Almanya'nın İnsanı Canından Bezdiren Aşırı Yavaş Bürokratik Sistemi

Bugüne kadar Almanya'yı genelde hep övdük, cari fazlasından ve sakin yaşam tarzından bahsettik... Şimdi biraz da madalyonun öteki tarafına bakalım.
Almanya'nın İnsanı Canından Bezdiren Aşırı Yavaş Bürokratik Sistemi
iStock

müsaadenizle biraz şikayet edeyim

almanya'da her şey kurallı, düzgün işliyor tamam ama bunun da bi bedeli var. bezdirici birbürokrasi, yeniliklere kapalılık, ve inanılmaz bi yavaşlık. sanki bütün bu düzen sıkıcı bi orta sınıf aile hayatı yaşamanız için kurulmuş. "sanki" değil, öyle.

almanya'ya gelmeden önce tr ve usa'de yaşadım. benim çok hızlıca hallolmasına alıştığım hiç bi şey burda öyle çalışmıyor. gelmeden bunu duymuştum ama alışırım ya n'olacak demiştim, ama artık iyiden iyiye canımı sıkmaya başladı, ve geleli henüz üç ay bile olmadı.

yaklaşık bir ay önce, iki ay sonrasında taşınmak için ev aramaya başladım. günlerim ekran başında uygun ev bulup mesaj atmakla geçiyor. bu mesajlara dönme süreleri ortalama bir hafta filan. sonra bi şekilde ingilizce-almanca karışık anlaşabilirsek evi görme süreci başlıyor. onun için de bi hafta içinde randevu alabilmek süper. abartısız bir tanesi bir buçuk ay sonrasına randevu verebiliyoruz dedi. böyle bi saçmalık olabilir mi? hadi diyelim evi gördün beğendin her şey tamam, ondan sonra başvuru süreci başlıyor. ev sahibine belgeler, şunlar bunlarla birlikte evle ilgilendiğine dair bir mektup yazıyosun, sonra o da bu başvurular arasından uygun olanını seçecek keyfine uyan bir vakitte.


iki haftadır birinden haber bekliyorum mesela, ve burası bir arkadaşımın devrettiği bi ev. onun da kanunen kendinden sonra gelecek üç potansiyel talipliyi ev sahibine bildirmesi gerekmiş, ev sahibi birini baştan reddetmiş, şimdi ben ve bir başkası varız, ama iki hafta oldu ses yok, ve bu yavaşlık çok normal burada.. bunca bekleme, dünya kadar belge imza vesaireyle kiraladıkları evlerin de bırakın amerika'daki gibi beyaz eşyalarının standart olmasını, mutfağı bile yok. yani bildiğin mutfak tezgahı, dolaplar filan. bunları kendin alıp taşınırken söküp götürmen gerek. kiraladığın şey sadece dört duvar, ve onu da bunca zahmetten sonra kiralayabilirsek bir de en az bir ay bunlarla uğraşacağız; mutfak dolapları geldi mi, montajcının keyfine göre bir randevu bulabildik mi, çamaşır makinesini kim kuracak falan filan. şimdiden yıldım valla. basit bi ev kiralayıp taşınma işi minimum üç ay alabilir mi ya, bu nasıl normal olabilir?

diğer bi örnek: tam bir ay önce telefonum bozuldu

ben de dedim ok yeni bi telefon almanın vakti gelmişti, bu vesileyle bir kredi kartı çıkartayım, onunla alırım. o arada da fi tarihinden bir android telefonum var, onunla idare ederim üç beş gün. bir iki online çalışan banka varmış ama benimkisi çalıştığım işten dolayı deutsche bank. heheyt koskoca doyçe bank... pandemi mandemi istisnası yapmadan bankalarda her bok için randevu alıp şubeye gitmek lazım. sanki yetmişlerde yaşıyoruz aq. tabi benim banker frau kolsch bir hafta sonrasına randevu verdi. gittim minimum yarım saat süren bi görüşme ıvır zıvır imza onay filan kart başvurumu tamamlamış oldum. verdikleri kartın da bonusu promosyonu hiçbir boku yok, sadece kart. neyse sonra beklemeye başladım, kart gelecek. üçüncü dördüncü günden sonra takıntı başladı bende. günde iki üç kere posta kutusunu kontrol ediyorum. bu vesileyle postacının geçtiği saati de belledim. tam on gün sonra kartın şifresi geldi. hala ortada kart yok. bankacı maria'ya mail atıyorum, iki gün sonra cevap verip bekle gelir diyo ahah.


17 gün oldu hala kart mart yok, iyice sıkıldım dedim yeni telefon işini erteleyeyim, idareten bir refurbished telefon alayım. backmarket diye bi site var refurbished telefonlar satıyorlar. özellikle de çabuk gelecek telefonu seçtim, almanya içinden gönderi ve tahmini teslim süresi 48 saat diyo. verdim siparişi salı günü. çarşamba paketleyip kargoya verdiler ups, diyorum perşembe hadi bilemedin cuma gelir. girdim ups takip sistemine, tahmini teslim tarihi haftaya salı... baktım telefonun geldiği şehre, arabayla üç saat. bir hafta nasıl sürebilir ya, bu nasıl normal olabilir? köyde kasabada filan da yaşamıyorum, bildiğin büyükşehir. tabii ki o gün de işim var evde olmayabilirim. hesap açıp teslim tarihini seçebilirsin diyo, eh açtım tabii, bastım linke; neymiş sadece bir teslim girişimi olduktan sonra bu fonksiyonu kullanabilirmişim. yani gelecek beni evde bulamayacak, sonra bıraktığı sticker'da bilmemne numarası olacak ben onla gireceğim gün seçeceğim falan filan... kesin bir hafta da ordan gider.

yani yıllarca günümüz dünyasının hız takıntısından şikayet eden beni bile bezdirdi bunlar

bu artık first world problems filan değil; emlak, bankacılık, kargoculuk gibi işlerden bahsediyoruz. bu derece yavaşlık ve değişimin uzağında kalma normal değil. işimiz gücümüz var yahu, bu kadar basit işlerin benim bu kadar zamanımı harcaması nasıl normal olabilir? şu yazıya harcadığım mesai bile ziyan. bir de almanlar çok dakikmiş, zamanı etkin kullanırmış filan, hepsi hikaye.

neyse, belki işler daha yolunda gitseydi biraz zaman kazanabilirdim, ya da tüm bunlarda merkür retrosu'nun da biraz parmağı vardır... şuracığa içimi dökeyim de önümüzdeki maçlara daha pozitif bakayım dedim :)