Atatürk Havalimanı Patlamasının Ardından 29 Haziran Sabahı Hissedilenler

Dün akşam maalesef İstanbul Atatürk Havalimanı'nda bir patlama meydana geldi. Hayatını kaybeden çok sayıda insan ve yaralı var. Ülke insanının psikolojisi de dağılmış durumda. Sözlük yazarları da 29 Haziran sabahında neler hissettiklerini yazmışlar.
Atatürk Havalimanı Patlamasının Ardından 29 Haziran Sabahı Hissedilenler
DHA

git gide buyuyen bir ofke. bi suredir aliskin olunan, tanidik bi can sikintisi. lan acaba kendi adaletimi nasil saglarim dusunceleri ile birlikte uykusuzlugun da verdigi ekstra bi sinir bozuklugu.

süt oğlum var benim. oğlumla yaşıt beş yaşında. yeni kardeşi oldu üç aylık.
anne ve babası atatürk havalimaninda çalışıyor. dün görevdeydi ikisi de. annesi iyi ama babasi yarali. elinden kurşun geçmiş. ameliyat oldu, şimdi iyi.

oğlumu gece üç gibi getirip bana bıraktılar. babasinin hastanede olduğunu biliyor. bir sürü konuşma içinde anlamış tabii. sabah uyandı, babasını sordu. ıyi dedim. ama yüzündeki endişeyi silemedim. aradım, konuştu annesiyle rahatladi. sonra iki kardeş oyuna daldılar.
şimdi ikisine bakiyorum ve hissettiğim tek şey endişe. ıkisi adına ve tüm çocuklar adına.

novosibirskte yaşayan kız arkadaşım bugün sabah aktarmalı olarak moskova'dan uçağa binip antalya'ya gelecek. sabah kalktığımda muhtemelen uçağa ya binmiş ya da binmek üzere olacaktı. gece boyunca döndüm dolaştım adam akıllı uyuyamadım. 

sabah kalktığımda hissettiğim; telefonumda okunmamış whatsapp iletilerini görünce "ben gelmekten vazgeçtim.." yazısını okumaktan o kadar çok korktum ki.. ama bunu yapsa tek laf edemeyecek olmanın "gel bişey olmaz!" diyememenin çaresizliği nasıl birşey allah kahretsin. öyle birşey okumadım, kız üzgün ama yine de geliyor en ufak sorgusuz sualsiz. 13 gün boyunca burdayken ailesi arkadaşları nasıl olacak nasıl düşünecekler tedirgin olacaklar hissedebiliyorum. 

en son gelişinde istanbul'a gitmiştik ve istanbul'dan ayrılacağımız gün istiklal caddesinde patlama oldu ve ne tesadüftür ki bir gün önce tam da oralarda dolanıyorduk. yakında evlenme teklif etmeyi düşünüyorum ama nasıl derim "burda yaşayalım.." diye. bana ve bu ülke üzerinde bu umutsuzluğu, çaresizliği ve mutsuzluğu yaşatanların allah bin türlü belasını versin.

sabaha kadar uyuyamamanın ardından hissedilen koca bir boşluk. güvensizlik. ne yapacağını bilememek.

her sabah eşim ve ben ayrı arabalarla iş için yola çıkıyoruz.

her sabah acaba kırmızı ışıkta dururken yanımdaki doblo patlar mı? yahut eşim köprü trafiğine girdiğinde orada bir şey olur mu? diye endişe ediyorum.

her sabah yahut öğle üzeri kahve yahut yemek için dışarı çıktığımda yada metroyu kullandığımda yanımdaki meymenetsiz sakallı patlamak üzere de ben mi hissedemiyorum mu diye kendi kendime soruyorum sanki böyle bir şey mümkünmüş gibi.

en çok da evdeki küçük oğlumu dert ediyorum.

bunu yaşatanlara, buna bilerek yahut bilmeyerek imkan verenlere lanet etmenin de bir faydası olmadığını görüyorum.

bu ülke hiç bu kadar kötü yönetilmemişti.

mide ağrısı ile uyanmak. 10 dk da bir gelen ağlama hissi.. sanki başka birşeyler daha olacağına dair içe düşün karanlık his..

hayatı sorgulama.. neden istanbulda yaşadığını sorgulama.. basıp gitme isteği..

eşim sekiz aylık hamile. bu haberleri duydukça daha fazla üzülüyorum. böyle bir ülkede çocuk yapmak ve onun üzerine hayaller kurmak ne kadar zor. maddi durumum allaha şükür iyi olduğu ve içimden geldiği için kullanacağı şeylerin hepsini elimden geldiğince en iyisini aldım. 

neyse bugün haberleri okuduğumda bebeklerinde can verdiklerini duydum. duyduğumdan beri yaşamdan koptum. ben doğacak olan bebeğim için hiç bir şeyi esirgemeden fedakarlik yapıyorum. yetiştirmek icin bir ömür harciyorum allah korkusu yoksunu insanlar senin en değerli şeyini elinden alıyorlar. hepsine yazıklar olsun. allah belalarını versin. allah kimseyi böyle bir acıyla sınamasın

"bize ne zaman gelecek acaba" düşüncesinin yarattığı iç sıkıntısı, kaçıp gidememenin verdiği bozukluk. daha ne olsun.

mutsuzluğun yarattığı yorgunluk.

bir yaz sabahı, ayağımı sürüye sürüye işe giderken bakıyorum, herkesin yüzünde safi bezginlik, bıkkınlık, umutsuzluk. bir yaz sabahı böyle mi olmalı ulan?

oglumun ikinci dogum gunu bugun. pastasina iki mum koyup ufletmek gelmiyor icimden. nasil koruyacagim onu ben? nasil guzel seyler umit edip gelecegini hayal edecegim? canilerle dolu bu dunyayi ona nasil sevdirecegim nasil?

2016
7 june, ıstanbul: car bomb kills seven police officers and four civilians. claimed by kurdish militant group tak
19 march, ıstanbul: suicide bomb kills four people in shopping street. ıs blamed.
13 march, ankara: car bomb kills 34. claimed by tak.
17 february, ankara: 29 killed in attack on military busses. claimed by tak
12 january, ıstanbul: 11 germans killed by syrian bomber in tourist area

2015
23 december, ıstanbul: bomb kills cleaner at ıstanbul's sabiha gokcen airport. claimed by tak
10 october, ankara: more than 100 killed at peace rally outside railway station. claimed by ıs
20 july, suruc, near syrian border: 34 people killed in bombing in kurdish town. ıs blamed

yukarıda bbc news ten kopyaladığım listeye bakıyorum ve sadece bu sartlar altında hala ülkeye gelen yabancı vatandaşların ruh hallerini anlamaya çalışıyorum..

üstünden aylar gecmesine ragmen hala perudan ıstanbula gelip ölen insanı düşünüyorum..cok garip cok..