Açıklayıcı Örneklerle: Türkiye'de Kitaplar Neden Sanıldığı Gibi Pahalı Değil?

Ülkemizde kitap fiyatlarına gösterilen tepkiye karşı okurları biraz daha makul olmaya davet eden bir içerik hazırladık.
Açıklayıcı Örneklerle: Türkiye'de Kitaplar Neden Sanıldığı Gibi Pahalı Değil?
iStock

kitap, türkiye'de pahalı olmayan birkaç şeyden biridir

kitaplardan vergi alınmamaktadır. şöyle bir basit matematiği var:

türkiye'de 300-500 sayfa diyeceğimiz kitaplar 20-40 tl arası satılıyor. iyi bir kahve veya tatlı (cheesecake mesela) 12-30 tl arası. neredeyse bir-iki kahve veya tatlı fiyatına çoğu zaman büyük hacimli bir kitabı satın alabiliyorsunuz. orhan pamuk'un veba geceleri romanı amazon.com.tr'de 27 tl. neredeyse bir tatlı veya 1.5-2 kahve fiyatına son dönemin en çok konuşulan kitabını satın alabiliyorsunuz. ayrıca 544 sayfa. kahve tatlı için verdiğin minimum eşiğin iki katı bir fiyat diyebiliriz.

abd'den örnek verelim, 300-500 sayfalık best seller kitaplar abd'de 15-30 usd arasına gider. iyi bir kahve veya tatlı bölgeden bölgeye değişmekle beraber 4-10 dolar arasıdır. oprah winfrey'nin şu an amazon'da best seller olan 'what happened to you?' kitabı 20 usd civarı. 304 sayfa. kahve ve tatlı için verdiğim maksimum eşiğin iki katı bir fiyat bu.

tabi bu örnekler sadece fikir verme amaçlıdır. bu tablodan hesaplayın siz. abd'de best seller'lar üzerinden vakit geçtikçe, bir sürü farklı online pazar yeri olduğu için 1-2 seneye çok ucuzluyor, bunu tartışmayacağım. yine de baktığımızda abd gibi tüketicilerin ürünlere erişmede ekonomik anlamda çok zorluk yaşamadığı, vergilerin düşük olduğu bir ülkeye göre fena değiliz kitap fiyatları açısından.

bir örnek daha

şu an elimde "lost ve felsefe" isimli kitap var. yaklaşık 330 sayfa. kitabı 15 liraya aldım.

anlayarak okuma sürem sayfa başına ortalama 90-95 saniye. bu, kitabın türüne, içeriğine ve diline göre 120 saniyeye kadar çıkabiliyor ve 80 saniyeye kadar inebiliyor. yani 330 sayfalık bu kitabı yaklaşık olarak 9 saatte okuyacağım. her gün ortalama 1-1,5 saat okuma yaptığım düşünülürse kitabı takribi 7-8 günde bitireceğim demektir. 15 liraya aldığım bu kitabı 7 günde bitirsem kitap okumak için her gün yaklaşık 2 lira harcamış olacağım. bu da aylık kitap okuma "masrafım"ın 60-70 liraya denk geleceğini gösterir.

sanki pek de pahalı değil ha, ne dersiniz?

not: kitaplığımdaki kitapların ortalama maliyeti gene 15-20 lira aralığında ve bu hesaplama "okuma kitapları" içinde geçerli. ders kitapları konumun dışındadır.

