ABD'den Bildiğimiz Ancak Türkiye'de de Bir Zamanlar Var Olan Yapı: Cumhuriyet Senatosu

Genellikle ABD filmlerinden aşina olduğumuz senato ve senatör kavramı meğerse bir zamanlar bizde de varmış. 1960 darbesiyle gelip 1980 darbesiyle giden bu senatoyu inceliyoruz.
ABD'den Bildiğimiz Ancak Türkiye'de de Bir Zamanlar Var Olan Yapı: Cumhuriyet Senatosu

senatör kavramını herkes duymuştur, hani şu amerika gibi ülkelerde olanlardan...

işte bizim ülkemiz siyasi tarihinde de 1960'lardan 1980'e kadarki sürece baktığımızda daha önce duymadığınız veya duysanız bile ne olduğunu bilmediğimiz cumhuriyet senatosu adında bir yapı karşımıza çıkmaktadır.

peki bu cumhuriyet senatosu nedir?

bilindiği üzere türkiye büyük millet meclisi kurulduğu günden itibaren 1961 yılına kadar tek meclis olarak çalışmıştır. fakat bu senato fikrini ilk olarak türkiye cumhuriyetinin kuruluş döneminde görmekteyiz, yeni devletin yeni anayasasının şekillenmesi için 1924’te çalışmalara başlanmış. bu çerçevede tbmm’de anayasa hazırlık çalışmaları sürerken çift meclis hakkında görüşleri ve fikirleri öne sürülmüştür.

bursa milletvekili refet bey çift meclisi savunanların başında gelmektedir. refet bey dünyada genel olarak parlamentoların ikişer meclisten oluştuğunu, avrupa’da parlamentosu tek bir meclisten oluşan devlet olarak yugoslavya, yunanistan ve bulgaristan’ın sayılabileceğini belirterek, avrupa’nın ve amerika’nın siyasi tarihleri incelendiğinde çift meclis sisteminin, büyük devrimlerin veya büyük felaketlerin sonucunda doğduğunun görüleceğini ifade etmiş ve çift meclisli yapının yeni türkiye için yararlı olacağını savunmuştur.

Refet Canıtez

o yıllardan başlayarak cumhuriyet senatosu hakkında tezler ve anti tezler süre gelsin tarihler 1950 ila 1960 aralığını geldiğinde, türkiye cumhuriyeti çok partili siyasal hayata geçmiş, bununla birlikte 1946, 1950, 1954 ve 1957 seçimlerinde uygulanan tek dereceli çoğunluk sistemi gereği, güçlü ve istikrarlı bir hükümet oluşturması beklentisi önemli bir yer oluşturmaktadır. (bu sözler tanıdık gelmiş olabilir.)

fakat bu durum meclisteki dengesizliklerin büyümesine neden olmuş ayrıca 1924 anayasası yürütmeye geniş hareket alanı sağlamıştır. bundan dolayı iktidarın bireysel haklar konusu olsun ve birçok nedenden dolayı sergilediği olumsuz tutumlar ve bu tutumlar karşısında yasama organını denetleyecek temel taşlarının olmaması gibi temel faktörler, örnek verecek olursak kırşehir'in ilçe yapılması gibi birtakım olaylar ve daha fazlası çift meclis sisteminin gerekliliğinin sürekli olarak gündemde kalmasını sağlamıştır.

çünkü siyasal sistemlerin demokratik olup olmadığını belirleyen en temel konulardan biri, bu sistemlerin işleyişinde denge ve fren mekanizmalarının bulunması ayrıca denetilebiliyor olmasıdır.


