Albay'dan Milli Güvenlik Dersi Almış Efsanevi Nesil

Milli Güvenlik Dersi, 2012 yılından bu yana hayatımızda yok. Yani bir dönemin efsanesi olarak kalmış durumda. İşte o efsaneye dair unutulmayanlar.
Albay'dan Milli Güvenlik Dersi Almış Efsanevi Nesil
iStock.com

sınıf başkanı olduğum için derslere giremediğim ve ucundan dahil olduğum nesil. çünkü albayımız "bir sınıfta iki rütbeli olmaz sen derslere girme, kafadan 5'ini vereyim" diyerek beni kantine yollardı.

sınıf başkanının hocanın yaklaşmasına yakın 'dikkat' diye bağırıp sınıfı hizaya soktuğu nesil.

dahil olduğum nesil. "sizden tek istediğim atatürk'ü sevmeniz" derdi.

hey gidi günler...

herif kendini askeriye ortamına öyle bir kaptırmıştı ki, birara bildiğin sikişli sokuşlu fıkralar anlatmaya başlamıştı. bizim kızlar da haliyle rahatsız olup, şikayet etmişlerdi de, bir daha anlatmamıştı ayı.

bir de o zamanlar kardak krizi gündemdeydi, komutanım yunanistan'ı alır mıyız gazına getirmiştik, bizimki 2-3 saatte alırız diyerek bayağı böbürlenmişti.

hey gidi hey.

rahmetli hocam bize adamlık dersi vermiştir milli güvenlikten ziyade, bir gün diş hastanesindeki randevu saatim geçtiği halde sıram gelmemişti ve ben milli güvenlik sınavına yetişmek için okula gittim hoca bu durumu anlayınca git evladım dedi sınav hep olur ama sağlık bir daha geri gelmez, not da mühim değil sen zaten istesen rapor da alabilirdin, dürüst olduğun için 100 veririm git dedi adama olan saygımdan gidemedim iki üç yıl eksik diş ile gezdim ama onurumun 32 si birden yerindeydi. 

bir sonraki sınavda sınıfın terbiyeli dindar ve örnek bir öğrencisini kopya çekerken yakaladı çocuk aslında her derste kopya çekiyordu ama hocalar görmezlikten geliyorlardı. kağıdı aldı ve x kişisi sana yakıştıramadım dedi. onbeş dakika sonra sınavın ortasında kafasını kaldırdı ve x kişisi seni dövmem lazım evladım yoksa daha önce kopya çektiği için dövdüğüm öğrencilere haksızlık etmiş olurum dedi ve ben hayatımda ilk kez bu kadar estetik ve hakkaniyetli bir dayak gördüm sözlük. avanos lu idi hocamızın soyadı ileez di ismini hatırlayamadım.

(bkz: bizimki binbaşıydı la)

bir hatıra:

binbaşı derse girer. tabii biz acayip derece meraklıyız. sürekli sorular soruyoruz falan. konu tabancaya geldi bir iki malumat verdi tabanca hakkında. sonra arkadaşın biri hocam tabancanızı gösterebilir misiniz diye sordu. binbaşının cevabı: olmaz, tabanca çıktı mı patlaması gerekir.

dahil olduğum nesil.

hatta kendisinden; "lan iri! sen sen! ne o öyle takmışsın boynuna kravatı at yarrağı gibi!" gibi azarla sevme arası bir laf işitmiştim. kendisi gelmeden, "dikküüuueeaaayt" diye bağıran bendim. hatta daha hoca ortalıkta yokken bağırıp, sik gibi bekletmişliğim çoktur sınıfı.

albaydan az daha dayak yiyecekken son anda kurtulduğumdan dolayı pek hoş hatırlamasam da dahil olduğum nesil.

bizim albayın bir uygulaması vardı sınıfa gelirken sınıf başkanı kapıda bekler ve dikkat çeker akabinde bütün sınıf ayağa kalkar komutanın iyi günler cümlesinden sonra tekrar otururdu. sizi bilmiyorum ama ben lise dördüncü sınıftaydım milli güvenlik dersini aldığımda. haliyle lisede en haşarı olduğumuz dönemler. birbirimizi sadece bakarak bile güldürebiliyoruz o derece samimiyiz. sınıf başkanı en yakın arkadaşım olduğundan dolayı kanka bugün sen dikkat çek diyerek ricada bulundu, bende kıramadım. neyse efendim geçtim sınıfın kapısına komutanı bekliyorum. o anda ön sırada oturan arkadaşlardan biri aptal aptal hareketler yaptı ve olabilecek en kötü şey oldu. başladım kikirdemeye. ama nasıl bir kikirdeme. durduramıyorum. en sonunda albayın merdivenlerden yavaş yavaş geldiğini duydum ve kendimi frenleyerek sakinleştim. tam komutanın sınıfa girmesine bir iki adım kala ön sıradaki yavşaklardan biriyle tekrar göz göze geldik ve bu sefer film koptu;