yayıncılık sektörü üzerinden

genelde yayınevleri diyelim ayda 5 kitap basarlar ama bunların bir tanesi tutar ve tüm baskı tükenir. uzun yıllar türkiye'de bir baskı demek 2.000 adet kitap demekti. yani bir yayınevi ayda beş kitap basarsa (bu durumda toplam 10.000 kitap basmış oluyor) taş çatlasın bir baskısını tüketir (yani 2 bi adedini) kalan 8 bin (hadi 7 bin olsun, ya da hadi gül hatrınız için 6 bin olsun) adedini de depoya kaldırır. istisnai durumlar vardır (orhan pamuk, elif şafak, ahmet altan vs) ama genel durum budur. dolayısıyla bir yayınevinin ortalama olarak beş kitaptan birinden kar ettiğini düşünmek gerçekçi olacaktır. diğer satmayan (aslında satan ama çok azı satan. bir baskıdan 200-300'ü filan satar bunların) kitapların masrafları da peşin ödendiğine göre, tüm masrafları ödeyen ve yazarın telif hakkını yemeyen, eğer kitap çeviri ise de ajans haklarını ödeyen namuslu bir yayınevi aslında çok zor koşullar altında faaliyet sürdürüyor demektir. kendi işletme faaliyetlerini gidermesi, kağıt, matbaa, ciltçi masraflarının geciktirmeden ödemesi, az evvel dediğim gibi yazarın ya da ajansın (burada tabii çevirmene de komik olmayan bir ücret ödenmesi devreye girmektedir) parasını baştan ödemesi (sattıkça öderiz gibi bir prensip ayıp kaçar zira) söz konusudur. ve mesela tüm bu faaliyetleri eksiksiz yerine getiren bir yayınevinin bastığı kitap (dağıtımcı ve kitabevinin karları da eklenerek) 25-30 liraya çıkıyorsa bu kitap bırakın aşırıyı, pahalı mahalı değildir. ve burada diğer ürünlerle karşılaştırma yapmak da gayetle meşrudur. bir big mac menünün 30-35 lira olduğu yerde kitaba pahalı demek bence hiç de uygun olmaz. ya da mantığı tersinden kuralım: big mac menü de pahalı mıdır, kimileri için gerçekten pahalıdır. ama o paraya acımayıp haftada (diyelim ki) iki kez big mac yiyenlerin bunu hiç mesele etmeyip kitap fiyatlarını mesele etmesi biraz tuhaf kaçmakta.

matbaa sektöründeki birinden

türkiye'de kitapların aşırı pahalı olması önermesine kağıt ve matbaa ile alakalı bir işte çalışmaya başladıktan sonra o kadar da hak veremiyorum. kendi bütçem açısından evet pahalı buluyorum ama matbaacı açısından bakınca o kadar da pahalı değil. kağıt dediğin şey türkiye'de üretilmiyor malumunuz. türkiye'de sadece geri dönüşümlü kağıt üretimi var ve o da neredeyse tekel diyebileceğim birkaç büyük firmanın elinde. siz saman kağıdı diye geçiyorsunuz belki ama o saman kağıdını adam euro ile satıyor, sadece havale ile çalışıyor ve buna rağmen tırlar kapısında sıra oluyor mal alacak diye. bunun telifi, vergisi, bandrolü ve diğer giderleri eklenince ciddi bir maliyet çıkıyor ortaya. çok büyük ve ünlü yayınevleri dışındakiler öyle çok yüksek kar marjıyla satış yapmıyor, emin olabilirsiniz.

benim size tavsiyem kasım ayında kitap fuarını ve internet indirimlerini kaçırmayın. neredeyse yarı yarıya indirimler, deli fiyatlar var. bir de internette normal zamanda da çok daha ucuza bulunabiliyor kitaplar...

son söz

türkiye'de kitapların aşırı pahalı olması kesinlikle yanlış önermedir. tabii ki ben de isterim kitaplar birkaç yayınevinin tekelinden çıksın, herkes bassın, rekabet olsun, daha çok kişi ekmek yesin bu işten. bu mutlaka fiyatları da biraz olsun düşürecektir. ama yine de şimdiki fiyatlar kabul edilemez seviyelerde değildir.

Not: Aşağıdaki hesap 2018'de yapılmıştır.

açıklayayım:

kitap da bir nevi boş zamanları değerlendirme aracıdır. örneğin gidip 2 bira içseniz geçireceğiniz 3-4 saat için 30-40 lira para ödersiniz. ya da güzel bir yemek yiyeyim derseniz size yine 25-30 liraya patlar. maç izlemeye gitseniz yediğiniz içtiğiniz derken yine 20 liraya falan gelir. yani güzel zaman geçirmek gidişi gelişi derken saati 25 liradan aşağıya patlamıyor.

peki diyelim gidip 26 liraya çevirisinin de iyi olduğunu bildiğim şu kitabı aldınız. 550 sayfayı eğer inanılmaz bir okuma alışkanlığınız yoksa 10 saatten önce bitirmeniz zor. saati kaç liraya geldi? 2,6 tl. üstelik aldığınız şey tükenen bir şey de değildi. iyi bir kitap seçtiyseniz tekrar tekrar dönüp okuyabilir ya da başkalarıyla paylaşabilirsiniz. indi mi maliyet yarıya? ( ayrıca internette veya sahaflarda bu fiyatın da yarısına okunabilir ikinci el kitaplar bulmak mümkün.)

yani kısacası sevdiğiniz bir şeyin saatine 2,65 tl vermek size pahalı geliyorsa ya çok çok yoksulsunuz ya da daha yüksek ihtimalle kitap okumakla falan işiniz yok, bunu temize çıkaracak bir bahane arıyorsunuz.