20. Yüzyılda Yapılıp YouTube'da 1 Milyarı Geçen İlk Şarkı: Bohemian Rhapsody

Queen grubunun 1975'te yayınladığı efsane şarkısı Bohemian Rhapsody, YouTube'da 1 milyar izlenmeyi geçen en eski şarkı rekorunu elinde bulunduruyor. Bu vesileyle bu zamansız şarkı hakkında birkaç bilgiyi derledik.
20. Yüzyılda Yapılıp YouTube'da 1 Milyarı Geçen İlk Şarkı: Bohemian Rhapsody

youtube üzerinde 1 milyar izlenmeyi geçerek çok önemli bir başarıya ulaşmış ve önemli bir çıtayı aşmış queen şarkısıdır bohemian rhapsody. ayrıca da 1 milyar izlenmeyi geçen en eski tarihli şarkı olmuş durumda. ben de bu durum üzerine, bu eşsiz queen parçası hakkında bir yazı yazmak istedim.

bu parça single olarak çıkmasından sonra 21 ekim 1975 tarihinde yayımlanan “a night at the opera” albümünde 2’nci yüzün 4’ncü parçası olarak tekrardan yayımlandı. bu şarkının söz yazarlığını tamamen freddie mercury yapmıştır. böyle büyük bir eserin yapımının önemli bir kısmı da kendisidir. nasıl büyük bir müzik dehası olduğunu bu parçayla bile görebiliyoruz. 5 dakika 57 saniyelik bir uzunluğa sahip olan bu parça 3 ana bölüme ayrılmıştır. parça hakkında birkaç teknik detay verdikten sonra kendimce biraz yorumlamak isterim bu şarkıyı.


bu şarkının kayıtları sırasında ana ve geri vokalleri freddie mercury yapıyor ve ayrıca piyanoyu da kendisi kaydediyor. bunun dışında o ortadaki opera bölümünde de orta sesleri kendisi kaydediyor. brian may ana gitarla birlikte opera vokal bölümündeki düşük vokalleri kaydediyor. john deacon sadece bas gitarları kaydediyor ve roger taylor da bateriyle birlikte opera vokal bölümündeki yüksek sesleri kaydediyor. ayrıca roger taylor, şarkı içindeki, davulun daha büyük bir modeli olan timpaniyi ve uzakdoğu müziklerinden bildiğimiz gongu kaydediyor. şu resmi klipte en sonda dikkat edeceğiniz ya da konserlerde yine roger taylor'ın ayağa kalkıp son vuruşu yaptığı gongtan bahsetmekteyim.

bohemian rhapsody bildiğiniz üzere hem filmiyle olsun, hem filminden çok çok önce rock dünyasını ve listeleri sallayışıyla çok çok ünlü bir parça. hatta rock müziğin temel taşlarından birisi denebilir. tabii bu parçayı sadece bir türle kısıtlamak doğru değil. hal böyle olunca, bu şarkının yazılış dönemi ile alakalı da bir sürü spekülasyon ortaya atılıyor. şarkının ilk adının “the cowboy song” konulduğu ve sonradan bohemian rhapsody’e çevrildiği yazılmakta her yerde ve bunu destekleyen 3-4 farklı yabancı kaynak bulunmakta. öte yandan, şarkının melodisini freddie mercury uyurken rüyasında bulduğu ve hemen kalkıp piyanoda kaydettiği de rivayet ediliyor. aynı melodi bulma hikayesi paul mccartney’in yesterday şarkısını yazma hikayesinde de duymuştuk. tabii paul’ün hikayesinde, o’nun bu şarkı melodisini herkese sormasından dolayı en azından doğruluğuna daha güvenilir bir biçimde yaklaşabiliyoruz. bu şarkı sadece bir taslak olarak duruyor ve yıllarca freddie mercury bu şarkının üzerinde çalışıyor. freddie’nin arkadaşı chris smith’in dediğine göre freddie bu parçayı 1960’ların sonlarından itibaren geliştirmeye başlamış. öte yandan da, okuduğum bir kaynakta freddie’nin arkadaşları, freddie mercury’nin bu şarkının giriş kısmını orta okul veya lise dönemlerinde yazmış olduğunu söylüyorlardı.