tarihler 4 eylül 1957'yi gösterdiğinde ismet inönü, fevzi lütfi karaosmanoğlu, fuat arna, kasım gülek, enver güreli, ahmet bilgin, turgut göle, ibrahim öktem ve nurettin ardıçoğlu gibi isimler ortak bir bildiri yayınlamış. bildiride, siyasal partilerin, seçimler sırasında hazırladıkları aday listelerine bakıldığında ülke çıkarlarına yararlı olacak kişilerden çok, bir partizan kazanmak amacıyla, yalnızca halkın sempatisini kazanmış kimseleri aldıkları gözlenmiştir. ikinci bir meclisin varlığı ile siyasal partilerden kaynaklanabilecek bu tip sıkıntıların giderilmesinin de mümkün hale gelebileceğine inanılmıştır ve ikinci meclisin varlığının, önemli bir denge ve denetim unsuru olabileceği, yasama organının iki meclis arasında bölünüp, bir güçler ayrılığının oluşturulması sağlanarak sağlam bir parlamento yapısının oluşabileceği gibi düşünceler ifade etmişlerdir. hatta basın da konuyla ilgili yazılar yayımlanmaya başladı. dönemin gazetecilerinden olan bülent ecevit'e ait neden ikinci meclis yazısına bir göz atabilirdiniz.

tarih 27 mayıs 1960'ı gösterdiğinde ordu yönetime el koymasıyla demokrat partini iktidarı sonlanmıştı (dönemin hatalarından birini daha görmekteyiz, belki daha demokratik bir şekilde çözüme ulaşılabilirdi). dp hükümeti’nin devrilmesinden sonra belli bir dönem milli birlik komitesi idaresinde yönetilen ülke yavaş yavaş tekrardan siyası yapısını kazanmaya başlarken, 1961 anayasası hazırlanmaya başladı, tabii ki yukarıdaki saydığım hususlar göz önüne alınarak.

sonuç olarak

cumhuriyet senatosu kurulmuş ve temel amaç olarak da yasamanın etkili ve verimli ayrıca denetlenebilir bir şekilde bir şekilde işleyeceği düşüncesine dayandırılmıştır. temel olarak senato üyesi olmak için;

* üyeleri 40 yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış olması gerekiyordu.

* 150 adet olan birinci grup üyeler halk tarafından seçiliyordu. cumhuriyet senatosunun genel oyla seçilen üyelerinin üçte biri her 2 yılda bir yenilenirdi. 1961-1980 döneminde 412 üye genel oyla seçilerek senatör olma hakkı elde etmiştir.

* 15 adet olan ikinci grup üyeler ise cumhurbaşkanınca seçiliyordu. bunlar kontenjan senatörü olarak bilinmektedir ve bunlardan en az 10'u bağımsızlar arasından
seçilecektir. süresi biten üye tekrar seçilebilir. üyelerin üçte biri, iki yılda bir yenilenir. üyeliğin boşalması halinde boşalan üyeliğe cumhurbaşkanınca bir ay içinde yeni bir atama yapılır. atanan üye, boşalan üyenin süresini tamamlar. böylece ilk 15 üyenin seçilmesinden sonra cumhurbaşkanının her 2 yılda bir 5 üye seçeceği anlaşılmaktadır. bu şekilde senatoda toplamda 60 üye cumhurbaşkanınca seçilmiştir. ayrıca bu grup seçilecek üyelerde yüksek öğretim şartı aranmamaktaydı ve üyelik süreleri 6 yıldı.

* tabii senatörlük buna yaşam boyu senatörlük da diyebiliriz. bu üyeler, cumhuriyet senatosunun diğer üyelerinin tabi oldukları hükümlere bağlıdırlar. tabii üye olarak cumhuriyet senatosuna katıldıktan sonra bir siyasi partiye girenlerin tabii üyelik sıfatı, partiye girişlerinden sonraki ilk cumhuriyet senatosu üyeliği seçimi tarihinde sona erer ve senatoda 26 tabii üye görev yapmıştır. bu grup kendi içinde de iki gruba ayrılıyordu. bunlardan birincisi millî birlik komitesi (yani 60 darbesini yapan komite)başkan ve üyeleriydi. ikincisi ise eski cumhurbaşkanlarıydı.

birinci grup üyelerin görev süresi altı yıldı. ancak seçimler 2 yılda bir yapılıyordu ve her seçimde üyelerinin sadece üçte biri yenileniyordu bu da bir sirkülasyona neden oluyordu. 1961 anayasası'nın geçici 10. maddesine göre 1961 seçimlerinden iki yıl sonra yapılacak seçimlerle yenilenecek üyeler ile dört yıl sonra yapılacak seçimle yenilenecek olan üyeler ad çekilerek belirlenmiştir. böylece a, b ve c grubu olmak üzere 3 grup oluşturulmuştu:

* ikinci grup üyelerin görev süresi de altı yıldı.

