Amsterdam Şehrinin Kuruluş Hikayesi

Bazı şehirlerin kuruluşunda savaşlar var, bazılarında doğayla mücadele, bazılarında ticaret yolları. Kısacası hemen her şehrin kendine has bir hikayesi var. Amsterdam da bunlardan biri.
Amsterdam Şehrinin Kuruluş Hikayesi

amsterdam sehri kuruldugu siralarda ortada bir hollanda devleti yoktu. hollandalilar cesitli derebeyliklere bolunmustu ve cok sayida toprak agasi cok kucuk bir toprak parcasi icin surekli kendi aralarinda mucadele halindeydi. o donemde bir toprak agasinin ne kadar guclu ve nufuz sahibi olacagi elde edebilecegi verimli toprak miktarina gore degisiyordu. bununla birlikte hollandalilar'in cogu utrecht devletine bagliydi ve hepsi ayni dinin mensubu oldugu icin onlari birbirine baglayan bazi baglar mevcuttu.

1200'lu yillarda bir grup hollandali balikci el kremlerini alip yola cikmisti. bu balikcilar bugunku hollanda'nin kuzey topraklarina ulastiklarinda bugunku amsterdam'da durdular. bu bolgenin ne kadar sulak oldugunu gorup bolgede hem tarim hem balikcilikla ugrasabilecegini anlayan bolge insani burada buyukce bir kopru ve buyukce bir baraj insa edip yerlesim yeri kurmaya karar verdiler.

balikcilar amstel nehrinden kayiklarla gelip bugunku amsterdam'a yerlestiklerinde isler hic de sandiklari kadar kolay gitmeyecekti. en basta kurulan baraj basarisiz olunca sehri su basti. daha sonra sehirde ahsap disinda bina yapacak fazla malzeme olmadigi icin cogu bina ahsaptan yapilacakti ve bunlar da su baskinlariyla asinacakti. birkac deneme sonunda sehrin su basmasini engelleyecek baraj duzenegini kullanan hollandalilar bu kez de baltik denizinden gelip avrupa'nin geri kalan kisminda amstel nehri uzerinden ulasan ticaret mallarini vergiye baglayip para kazanmanin yolunu kesfettiler. ozellikle iskandinavlar'dan ve bugunku estonya civarindan gelen bira ve diger iceceklerden epeyce vergi geliri elde ediliyordu. aslinda bu vergiye baglama isi cok onemlidir. normalde bazi hollandali toprak sahipleri utrecht'den bagimsizlini ilan etmek ve ayri devlet kurmak istiyordu. bu donemde bunu yapmak savas sebebiydi ve bircok insan hayatini kaybedebilirdi. bunun yerine bolgeden gecen ticaret yuklerinden vergi almak sembolik olarak bagimsizligi ilan etmek ve tam bagimsizlik olmasa bile yerel bagimsizlik elde etmek demekti. utrecht devleti vergi isine sesini cikartmayinca amsterdam'daki insanlar en azindan kismi bagimsizlik kazandiklarini anlamislardi.

daha sonra balikcilik, ciftcilik ve vergi toplama isi de kesmeyince kafasi ticarete yatkin olan hollandalilar bu kez yeni bir endustriye atilma karari aldilar. amsterdam'da o zamanin en buyuk gemi tersaneleri acildi ve civardaki ormanlardan kesilen agaclarla en kaliteli ahsap gemiler burada yapilmaya baslandi. amsterdam'daki hollandalilar hem gemileri satiyordu hem de gemilerin bazilarini kullanarak denizasiri ticaret yapiyordu.

hollandalilar deniz ticaretini iki sekilde yapiyordu. oncelikle kuzey avrupa'dan gelen mallar amsterdam ve cevresindeki kanal ve nehirler kullanilarak avrupa'nin diger bolgelerine tasiniyordu. burada daha cok ufak gemi ve tekneler kullaniliyordu. buyuk gemilerle yapilan ticarette ise avrupa disina ticaret yapiliyordu. tabi buna sonradan afrika'dan amerika'ya yapilan kole ticaretleri de katildi.

amsterdam'i kuran balikcilar hem el yetenegi hem ticari zeka olarak donemin fersah fersah ilerisindeydi. baraj kurarken baslarina gelen musibetlerden ders alan balikcilar zamanla isi buyutup gemi yapimina baslamisti ve artik avrupali ulkelerin ve tuccarlarin donanmalari amsterdam'da yapiliyordu. kisa surede zenginlesen hollandalilar amsterdam sehrinin hizla gelismesinde buyuk rol oynadilar.

1400'lu yillarda ispanyollar hem kendi topraklarinda hem de civardaki yahudileri oldurmeye veya hapsetmeye baslayinca kuzeye kacan yahudiler'e hollandalilar kucak actilar. varlikli yahudiler'in zaten o zamana kadar duse kalka ticaret ogrenen hollandalilarla birlesmesi ortaya avrupa'nin en zengin ulkelerinden birini cikartti.

1602'de amsterdam'da kurulan "amsterdam-dogu hindistan sirketi" dunyadaki ilk uluslararasi sirket olma ozelligini tasiyor. bugun hollanda'da kurulan ve herkesin bildigi philips, shell, ing group gibi bir cok sirketin gelisiminde 1600'lerde baslayan uluslarasi ticaret atiliminin buyuk payi var. amsterdam giderek zenginlesiyor, zenginlestikce disardan goc aliyordu. boylece dunyanin en onemli sanatcilari ve isadamlari buraya akin ediyordu. bundan sonra sehirde kurulacak yeni binalarda sanat ve goze hos gelme on plandaydi ve sehrin cehresi degismeye baslamisti.

1800'lerde amsterdam ekonomisi ivme kaybetmeye baslayinca ulkede ekonomik kriz basgosterdi. daha sonra kurulan kuzey denizi kanali sayesinde amsterdam sehri direk denize baglanmis oldu ve sehir halki icin deniz ticareti yeniden alevlendi.

birinci ve ikinci dunya savaslarinda amsterdam sehri az zarar gordu ama avrupa'nin tum kaynalari askerleri beslemek icin harcaninca sehirde aclik sorunu yasandi. cok sayida amsterdamli acliktan hayatini kaybetti. ikinci dunya savasi sonrasi yeniden ivme kazanan amsterdam, dunyanin en zengin ve onemli sehirlerinden biri haline geldi. ikinci dunya savasi sonrasi yasanan kulturel degismeler amsterdam'i avrupa'nin en liberal ve acikgoruslu sehirlerinden biri haline getirdi.