Atatürk'e Yapılması Planlanan ve İstiklal Mahkemeleri'nde Sonlanan İzmir Suikastı

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'e 14 Haziran 1926 tarihinde İzmir, Kemeraltı'nda yapılması planlanan suikast, erken cumhuriyet tarihinin en büyük olaylarından biridir.
Atatürk'e Yapılması Planlanan ve İstiklal Mahkemeleri'nde Sonlanan İzmir Suikastı

suikast olayı, bu işe katılanlardan, şevki isminde bir motorcu tarafından emniyete haber verilmiştir. suikastın tertipçisi ziya hurşit'tir. motorcunun görevi, suikastten sonra katilleri yunanistan'a kaçırmaktır fakat işin başarılamayacağından yahut korkudan olayı ele vermiştir. halbuki gazi, ertesi gün (14 haziran 1926) izmir'de olacakt. ve görünüşe göre bu cinayete kurban gidebilirdi.

önce yattığı otelden ziya hurşit tevkif edildi. yatağının altında silah ve bombalar çıktı. 3.000 türk lirası kadar da para çıkmıştı. aynı zamanda, diğer bir otelde yatan üç kişi daha yakalandı: çopur hilmi, laz ismail, gürcü yusuf! üç sabıkalı serseri... suikast, ziya hurşit ve bu üç serseri eliyle yapılacaktı. cinayet, gazi'nin arabası ziya hurşit'in kaldığı izmir, kemeraltı'ndaki gaffar oteli önündeki sokakta gerçekleşecekti.

ziya hurşit yakalanınca suçunu hemen itiraf etmiştir. fakat suikastin başka düzenleyicileri de vardır. başta sarı edip. suikastin istanbul'daki idarecileri de ortaya çıkıyordu. başta izmit milletvekil şükrü bey ve diğerleri. daha sonra anlaşıldı ki izmir teşebbüsü daha önce ankara'da planlandığı ve uygulamak için de en uygun yer olarak izmir görülmüştür. iş bu şekli alınca istanbul ve ankara'da tevkiflere başlandı. şükrü bey'le sarı efe ve yakınları istanbul'da yakalanarak izmir'e getirildi. istikal savaşı'nda savaşan ve gazi'nin yakınlarından olan eskişehir milletvekili albay arif bey'le bazı yakınları da görevlerinden alındı. işte bundan sonra şüpheliler ve ilişkiler siyasi gruplara sıçramaya başladı. ankara ve istanbul 'da eski terakkiperver fırkası bazı kurucuları ve öncüleri şüpheli görüldü. yakalandılar. kazım karabekir paşa, ali fuat paşa, refet paşa, cafer tayyar paşa ve diğerleri bu aradaydılar.

İzmir'de kurulan İstiklal Mahkemesi

16-17 haziran günleri bu şeklide geçti. gazi olayları balıkesir'den takip ediyordu. daha sonra ilk tahkikat için izmir'e hareket etti.  olayın meydana çıkması ve memlekete duyurulmasıyla beraber gazi millete o meşhur olan ilk beyannamesini yayınladı:

"benim naçiz vücudum, bir gün elbette toprak olacaktır. fakat türkiye cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır ve türk milleti, emniyet ve saadetini garanti eden prensiplerle medeniyet yolunda tereddütsüz yürüyecektir."

paşa, bir ara baş tertipçi ziya hurşit'i görmek ister. huzuruna getirirler:

- ziya hurşit bey, uzun bir zaman beraber çalışmamış mıydık? bir gaye uğrunda?
- evet paşam!
- nedir bu suikast! hem de şebekenin elebaşı, ruhu sizmişsiniz?
- öyle... doğrudur paşam. suikast yapmaya gelmiştim ama fiile çıkamadı...
- sizden bunu beklemezdim?
- dünya beklenmedik şeylerle doludur paşam. ne yapayım ki bugün huzurunuzda bu vaziyetteyim...

daha sonra ziya hurşit tekrar paşa'yla konuşmak ister. af diler ama paşa "ben müdahale edemem. iş mahkemede çözülecektir" der.  olaydan dört gün sonra, artık izmir'de bulunan istiklal mahkemesi açıklamalarda bulunur. işte terakkiperver fırkanın adı ilk olarak bu açıklamada geçmiştir. 27 haziran'da başlayan muhakeme 13 temmuz'da sona erdi. sanıklar başlıca şöyle gruplandırıldı:

- suikastte doğrudan görev alanlar,
- teşvikçileri ve hazırlayanlar,
- doğrudan görülmeyen fakat gizliden gizliye gaziye ve ankara'ya cephe almış olan ittihatçılar,
- gazi'nin yakın arkadaşları.

