Asgari Ücretin 2825 TL Olması, Türkiye Özelinde Neden Pek de Olumlu Bir Şey Değil?

İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu kararıyla 1 Ocak 2021'den itibaren asgari ücret 2.825 TL olacak. Peki bu iyi bir şey mi?
Asgari Ücretin 2825 TL Olması, Türkiye Özelinde Neden Pek de Olumlu Bir Şey Değil?


asgari ücretin 2825 tl olması, yüksek olduğunu düşündüğüm bir artış oranıdır

asgari ücret ile yaşamanın çok zor olduğunu biliyorum, bütün asgari ücret ile çalışanlara kolaylıklar diliyorum ama maalesef bu işin çözümü asgari ücreti yükseltmekte yatmıyor. hali hazırda bir ülkenin çalışan nüfusunun yarısı asgari ücret ile çalışıyorsa orada bir sorun vardır demektir. bu durum asgari ücretin tanımını değiştirir. artık asgari ücret olmaktan çıkar genel ücret olur. asgari ücret daha önce de dediğim gibi en alt sınırdır. teorik olarak asgari ücret ile yalnızca temel giderlerinizi karşılayabilmeniz gerekir. eğer bu ücret ülkenin yarısına verilir hale geldiyse, sorun asgari ücretin azlığında çokluğunda değil, tamamen ekonomi politikalarındadır.

reel bir örnek vermek gerekirse, bugün büyük bir perakende ticaret şirketi olan bim marketleri'nin (#bimas) yaklaşık çalışan sayısı 40 bin civarındadır. bunların hepsinin asgari ücret ile çalıştığını varsayarsak bu artışın şirkete maliyeti aşağı yukarı yılda 240 milyon tl dir. bim'in yıllık karının 2.1 milyar tl olduğu düşünülürse bu artış şirketin net dönem karına yaklaşık %11'lik bir zarar verir. bu sebeple şirket, maliyetler arttığı için ürünlere zam yapacaktır. bu da enflasyonu zaten artırıp, işçilerin alım gücünde hiçbir değişiklik olmamasına sebep olacaktır.

bu işin şirket içindeki boyutuydu, bir de bunu genel olarak düşünmek gerekir.

küçükken herkes en az bir kere, yahu bu devlet borçlarını ödemek için neden para basmıyor demiştir. sonradan az buçuk ekonomi öğrendiğimizde bu durumun enflasyonu patlatacağını öğrendik. şimdi bunu asgari ücretin artışı ile kıyaslarsak, aslında halkın yarısının asgari ücret ile çalıştığı bir ülkede asgari ücrete yapılan artışın para basıp borç ödemekten farksız olduğunu anlayacağız. zira bugün siz herkesin maaşını iki katına çıkarırsanız, otomatikman bütün ürünlerin parası iki katına çıkacaktır. bunu neden söyledim, çünkü halkımızın yarısı asgari ücret ile çalışıyor. eğer abd'deki gibi halkın çok küçük bir kısmı asgari ücret ile çalışsaydı bu dediğim durum olmazdı ancak 80 milyonluk ülkede 40 milyon kişinin maaşını %25 artırırsanız, hem işvereni bitirirsiniz, hem de işçinin alım gücünde hiçbir değişiklik yaratamazsınız.

kısaca çözüm; asgari ücreti artırmak değil, alım gücünü artıracak ekonomik hamleler yapmak. bu hamlelerin ne olduğu ise yıllardır ekonomistler tarafından anlatılıyor. bir de oturup burada ben anlatmayayım...

ekleme: 2006'dan bu yana enflasyon oranları vs. asgari ücret zam oranları

yıl- asgari ücret zammı- tüfe

TÜFE (Tüketici fiyat endeksi): Tipik bir tüketicinin satın aldığı belirli bir ürün ve hizmet grubunun fiyatlarındaki ortalama değişimleri gösteren bir ölçüt.

2006- 8.7 - 7.7
2007- 5.9 - 9.7
2008- 19.5- 8.4
2009- 9.5 - 10.1
2010- 9.4 - 6.5
2011- 9.3 - 6.4
2012- 11.3- 10.5
2013- 10.3- 6.2
2014- 9.4 - 7.4
2015- 12.2- 8.2
2016- 37.1- 8.8
2017- 7.9 - 8.5
2018- 14.2- 11.9
2019- 26.0- 20.3
2020- 15.0- 11.8
2021- 21.6- 14.0 (tahmini)

asgari ücretli neredeyse her sene tüfe'nin üzerinde zam almış. 2006'dan bu yana tüketici fiyatları %341 artarken asgari ücret %707 artmış...