Atatürk ve Sabiha Gökçen'in Ankara'da Fransız Elçiye Mesaj Vermek İçin Yaptığı Müthiş Plan

Bugün, ilk kadın savaş pilotumuz Sabiha Gökçen'in doğum ve ölüm yıldönümü. Bu vesileyle biz de kendisinin Atatürk'le olan bir anısını paylaşmak istedik.
Atatürk ve Sabiha Gökçen'in Ankara'da Fransız Elçiye Mesaj Vermek İçin Yaptığı Müthiş Plan


sabiha gökçen'in anılarını anlattığı ve benim de kendisinden imzalı bir nüshasına sahip olmaktan onur duyduğum "anılarla bir ömür" adlı bir kitabı vardır. insan atatürk'ü tanımak isteyen herkesin mutlaka okuması gerekir.


anılarından bir tanesini aklımda kaldığı kadarıyla aktarayım. hatay davasının görüşülmekte olduğu yıllarda, bir akşam o zamanki ankara'nın meşhur lokantalarından karpiç'te fransız elçisinin de katılacağı bir akşam yemeği verilir.yemeğe atatürk, sabiha gökçen ve diğer zevat katılacaktır.


yemekten önce atatürk, sabiha gökçen'i çağırır ve akşamki yemeğe üniformasını giyip tabancasını beline takıp gelmesini söyler ve aklındaki senaryoyu anlatır. sonra yemeğe giderler, her şey diplomatik nezaket çerçevesinde yürürken atatürk'ten gizli bir işaret alan sabiha gökçen ayağa kalkar. heyecanlı bir sesle hatay'ın asırlardır türk yurdu olduğunu ve türk gençliğinin oranın fransız egemenliğinde kalmasını asla kabullenemeyeceğini ve türkiye'ye katılması için canını vermekten çekinmeyeceğini haykırır.


en son da "hatay bizim canımız, feda olsun kanımız!" der ve silahını çekerek havaya bir el ateş eder. herkes donakalmıştır, güvenlik görevlileri ne yapacaklarını şaşırırlar. atatürk, vazifelerini yapmalarını emredince, sabiha gökçen'i tutuklarlar ve birkaç gün hapiste kalır. atatürk, ileride uğruna sağlığını tehlikeye atmaktan da çekinmeyeceği milli bir dava yolunda fransız elçisine mesaj vermek istediğinde böylesine çarpıcı bir yol düşünmüştü.


şimdinin "vücut dilini" kullandığını söyleyip caka satan, ama aslında elalemden ayar alan yöneticilerini düşünüyorum da, nereden nereye...

Mustafa Kemal Atatürk'ün İçki, Sigara veya Hastalık Yüzünden Değil, Hatay Yüzünden Ölmesi