freddie mercury aynı zamanda bohemian rhapsody'nin sözlerini de uzun süreler boyunca çalışmış, taslakları sürekli yanında taşıyarak üzerinde denemeler yapmış olduğu söyleniyor. zaten sözleri okuduğunuz zaman bir hikayeden bahsedildiğini görüyorsunuz. öyle sadece şarkının üstüne söz yazayım kafasıyla yazılmış bir güfte değil. şarkının, dönemin teknolojilerinin iyi kullanılması için 6 farklı stüdyoda kaydedildiği belirtiliyor. zaten şarkının bilgilerine baktığımız zaman da emı, virgin, elektra gibi şirketleri görüyoruz. hem amerika birleşik devletleri’nde, hem ingiltere’de kaydedilmiş bir parça. baktığım birkaç kaynakta da dönemine göre epey maliyetli bir kayıt süreci olduğu yazıyordu. yaklaşık 7 bin dolarlık kayıt, tek bir single için ve bunu 1975’e göre düşünmek gerek. tabii bu miktarın doğruluğu tartışılır. ayrıca, freddie mercury’nin, bohemian rhapsody’nin piyano kısmını çalarken kullandığı piyanoyu ondan 6-7 yıl önce hey jude’u kaydederken paul mccartney kullanmıştır. epey özel bir piyano. gelelim şarkının kayıt aşamalarına. şarkı için 3 haftalık ön bir prova ve hazırlık yapıldıktan sonra ilk kayıtlar kuzey galler’deki rockfield studios’da başlıyor. ilaveten roundhouse, sarm east studios, scorpio sound ve wessex sound studios gibi yerler de bu kayıtlar sırasında kullanılıyor. bu üst tarafta bahsettiğim, şarkıların opera bölümlerinde brian may, freddie mercury ve roger taylor’un kayıtları için günde 10-12 saat gibi bir zaman harcandığı ve 180 ayrı kanal kaydı olduğu söyleniyor. hatta hatırlarsınız filmde de bu bölüme gönderme var. bundan sonrası diğer paragrafın başlangıcına kadar spoiler içerikli olacaktır, bohemian rhapsody filmini seyretmeyen varsa diğer paragraftan başlayabilir. filmde, yapımcıları albümün beklenenden çok daha geç teslim edildiği konusunda gruba sitem etmişti hatırlarsınız. gerçekten de, şarkının sadece opera kısımlarını kaydetmek bu kadar yoğun çalışmaya rağmen 3 haftalık bir süreç alıyor.


şarkı ingiltere single listesinde 1’nci sıraya yükseliyor. amerika’daki billboards 100 listesinde 9’uncu oluyor ve 6 farklı ülkedeki listelerde 1’nci sıraya yükseliyor. fakat benim esas bu şarkı hakkında hayran olduğum nokta şu; şarkı 75’de, 76’da, 80’lerde, 91 ve 92’de, 2017’de, 2018’de ve 2019’da tekrar tekrar yayımlanıyor ve her seferinde de listelere girmeyi başarıyor. düşünün, an itibarıyla 44 sene önce yayımlanmış ve ortalama 50 yıldan fazla bir süre önce temeli atılmış bu şarkı günümüzde bile yayımlandığında listeleri darmaduman ederek üst kısımlara tırmanabiliyor. hatta 2017 yılında ingiltere’nin tüm zamanların en çok satan singleları listesinde de 3’ncü sırada bulunuyor bu şarkı. tüm dönem boyunca, o kadar müzik gelmesine ve geçmesine rağmen bu parça yerini her zaman muhafaza ediyor ve her yaştan insana hitap ediyor. hatta buraya filmle alakalı ufak bir anekdot sıkıştırmak isterim. filmi izlemeye gittiğimde, benim yaşımda ve benden daha büyük insanların geldiğini görmüştüm ama 75-80 yaşlarında birkaç hanımefendinin bile zorla yürümesine rağmen bu filmi izlemeye geldiklerini gördüğümde gerçekten queen'in etkisini anlamış oldum. queen, o yaşta, zorla yürüyen birkaç insanı bile 2018 yılında filmine getirecek kadar büyük bir grup.

bu arada buraya bbc’nin yayımladığı “90’lardan önce çekilen ve en çok izlenen 10 klip” listesini bırakmak istiyorum merak edenler için. bohemian rhapsody listede 1,000,894,575 izlenmeyle (ki şu an ben bu entryi gönderirken 1.002.130.654 izlenme almış durumda) 1’nci sırada ve zaten daha başka 1 milyarı geçen şarkı yok. en yakın rakipleri de guns n roses, onlar da sweet child o’mine ile 965 milyon izlenmede bulunuyor.


bu şarkı kaydedilip yayımlandıktan sonra gerçekten iyi tepkiler alıyor, beklenilenden, hatta muhtemelen freddie mercury’nin ve diğer grup üyelerinin beklediğinden bile iyi gidiyor. çünkü grubun bu şarkıyı yayımlamadan önce pek emin olamayıp elton john’a “şarkıyı single olarak çıkartırsak tutar mı?” diyerek şarkıyı dinlettiği ve elton john'ın da şarkının single olarak çıkartılmasını desteklediği söylenir. queen, şarkının defalarca radyolarda çalmasından sonra bohemian rhapsody için bir de klip çekiyor.

