Aşk-ı Memnu'yu Tekrar Tekrar İzleyen Birinin Bihter Yöreoğlu'na Karşı Zamanla Değişen Görüşleri

Aşk-ı Memnu'yu 12 yıl boyunca tekrar tekrar izleyen bir Sözlük yazarı, başlarda Bihter'e karşı sempati duyarken şimdilerde uzak durulması gereken biri olduğunu düşünüyor. İşte sebepleri.
Aşk-ı Memnu'yu Tekrar Tekrar İzleyen Birinin Bihter Yöreoğlu'na Karşı Zamanla Değişen Görüşleri

12 yıllık tekrar izleyişlerimin sonunda, başta bihter'e epey hak verirken şimdi ne kadar uzak durulması gereken birisi olduğunu -çokça iliski tecrübesi yaşamanın da etkisi ile- çok net görebiliyorum. daha önce aşık olmamış, güvenli bağlanma nedir bilmeyen biriyle bırakın evlenmeyi, ciddi bir ilişki bile yürütemezsiniz. bu kadın 25 yaşında idi 50 yaşındaki adnan'la evlenirken. 17 ve 10 yaşlarında iki çocuğa üvey anne olarak geldi. 20-25 senedir kurulu, yerleşik düzeni olan bir eve.

kardeşi ile sevgili olduğu süre boyunca nefret ettiği adam bunu 22. bölümde öptü, 26. bölümde ona karşılık verdi. 32. bölümde ise beraber "kaçmaya" karar verdi, behlül'ü buna zorladı daha doğrusu. dikkat ediyorum 26'dan sonra sürekli "biz" diye konuşmaya başlıyor, inanılır gibi değil. siz kim, ben kırmızı bayrağım diye bağırıyor.


o kadar tecrübesiz ki, habire nihal'e masum diyip duruyorlar, yanı başındaki adamın onu sadece s*kmek istediğini anlayamıyor. behlül'ü olmadığı bir kalıba sokmaya çalışıyor, bunun yürümediğini gördükçe öfkesi, agresyonu artıyor. zaten behlül bunu sonraki bölümde ortada bıraktıktan sonra artık eski bihter kalmıyor. sürekli asabi, daima sinirli, tahmin edilmez, dengesiz bir insana dönüşüyor. adnan'ın haklı bir tespiti var bu civarlarda, sebebini bilmese de bile hissetmiş adam, "üzerinde bir baskı var, çok gerginsin, başkalarına saldırarak bunu hafifletmeye çalışıyorsun" diye. behlül'den kopamıyor, çünkü o ana dek gerçek bir ilişkisi olmamış, adama seks yaptıkça daha çok bağlanıyor. e adnan'dan da ayrılamıyor, bu o evden de ayrılmak demek. bir noktadan sonra adnanla aynı yatağa girmeye dahi tahammül edemiyor. mesela eskiden bihter'in neden etrafına bu kadar nefret saçtığını anlayamıyordum, yani anlıyordum da çok abartılı geliyordu. ama artık düşününce hiç de değil. şu denklemde ben de kafayı yerdim. özellikle behlül gibi daima kapıyı aralık bırakan, asla tamamen teslim olmayan ama bütünüyle kendini unutturmayan birine aşık olduysam (tabii ki oldum). ve sonucundan bildiğimiz üzere bihter de iyi yürütemedi. evliliğini yürütemedi, kocasıyla gerçek bir ilişkisi olamadı. ayrıca şundan eminim: behlül'le kaçıp beraber olsalardı yine intihar ederdi, çok daha büyük bir mutsuzlukla hem de. çünkü hayatının aşkı sandığı adamın ne kadar aşağılık olduğuna bu sefer çok daha yakından şahit olacaktı. elif'e dönüşecekti. sürekli aldatılan ama boyun eğen...


adnan'ın gördüğüm en büyük hatası ve kendi içine düştüğü yanılgı ise bihter'in çok olgun olduğunu düşünmesi. mesela sıkça kullandığı cümleler: çocukluk yapıyorsun, çocukluk yapma artık, küçükler küser-barışır büyükler yaralanır ve iyileşmeleri uzun sürer vb. bihter aile trajedisi nedeniyle hep dışarıya olgun görünmeye çalıştı, adnan da bunu tamamen yanlış anladı, yorumladı. sandı ki o mesafenin ardında feleğin çemberinden geçmiş bir kadın var. halbuki bu hayatın kötü anlarında ne yapacağını bilemeyen, daha önce aşık bile olmamış, babasını yeni kaybetmiş genç bir kadındı. zekiydi, ona bir şey demiyorum. ama zeka yanlış kararlar vermeye engel olmuyor. muhakeme yeteneğini dizi ilerledikçe yitirdi, en sonunda da kaybetti. yalnızca hem behlül'ü hem adnan'ı hem de firdevs'i terk ederek bu döngüden kurtulabilirdi. esasında buna da çok yaklaştı. tam de bihter karakterinden beklenen güçlü duruşu göstermişti ki, babasıyla mezarlıkta konuşurken kurduğu cümleler çok yerindedir, yaşadıklarından ders çıkarmış, olayın geri dönülmez noktalara gittiğini artık anlamaya başlamış, zihni gittikçe bulanan bihter buna son vermenin yolunu hiç istemese de tercih eder. aklında seni seven bihter olarak kalmak istiyorum diyerek. insanların hayatında zorla kendime yer açamam diyerek. bir batı dizisi olsaydı, halit ziya eseri olmasaydı herhalde burada biterdi dizi. ki bu son bile epey mutsuz, buruk bir son olurdu. adnan ona engel olmasaydı herkesin daha iyi bir hayatı olacaktı, her bir karakterin.

adnan yine baştaki yanılgısına kapıldı, bihter yine döngüye girdi. ve aynı denklemde yine aynı sonucun ortaya çıkması bihter'i artık intihara sürükledi.

hayat ne garip...