İzmir Suikasti Duruşmaları Sırasında İstiklal Mahkemesi (1926). 1- Refet (Bele) Paşa, 2- Kazım (Karabekir) Paşa, 3- Cafer (Tayyar) Paşa, 4- Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, 5- Maliye Nazırı Cavid Bey, 6- Sabit Bey

sorguları hızlı bir şekilde yürüten istiklal mahkemesi'nin kararı ise şu şekilde sonuçlandırmıştır:

"sanıklardan izmit mebusu şükrü, saruhan mebusu halis turgut, istanbul mebusu ismail canbulat, erzurum mebusu rüştü, lahistan mebusu ziya hurşit ve eski trabzon mebusu hafız mehmet, sarı efe namıyla maruf edip, mebus albay arif, laz ismail, emekli çopur hilmi, baytar rasim, gürcü yusuf, eski ankara valisi aldulkadir ve iaşeci kara kemal'in bu hareketleri..."

bunlar ölüm cezasına çarptırılmıştı. sanıklar safında ayakta hükmü dinleyen paşalar aynı sükun içinde dinlemeye devam ettiler. hükmün daha sonraki kısmında, suçla herhangi bir ilişkileri olmadıkları için beraat eden isimler sayılıyordu.

"kazım karabekir, ali fuat, refet, cafer tayyar ve mersinli cemal paşalarla, mebuslardan faik, sabit, halit, feridun fikri, kamil zeki, bekir sami, besim necati, münir hüsrev, eski erzurum vekili necati ve diğerleri beraat..."

Ali Fuat (Cebesoy) Paşa ve Kâzım (Karabekir) Paşa, mahkemeye gidiyor (Temmuz 1926)

13 temmuz 1926'da izmir'de sona eren suikast davasını, ankara'da ittihatçıların muhakemesi takip etti. beraat eden paşalar ise 5 aralık 1927'de tasfiye edilerek emekliye sevk edildiler.

olaydan bir yıl kadar sonra ali fuat paşa, 18 mart 1927 akşamı gazi'nin sofrasına davet edilerek iltifat görmüştür. ayrıca ali fuat paşa o gece gazi'nin kendisine: "paşaları senin hatrın için affettirdim" şeklinde bir açıklama yaptığını da ali fuat paşa dile getirmiştir.

kaynak: tek adam - şevket süreyya aydemir

Suikast sonrasında yaşananlara dair bir yorum

bir muhalefet tasfiyesinin son halkasıdır izmir suikastı. şeyh sait isyanı sonrası takrir-i sükun kanunu ve terakkiperver cumhuriyet fırkası'nın kapatılmasından sonra hala az da olsa gücünü sürdüren muhalefete, mahkeme kararıyla son darbe vurulmuştur. suikast planının perde arkasında ne olduğu tam olarak açığa çıkmasa da tetikçi grubu çok şüphelidir. kemal tahir'in kurt kanunu'nda yazdığı gibi, ziya hurşit yaklaşık bir senedir suikast yapacağını açıkça beyan ederek ortada dolanmaktadır ve suikast tarihi yakınlarında, mahkeme heyetinin başkanı kel ali'den 3000 lira borç almıştır:

"midem bulandı benim, bu üç bin liradan... ne demek üç bin lira... ziya hurşit gibilerinden yüz serserinin kan pahası.... neden çıkarır verirler? delirdiler mi? bu herif bir yıldır 'suikast' diye bağırarak geziyor. bursa'da sağır sultan duydu. ankara'daki sağır paşa duymaz mı?" kemal tahir, kurt kanunu, s. 38, ithaki yayınları

işin ilginci, mahkeme heyetininden kılıç ali de bu iddiayı doğrular anılarında. ziya hurşit'in de asılmadan önce "kılıç ali nerede?" diye sormasının sebebi buna bağlanabilir.