* üçüncü grup üyeleri ise ömür boyu görev yapıyorlardı.

senatonun görev ve yetkilerine bakacak olursak

1. soru: yani cumhuriyet senatosu üyeleri, hükümet adına yazılı veya sözlü olarak cevaplandırılması isteği ile başbakana veya bakanlara soru sorabilirler fakat senato üyelerinin daha etkili bir denetim yolu olan hükümetle ilgili gensoru verme hakkı yoktur.

2. genel görüşme: genel görüşme hükümetin veya bir bakanın siyaset ve icraatı ile ilgili belirli bir konunun genel kurulda görüşülmesidir. en az beş üyenin imzalayarak başkanlığa verecekleri bir önerge ile istenir. cumhuriyet senatosu, bu denetim yolu ile önemli yurt sorunlarına değinmiş, ele alınan konularda ilgilileri uyardığı gibi kamuoyunu da aydınlatmıştır.

3. senato araştırması: senatonun başka bir denetim yolu da senato araştırmasıdır. yasamanın yürütmeyi denetleme yolları içinde meclis soruşturmasının ayrı bir yeri vardır. öteki bütün denetim yolları sadece siyasal sonuçlar ortaya çıkarırken, meclis soruşturması sonucunda, ilgili başbakan veya bakanın cezai sorumluluğunun doğma olasılığı vardır.

diğer meclisle beraber, yani millet meclisi ile birlikte kullandığı yetkiler

1. yasaların teklifi ve görüşülmesi

cumhuriyet senatosu üyeleri yasa teklif etmeye yetkilidirler. yasa tasarıları ve teklifleri önce millet meclisinde görüşülür. millet meclisinde direkt veya değiştirilerek kabul edilir ya da reddedilen tasarılar ve teklifler cumhuriyet senatosuna gönderilir. millet meclisinde kabul edilen metin, cumhuriyet senatosunca değişiklik yapılmadan kabul edilirse, yasalaşır. cumhuriyet senatosu kendisine gelen metni değiştirerek kabul ederse, ancak millet meclisinin de bu değişikliği benimsemesi halinde, metin yasalaşır. millet meclisi, cumhuriyet
senatosundan gelen metni kabul etmezse, her iki meclisin ilgili komisyonlarından seçilecek eşit sayıda üyelerden bir karma komisyon kurulur. bu komisyonun hazırladığı metin millet meclisine sunulur. buna göre yapılan teklif her iki mecliste ayrı ayrı görüşülür. değişiklik teklifinin kabulü meclislerin ayrı ayrı üye tamsayılarının 1/3 çoğunluğunun oyu ile mümkündür.

2. anayasa değişikliklerinin görüşülmesi

ayrıca millet meclisi ile birleşik toplantı yaparak kullandığı yetkilere gelirsek 

* uluslararası hukukun meşru saydığı hallerde savaş ilanına, silahlı kuvvetlerin yurt dışına gönderilmesine veya yabancı kuvvetlerin türkiye'de bulunmalarına karar vermek,

* cumhurbaşkanı seçimini yapmak ve vatan hainliğinden dolayı suçlandırmak,

* başbakan veya bakanlar hakkında yapılacak soruşturma işlemlerini yürütüp karara bağlamak ve kararın yüce divana gönderilmesine karar vermek,

* siyasal partilerle yasama meclislerinin ve yerel yönetimlerin seçimleriyle ilgili tasarı ve teklifler konusunda, meclislerin görüşlerini uzlaştıran karma komisyon raporunu görüşüp oylamak.

* sıkıyönetim kararının onanmasına ve sıkıyönetimin uzatılmasına karar vermek,

* bakanlar kurulunun üniversitelere el koyma kararını onaylamak.

kaynak ve ileri okumalar için: 1 / 2 /3 / 4