Aşk ve Sevgi Arasındaki Fark Nedir?

Aşkı ve sevgiyi, aralarındaki farkı anlayabilmek için önce bu iki duygunun aşamalarını kavramak gerek.
Aşk ve Sevgi Arasındaki Fark Nedir?

sevgi ve aşkı anlamak için önce aşamalarını doğru kavramak gerekir

aşkın beyinde belli süreçlerden geçerek oluştuğunu söyleyebiliriz, önce bir çekim oluşur, kadın için erkekte aradığı diğer nitelikler mevcutsa örneğin 2 kelimeyi bir araya getirerek kadında fiziksel çekimi destekleyebiliyorsa cinsellik gerçekleşir ve bu süreçte dopamin salgılanır. devam eden süreçte kadın erkeğin uzun süreli ilişkiye uygun olup olmadığına karar verir. yani ilk aşama seks onayıysa 2. aşama bu adamla iyi vakit geçirir miyiz? sorusudur bu da romantik yakınlaşmayla neden olur, eğer arzu ile iyi vakit geçirme ve erkeğin sağlayıcılık nitelikleri dengeliyse; oksitosin ve vazopressin salgılarıyla ilişki uzun süreli bir şeylere dönüşür. genellikle seksin olup olmayacağına kadın karar verir, ardından erkekten cevap bekler ve erkek de ilişkinin olup olmayacağına karar verir. çünkü burada kaynaklarını açan erkektir.

süreç böyle ilerlese de kadın ve erkeklerin sevgi ve aşk algılar farklıdır. örneğin erkek sevgi evresini çabuk geçer, sekste doyumu hızlı ve keskindir, bu da hormonlarıyla çabuk karar verebilme yeteneğine sahip olduğu anlamına gelir. hatta doğada erkeklerde erken boşalmanın en önemli sebebi olabildiği kadar çabuk yayılma politikalarıdır.

erkeklerde aşık olma evresi

erkekler seks ve dopamin artışını hızlı yaşar. çünkü her durumda "aynı kalitede" olmasalar da boşalabilirler ki neredeyse sınırsızdırlar. bunun sonunda kadına daha çabuk bağlanabilirler. işin içine bir de partnere ulaşmada zorluklar girince erkek direk 3. aşamaya bile zıplayabilir. bu durum temel olarak "yatırım stratejisiyle" açıklanabilir. örneğin 1950lerde bir erkeğin birlikte olduğu kadını yanında tutabilmek için kaynaklarını saçması yeterliydi. cinsel devrim sonrası kadınlar da ekonomik güce sahip oldukları için kurallar değişti. yine de erkeklerin çabuk bağlanma stratejisinde pek değişme olmadı. erkeklerin %80nin süreç buna benzerdir fakat istisnalar vardır, onu da altta açıklayacağım.

kadınlarda aşık olma evresi

kadınlarda ise durum farklıdır. kolay orgazm olamazlar. yani bir kadın o erkeği çok çekici bulabilir, bir gecede birlikte olabilir ama dopamin salgılayacağı anlamına gelmez. burada alkolün etkisi ve erken boşalma yüzünden kadın orgazm olamayabilir. buna halk dilinde "ten uyumunu" sağlayamamak diyoruz. kadın için ten uyumu ve koku erkekten daha önemli. seks içindeki kadın orgazm oranları yanılmıyorsam maksimum %33 civarı. ortalaması ise %10.

zor orgazm olan kadın haliyle romantik evreye kolay geçemez ve başka adaylara da bakınabilir. bu esnada haliyle tepedeki %20 denen kesime bir yerde denk gelir. bu erkekler de ne ilginçtir ki uzun süreli ilişki yatırımına çok yanaşmazlar ve kadın orgazm yaşasa ve romantik evreye girse bile ilişki sürmez. ne oldu şimdi? kadın zar zor bulduğunu kaybetti ve limbik sistemi de o kapasiteye ulaşabildiğini fark etti. işte bu kadının bütün standartları bu yüzden değişebilir.

aşk ve sevgi arasındaki fark bunlarla ilgili. aşk için her 2 tarafta da seks sonrası romantik dönemin sağlanması lazım fakat erkekte 2 uç oluşabilir. seks sonrası romantik bir şey hissetmez veya direkt 3. aşama moduna girebilir. burada psiko-sosyal etmenler, kadına ulaşımın zor olması ve erkeğin annesi en önemli parametrelerdir. o kadın neden benimle değil modunda sızlanabilir.

baştaki aşkın sevgiye dönüşmesi ne demek?

çoğu kişiden duyarsınız, aşkımız sevgiye dönüştü. bunun en temel sebebi uzun süreli ilişkilerde "1." şıkkın korunamaması veya azalmasıdır. her ne kadar sosyal varlıklar da olsak işleyişimiz biyolojik. 1'i tamamen kaybedersek ayrılık gerçekleşir, belli seviyede tutulursa ilişkiler devam eder ve işin içine "paylaşım", "sorumluluk", "aidiyet" girer fakat arzunun azalması genellikle aldatma ile de sonuçlanabilir. denge önemli. sosyal varlıklar olduğumuz için yaşadıklarımızı çöpe atmayı tercih etmiyoruz ve elimizdekini koruyoruz. gayet mantıklı.

diğer durum daha ilginç: "baştan itibaren aşk olmaması durumu" diyebiliriz. inceleyelim

1) örneğin erkekler sadece sekse ulaşmak için aşık taklidi yapabilir. bir daha kadınlara ulaşmak ya da stratejiler geliştirmek zor gelebilir. hatta çoğu erkek ilişki içinde bile kur yapmak zahmetli olduğu için zamanla azaltır, çünkü bu sayede enerji tasarrufu sağlarlar. siz de kadınlardan "bizimki de iyice odunlaştı" diye söylendiklerini duyarsınız. istatistikler 100 tanıştıkları kadından 3-5'i ile yakınlaşabildiklerini gösteriyor. haliyle erkek stratejik olarak elindekini tutmayı ve genetik materyalini aktarmaya çalışır, tabii tepedeki %20 için bu durum geçerli değil ama genel %80 için geçerli.

2) kadınlarsa "sağlayıcılık" stratejisine uyumlu şekilde "sevdiğim için seviyeli bir birlikteliğim" var diyebilirler. özellikle ilerleyen yaşlarıyla birlikte çocuk yapma isteğiyle veya aradıklarını bulamadıkları için bu stratejiyi kabullenebiliyorlar. zaten 20li yaşlarında yükselen oksitosin miktarını %20lik kesimden elde etmişlerse ve o piki ilerleyen yaşlarda azalan güzellikleriyle birlikte tekrardan elde etmeleri zor olabiliyor.

görüldüğü gibi, her 2 taraf için de gerçekler pek pembe değil ama insanlar kendilerini kandırabilir ya da başkalarından duymaktan hoşlanmayabilir. özetle binlerce yıllık sosyolojik ve biyolojik evrimimizin sonuçları bunlar diyebiliriz.

referanslar:
"helen fisher - neden o?, doğan novus, 2016"
"rollo tomassi - the rational male, ebook editon"
"robin baker - sperm savaşları"