aynı zamanda yine kemal tahir'den alıntılayarak, ziya hurşit'in sarı efe edip'e vermek üzere şükrü bey ve baytar rasim'den istediği mektup da kuşkuludur çünkü abidin bey zaten orada ziya hurşit ile sarı efe edip'i buluşturmak üzere bulunmaktadır. kemal tahir'in bu iddiasına rağmen, ziya hurşit, abidin bey'in bu işle bir ilgisi olmadığını ve masum olduğunu söylemiştir.

diğer bir kuşkulu şahısa geçelim: yine tetikçilerden sarı efe edip. cemal kutay'ın yazdığına göre sabit bey'in ihbarıyla haber alınmış suikast tehlikesine karşın tetikçilerin arasına sokulan bir polis ajanıdır. suikastın yapılacağı günün öncesinde istanbul'a gitmiş ve sorgulamada suikastı celal bayar'a haber vermek için geldiğini iddia etmiştir. "neden celal bayar?" sorusuna bir türlü cevap vermemiş ve terakkiperver cumhuriyet fırkası'nın kararı üzerine bu suikasti gerçekleştirecekleri söyleyerek tüm partiyi zan altında bırakmıştır. kazım karabekir de sorgusunda, sarı efe edip'in zamanın meclis başkanı kazım özalp'in sırdaşı olduğunu bildiğini söylemiştir.

sanıkların birbirleriyle yüzleştirilmemeleri, mahkemenin keyfi uygulamaları, 10 yıl ceza istemiyle yargılananlara (ismail canbulat, halis turgut, rüştü paşa) idam cezası verilmesi, kel ali'nin kararları şahsi kanaate göre verdiği itirafı, paşaların (kazım karabekir, refet bele, ali fuat cebesoy, cafer tayyar eğilmez, asılan tek paşa için (bkz: rüştü paşa)) mustafa kemal'in ordunun tepkisinden çekindiği için asılmaması ve mustafa kemal'in mahkeme heyeti üzerindeki müthiş etkisi gibi usule uygun olmayan haksızlıklar da vardır.

intihar ettiği söylenen kara kemal ise, istanbul'da önemli şirketleri başında ve özellikle esnafın üzerinde tesir gücü olan birisidir. mustafa kemal'le tanışıklığı ise ittihatçılığa dayanır. yakup cemil'in darbe girişiminin başarısızlığı üzerine, parti içinde mustafa kemal'i kollayan ve karakol cemiyeti'ni kurarak milli mücadele'nin kıvılcımını çatan odur. kara kemal'in sonunu getiren olaylardan birisi de, mustafa kemal'e izmit'te yapılan bir görüşmede yaptığı iktidar ortaklığı teklifidir.

ankara mahkemesi sonucu asılan eski maliye bakanı cavit bey'in de o zamanlar iş bankası'nın tek rakibi olan itibar-ı milliye'nin başında olması da dikkat çekicidir.

muhalif olarak bilinen en güçlü üç kalem hüseyin cahit yalçın, ahmet emin yalman ve velit ebüzziya'nın bu davada yargılanmaları, terakkiperver'in hain olarak deşifre edilmesi, ittihatçı kadronun hepsinin asılması muhalefetin tükenmesi anlamına gelmiştir. tüm bu şüpheler bir araya gelince insanın kafasında bir acaba belirleniyor ama tümüyle bir komplo olmasa da plan tıkır tıkır işlemiş ve tasfiye süreci sonlanmıştır.

izmir suikastı davalarından sonra mustafa kemal nutuk'u okumuş paşalara komplocu ve en hain dimağlar yakıştırması yaparak bu kanıyı tescillemiştir. 1928'de de yasa değişikliğiyle tüm milletvekillerinin mustafa kemal'in onayından geçmesi sağlanmıştır. böylece bir iktidar mücadelesi dar ağacında sonlanmış ve demokrasinin gereği olan sükunet ülkeye hakim olmuştur.

Türkiye'de Suikasta Kurban Giden Önemli İsimler