boyunca düşünüp kendinizi eğitseniz dolar milyoneri olmayı %99.99 ihtimalle garantileyebilir miydiniz? kutuların başında herhangi bir tercih söz konusu mu gerçekten yoksa tercih çoktan yapıldı mı?

başka bir soru; bir zar atıyorsunuz ama teknik o kadar ilerlemiş ki zarın ne geleceğini hesaplayan makineler var, üstelik bu makineler zarı kimin atacağı söylendiğinde ne geleceğini hemen hesaplayabiliyor; zarı atacak olan bensem, onu hangi yükseklikten, hangi hız ve hangi açıyla atacağımı bilebiliyorlar. zarı elime aldım, makineler altı gelecek dediler, altı atmama ihtimalim var mı? zarı attıktan sonra çamura yatıp masayı sallasam beş gelir mi? makineler masayı sallayacağımı da hesaba kattılar mı acaba? kattılarsa sallamazsam ne olur? sallamayı düşünüp sallamayacağımı da hesaplayabilirler mi?
hesaplanamayacak bir şey yapabilir miyim?

bana kalırsa bariz determinizm ve özgür irade paradoksudur bu ve hayatın bu paradoks çerçevesinden nasıl algılandığını irdeleyen bir karakter testidir de aynı zamanda.

soru çok basit aslında: hesaplanabilirliğin dışına çıkabilir misiniz.
çıkabilir misiniz?

paradoks ile ilgili iki farklı görüşten ikincisi

geleceği tahmin eden yaratığı saf dışı bırakmadığımız ve durumu illa ki determinizm ve özgür irade paradoksu ile ilişkilendirmek istediğimizde, sorun sadece ve sadece insanın canını sıkan bir durumdur. geleceği tahmin eden yaratığı saf dışı etmek yerine, canı sıkılan bir yaratık olan insanı saf dışı bırakır isek, sorun sadece ve sadece sonsuza dek devam eden ve sonsuz süreye ve enerjiye ihtiyaç duyan bir işlem tekrarlamasına dönüşür. geleceği tahmin eden yaratık olarak bir bilgisayar seçtiğimizde "işlem" diyerek ne kastettiğim anlaşılacaktır. daha fazla açıklamaya girişmeden evvel insanın da geleceği, geçmişi, her türlü bilinmeyeni tahmin eden bir yaratık olduğunu bir ön bilgi olarak sunmak isterim.