şarkı hakkında birkaç ek bilgi daha paylaşmak istiyorum. freddie mercury’nin, opera bölümündeki “galileo” kısmını, astrofizikçi olan brian may’e ithafen yazmış olduğu söylenir. bir diğer konu, şarkının anlamı freddie mercury’e sorulduğunda net bir cevap vermediği ama sadece şarkının “ilişkiler hakkında” olduğunu kabul ettiği belirtilir. tabii bu ilişkiler aile ilişkisi mi, bir sevgiliyle olan ilişki mi, bir tanrı veya bir inanç ile olan duygusal ilişki mi ya da daha farklı bir ilişki mi? bunun hakkında hiçbir bilgi yok. bohemian rhapsody’nin ilk baştaki bölümünü saymazsak şarkıya ilk giriş sözü olan “mama, ı just killed a man. “ bölümünde, orada öldürülen adamın freddie mercury’nin kendi içindeki hesaplaşmayla eski mercury olduğu ve bunu böyle betimlediği sanılmakta. tabii şarkılar hakkında hiçbir detaylı açıklama olmadığı için bu dizeler hakkında da çok fazla rivayet var. bohemian rhapsody ayrıca queen’in amerika’da ilk kez listelerde ilk 10’a giren şarkısı. 24 nisan 1976 tarihinde şarkı, zirve noktası olan 9’ncu sıraya kadar yükseliyor. queen’in kurulduğu yer olan ingiltere’de ise 29 kasım 1975’de 1’nci sıraya yükseliyor ve 9 hafta boyunca oradan inmiyor.

bohemian rhapsody, freddie mercury’nin ölümünden sonra 1991 senesinde bir daha yayımlanıyor ve listelerde yine 1’nci sıraya oturuyor. şarkının tüm gelirleri, freddie mercury’nin desteklediği terrence higgins vakfı’na aktarılıyor. şarkı tekrardan amerika’da yayımlandığında da gelen tüm gelir magic johnson’ın “aıds ile mücadele” vakfına gönderiliyor. bu şarkının vokalleri hakkında bahsetmiştik, çok fazla kanal kullanılarak ve 6 farklı stüdyoda kaydedilerek alınan vokalleri vardı diye. bu bilgiyle alakalı olarak şunu da entrye iliştirmek isterim; queen, bu vokaller için sentezleyici ya da miks kullanmayı reddetti ve tüm vokalleri üst üste hiç sıkılmadan kaydetti. bohemian rhapsody, 2002 yılında guinness world records’un yaptığı bir ankette ingitere’nin en favori single parçası seçildi. bohemian rhapsody’i 2’nci sırada john lennon’ın ımagine’i, 3’ncü sırada da the beatles’ın hey jude’u takip etti. şarkının ismi de popüler kültürde çok önemli bir yere sahip. örneğin; the jones soda company, bu şarkının adını değiştirerek “bohemian raspberry isminde bir içecek çıkartıyor. ayrıca yine ben&jerry’s markasının ürettiği bohemian raspberry isminde bir dondurma da var. cowboy bebop isimli anime dizisinin 14 ekim 2001 tarihinde yayımlanan 1’nci sezon 14’ncü bölümünün ismi de “bohemian rhapsody” koyuluyor. tabii bunlar arasında en ünlüsü, geçen yıl çekilen, rami malek'in freddie mercury'i oynamasıyla en iyi erkek oyuncu oscarını kazandığı ve toplamda da 4 oscar kazanan bohemian rhapsody fimi oluyor. film sadece yerel olarak 216 milyon dolar hasılat yapıyor.