-dikkaaaapuhuahahaha

adamın yüzüne püskürerek kahkaha attım. sınıfta bir ölüm sessizliği hakimdi. yanımda duran sınıf başkanı kız arkadaş bembeyaz bir suratla bana bakıyor. albayın söyledikleri hala aklımda

+noluyor lan ne bu laubalilik it herif. şebek misin şaklaban mısın nesin sen he nesin ? seni var ya bitiririm oğlum bitiririm. üstünü çizerim senin. böyle adamlara yer yok bu sınıfta. dua et şuan başka bir ortamda değiliz seninle.

cem yılmaz'ın dediği içe doğru sıçmak hadisesini orda yaşadım ben. sınıfta hacim olarak gittikçe küçülüyordum. atomlarıma kadar inmeyi başardım. bir an meditasyonla bedenimden uzaklaştım, kendime tepeden bakıyorum öyle ürperdim çünkü. adamı görseydiniz ne dediğimi çok daha iyi anlardınız. neyse ki beni yerime gönderdi 5-10 dakika daha azarladı da yırttık. o günden sonra beni milli güvenlik derslerinde görmeliydiniz. sınıfın en çok konuşan, en haşarı çocuğu malibug kravatını yüzü moraracak şekilde sıkarak çıt çıkarmadan oturdu derslerde.

tabi toy zamanlarımıza denk gelmiş o albay. şimdi olsa bizim de birkaç cümlemiz olurdu elbet... heheh yok lan ne cümlesi bak yine ürperti geldi.

şanslı nesildir, o put gibi adamı sınav kağıdına çizdiği tank, uçak, helikopter gibi resimlerle gülümsetebilmiş ve sınıfın en yüksek notunu almış bireyleri vardır bu neslin.

ben kendimin de dahil oldugu nesildir. cok babacan bir albayimiz vardi. bize havan topunun calisma sistemi ile onun nasil kullanilacagini anlatmisti. tahtaya sekiller filan cizerek gayet ciddi yapmisti bunu. düsün biz matematik dersindeki p ise q olur filan gibi seylere, gercek hayatta ne isimize yarayacak diyorken oluyordu bunlar. neyse derin mevzu orasi.

bu babacan albayin bir güzelligi vardi ki dillere destan.
sinavlari test usulü yapardi. kagit üzerinde bakinca a,b,c,d yanyana idi (alt alta degil)

misal bir soruda dogru cevap c olsun diyelim. ögrenci b diye düsünüp b'nin üzerine bir tik atiyor, nike logosu gibi. bu tik isaretinin ucu c sikkina hafif uzanip, üstünü biraz ciziktiriyor. hah iste bu albay;

"bazi arkadaslar su soruda b yi isaretlemis, isaretlerken cektigi cizginin ucu c ye degmis. esasen c dogru sikti. ben bu cevabi dogru kabul ettim. sizin icin daha ne yapabilirim cocuklar!!?!?"

herkes süper notlar almisti tabiki.
havan topu iyidir yalniz.

herkesin benzer anılara sahip olduğu nesildir.

sınıfta mutlaka bir dikkat çeken çocuk vardır. dikkat çeken dediysek albayı gördüğünde "dikkkkkkkaaattttt" diye çığıran. sonra bu albayı koridorlarda görünce de dikkat diye bağırmayı adet edinir. sonra albay en sonunda çocuğu haşlar.

(bkz: bu da herkesin böyle bir anısıdır)

benim hocam doğuştan albaymış zannımca; isme bakar mısınız hatay yurtseven. hocayı omuzlara almaya çalışırdı sınıfın erkekleri, sululuk yapardık; o ise mahçup olur asalet saçardı...

biz kopya çekerdik sınavlarda, "anlamıyo yeaa saf mı, ne!" derdik... o da kesin "memlekete bunlar mı sahip çıkacak diye hayıflanıyordur o anlarda!

dahil oldugum nesil.

bizimki albay degil binbasiydi yalniz. guleryuzlu, hossohbet ve karizmatik bir adamdi. lisedeki kizlarin cogu bayilirdi adama. donemin son zamanlarinda yemin toreni icin kislaya goturmustu bizi.

birkac yil gectikten sonra sirnak'ta sehit edildigini okudum gazetede. hem sasirdim hem de uzuldum. bulundugum sehirde bir iki yere ismini verdiler daha sonra. ne zaman o yerlerden gecsem ve melih binbasi aklima gelse iyi bir sekilde hatirliyorum kendisini.