evvela olaydaki kişileri, ve yaptıklarını, ve de düşündüklerini irdeleyelim. olayda iki kişi vardır. biri insan, diğeri geleceği tahmin eden yaratık. geleceği tahmin eden yaratığın yaptığı şey insanın yapacağı şeyi tahmin ederek bir hamle yapmaktır. insanın yaptığı şey ise bir seçim yapmaktır. "seçim yapmak" ne demektir? seçim yapmak, koşulları değerlendirip uygun hamleye karar vermektir. buradaki koşul, yaratığın hamlesidir. olayı paradoks gibi gösteren şey yaratığın hamlesinin "geçmişte" halihazırda yapılmış olmasından dolayı insanın özgür seçiminin alamsızlaşmasıdır. burada göz önüne alınmayan şey, yaratığın tahmin yaparken harcadığı "işlem süresi", yani düşünürken geçen zamandır. bu yaratığı tanrı olarak değil de "yaratık" olarak seçmemizin amacı, olayı metafiziklikten kurtarmaktır. geleceği tahmin eden yaratık ya bir uzaylı, ya bir bilgisayar, ya da benzeri bir "yüksek kapasiteli" beyindir. ve ne kadar yüksek kapasiteli olursa olsun düşünüp hamlesine karar vermesi belli bir zaman alacaktır. biz deneyimizde düşünme süresini ihmal ediyoruz ve yaratığın hamlesini halihazırda "yapılmış", dolayısıyla insanımız için "geçmişte" sayıyoruz. yaratığın hamlesini yapılmış saymamızın nedeni insanın eninde sonunda bir seçim yapacağından şüphe duymamamızdır. insan eninde sonunda bir seçim yapar, zira ya deneydeki risk-fayda seçeneklerinden birine kanacak, ya da bir süre sonra içine düştüğü açmaz dolayısıyla canı sıkılacaktır. yani insanın bir seçim yapacağı bir ön kabuldür. eğer insanımız yerine hem canı sıkılmayan, hem de risk-fayda seçimi karşısında duygusal tepki vermeyip salt mutlak değer gözeten bir yaratık koyacak olursak (ki bir seçim yapacağı için "özgür irade"si tabi ki olacaktır bu insansı yaratığın da), bu yaratık seçimini yapabilmek için uzun uzun düşünecektir. ve hatta maalesef sonsuza dek düşünecektir. çünkü yapacağı seçim geleceği tahmin eden yaratığın hamlesini belirleyeceğinden tekrar tekrar başa dönüp yeniden düşünecektir. bunu seçersem böyle olur, o zaman şunu seçeyim, ama o zaman şöyle olur, o zaman bunu seçeyim, ama o zaman böyle olur, o zaman şunu seçeyim... peki geleceği tahmin eden yaratık hamleyi hali hazırda yaptığından insansı yaratık bu hesapları niye yapsın? işte meselenin özü şurada ki: bunları aslında insansı yaratık düşünmemektedir, geleceği tahmin eden yaratık, insansı yaratığın seçimini hesaplarken düşünmektedir. insansı yaratık seçim yapmakta gecikecekse eğer, geleceği tahmin eden yaratığın da hamlesini yapmak için harcayacağı süre uzayacaktır. eğer insansı yaratık sonsuz süre boyunca seçim yapamadan sürekli düşünecek kadar duygusuz ve aynı zamanda uzun ömürlü ise, açıktır ki geleceği tahmin eden yaratığın düşünme süresi de sonsuz olacaktır. hele hele eğer insansı yaratık insandan birazcık daha zeki ise, mesela en az geleceği tahmin eden yaratık kadar zeki ise, durum geleceği tahmin eden yaratığın kendi kendisinin davranışlarını tahmin etmesine dönüşür ki, bu durumda işlemin neden sonsuza uzayacağı daha iyi anlaşılır. yani, salt mantıksal düzlemde, geleceği tahmin eden yaratık geleceği ancak sonsuzda tahmin edebilir. bu da olanaksızdır. geleceği tahmin eden yaratığın bir bilgisayar olduğunu varsayarsak muhtemel sonuçlar windowsun geçersiz bir işlem yürütüp kapanması, işlemcinin yanması, elektriklerin gitmesi, ya da güneşin kırmızı dev olup dünyayı yutması ve bilgisayarı eritmesidir.

eğer ki insansı yaratık sonsuz işlem yürütmeyecek, gerçek bir fayda hesaplayıp bir seçim yapacaksa, yahut sonsuz işlemin pillerini bitireceğini göz önüne alıp rastgele bir seçim yapacaksa, geleceği tahmin eden yaratık düşünmeyi sonsuzdan önce bitirir, insansı yaratığın yapacağı seçimi bilmiş olur. insansı yaratık kuşkusuz bunda bir sakınca da görmeyecektir, zira gerçek fayda elde etmişken tahmin edilebilir davranışlar sergilediğine üzülmeyeceği gibi, tamamen rastgele seçim yapabilmenin asıl ve gerçek özgür irade olduğunun da farkında olacaktır.

kanaatimce bir paradoksun paradoks olabilmesi için salt mantıksal koşullarda çelişkiye yol açması gerekir. bunun sağlanması için de düşünce deneyinin her türlü insani duygusallıktan arındırılmış olması gerekir. newcomb paradoksu hem risk-fayda seçimiyle ilgili kumarbazlık duygularından, hem seçim yaparken ki açmazların yarattığı depresif duygulardan, hem de seçim yapmanın anlamsızlığının yarattığı nihilist duygulardan arındırılmaya muhtaçtır.

velhasıl newcomb paradoksu aslen determinizm ve özgür irade paradoksu ile ilgili değil, insanın, mantığı ile duyguları arasında içine düştüğü paradoks ile ilgilidir.

Seçim Yapamadığı İçin Açlıktan Ölen Bir Hayvanı Konu Alan Paradoks: Buridan'ın Eşeği

Doğum Günü Problemi: 23 Kişiden 2'sinin Aynı Gün Doğma İhtimali Neden %50'dir?