şarkı hakkında bunları yazdıktan sonra biraz da kendi yorumumu katıp artık entryi sonlandırmak istiyorum. şarkı 3 bölümden oluşuyor diye yazmıştık, aslında bitiş bölümünü ve piyano girmeden önceki bölümünü de koyarsak 5 bölüme kadar çıkıyor. şarkının giriş bölümü ile esas parçanın başladığı o ara çok güzel bağlanmış. önce sadece vokal, ardından giren hafif piyano ve en sonunda “.. to me. “ derken şarkının ana piyano melodisinin başlaması ciddi mânâda harika bir müzikal resital. tek başına orayı götürüyor. bir piyanonun herhalde bir rock grubunun şarkısına en fazla yakıştığı yerlerden birisidir. cidden çok rahatlatıcı bir etkisi var. sadece 6 dakika boyunca freddie’nin o muazzam piyano çalışını dinliyorsunuz. brian may’in dediğine göre freddie mercury kendi piyanistliğini çok zayıf bulurmuş ve kendisini ortalama bir piyanist olarak görürmüş. brian may ve elton john gibi büyük isimler ise o’nun piyanistliğini hep övmüş ve takdir etmiştir.


şarkı bu bölümden ayrıldıktan sonra “mamaaa…” diye inletir ortalığı freddie mercury. daha sonra da brian may’in muazzam solosuna kadar harika bir rock ve klasik ballad dinleriz. brian may’in muazzam solosunu unutmamak gerekiyor tabii ki. gerçekten o araya yazılabilecek en iyi melodi sanki buydu. bohemian rhapsody filminde kendisi de bu soloyu bir kere daha çalmıştır bu arada. bu muazzam solo ile birlikte sanki şarkının ruhuna ve konseptine ihanet eder gibi aniden hareketli bir tempoda tekdüze giden bir piyano melodisinin üstüne “ı see a little silhouetto of a man” diye o şarkının opera bölümü başlar. tekrardan buraları anlatıp entryi biraz daha uzatmanın anlamı yok; bu, ortalama 1 dakikalık bölümün yapımının ne kadar uzun ve zahmetli olduğunu üst tarafta yazmıştım. resmen şarkı sizi karmaşıklıklara itiyor. daha bu bölümün ne olduğunu, size ne anlatmak istediğini çözemeden şarkının bu sefer rock bölümü başlıyor. harika bir gitar riffi ile şarkı bu sefer eğlenceli bir hard rock parçasına dönüşüyor adeta. zaten kapanış bölümünde yine brian may’in yazdığı çok ufak bir solo tarzında gitar partisyonunu dinliyoruz ve şarkı sonlanıyor. freddie mercury’nin vokali 5 bölümde de harika. zaten 5 oktav ses aralığına sahip olan böylesine nadide bir sesten de böylesine büyük bir rock klasiğini en iyi şekilde söylemesi beklenirdi. freddie mercury de kendi elleriyle yarattığı, her aşamasında içinde olduğu ve sözlerini tamamen tek başına yazdığı bu şarkının hakkını dibine kadar vermiş; zira çok fazla ünlü biliyoruz bu şarkıyı söylemeye çalışıp da madara olan.

bu arada queen grubunun şu an aktif olarak youtube üzerinde 10 milyon takipçisi var. takip edenler bilecektir, artık neredeyse her konserini youtube üzerinden paylaşan, youtube'da her zaman aktif olan metallica'nın 4.8 milyon, bon jovi'nin 4.2 milyon, ac/dc'nin 5.2 milyon, "isa'dan bile ünlüyüz" denen the beatles'ın 3 milyon ve hatta tarzın biraz dışına çıkalım, pop müziğin kralı olarak bilinen michael jackson'ın 14 milyon abonesi var. queen doğruya doğru freddie mercury'nin vefatından sonra eskisi gibi bir grup olmadı. buna rağmen bu grubun youtube abone sayısı çoğu grubu solluyor ve pop müzik yapan ünlü sanatçılarla bile kafa kafaya gidecek seviyeye getiriyor. queen hâlâ unutulmamış ve asla da unutulmayacak nadide bir grup.

bohemian rhapsody'nin birkaç versiyonunu paylaşarak yazımı bitirmek istiyorum

queen - bohemian rhapsody


65.000+ kişiyle söylenen bohemian rhapsody


queen - bohemian rhapsody (live at rock montreal, 1981)


queen - bohemian rhapsody (live at wembley stadium, july 1986)


queen - bohemian rhapsody (live in budapest, 1986)


queen - bohemian rhapsody (live aid, 1985)


Az Bilinen Yönleriyle Queen Grubunun Öyküsü