Ateşli Silahlar İçin Milat Niteliğindeki Top Mermilerinin Kısa Tarihi

Topçuluk tarihinin top mermileri üzerinden açıklayıcı anlatımı, buyrun.
Ateşli Silahlar İçin Milat Niteliğindeki Top Mermilerinin Kısa Tarihi

topçuluk, ateşli silahların icadıyla meydana gelen askeri yenilikler arasında en önemlilerden biri. ancak burada top mermilerinden ve özellikle patlayıcı mermilerden söz edeceğiz.

abd milli marşı star spangled banner'ın yazarı francis scott key, marşta da söylediği gibi abd bayrağının yerini "roketlerin kırmızı parıltısı ve havada infilak eden bombalarla" belirlediğinde, yüzyıllar boyunca geliştirilmiş olan ve 19.yüzyılın başında hiç kimsenin hayal edemeyeceği araçlara dönüşen iki silahın etkilerinden söz ediyordu. bu ikisinden (roket ve topçu mermisi) roket çok daha eskiydi. daha hiç kimsenin ateşli silahı yokken çinliler savaşlarda roket kullanmaktaydı. ve bildiğimiz gibi, roketler sadece insanları aya göndermekle kalmayacak, aynı zamanda kıtalararası imha makineleri şeklinde gelişecekti.

bunun tersine top mermisi 300 senelik bile değildi

kayda geçmiş olan ilk kullanımları, (patlayıcı mermi olarak) kanuni sultan süleyman'ın 1522 rodos seferidir. türk topları kalenin surları üzerinden çok büyük mermiler atabilmişti. mermiler infilak ettiği zaman muazzam bir parıltı ve gürültü çıkarıyor, ama duvarları yıkmakta o kadar başarılı olamıyordu. derme çatma evleri yıkabiliyor ve düştükleri yere yakın olma talih talihsizliğinde bulunan kimseleri darbe sonucu öldürebiliyordu. ama çoğunlukla, savunmacıları dehşete düşürmeye yarıyordu. rodos'ta düşman iyi savaştı, ancak sonuçta zayiat verilerek rodos, osmanlı imparatorluğu tarafından fethedilmişti. fakat patlayıcı mermilerin/top mermisinin fazla bir etkisi olmamıştı. o zamanlarda, patlayıcı mermilerin bir gün kara savaşında en ölümcül araç ve deniz savaşında başlıca silah olacağının hiçbir emaresi yoktu.


patlayıcı mermiler el bombasından (humbara) geliştirildi

ilk top mermileri barutla doldurulmuş içi boş metal kürelerdi. topun (kürenin/güllenin) üzerinde bir delik vardı ve yanıcı karışım doldurulmuş ateşe dayanıklı bir torbayla kaplıydı. kürenin diğer tarafında, torbanın topun barut hakkına bakan yönünde bir delik bulunuyordu. top patladığında, torbadaki karışım ateşlenerek mermideki deliğe doğru yanıyor ve mermi infilak ediyordu. daha sonraları topçular, ateşleme karışımıyla (ağızotu) doldurulmuş tahta veya metal tüpler kullanmaya başladılar. bunu mermideki deliğin içine tıkıştırdılar. ancak sıklıkla, itici barut hakkı sadece merminin fünyesini ateşlemekle kalmadı. fünyeyi merminin içine itti ve mermi de topun içinde infilak ederek topu ve topçuları parçaladı.

bu, ikili ateşleme sonucunu doğurdu. topçu, mermiyi topa fünyesi namlu ağzına bakacak şekilde yerleştirdi. sonra fünyeyi yaktı, hemen ardından topun falyasına ateş verdi. bu sadece kısa namlulu toplarda uygulanabiliyordu. bir topçunun uzun bir namlunun içine uzanıp mermiyi ateşleyebilmesi mümkün değildi. eski topların mermilerinin küçüklüğü nedeniyle kısa namluları vardı. daha sonraki havan topları, mermiyi yüksek bir mermi yolu ile atan kısa namlulu toplardı ve nispeten daha uzun bir namlusu olan obüs ise, mermilerini daha yüksek hızla ve daha yatık bir mermi yolu ile atan bir toptu. eğer top tutukluk yaparsa, topçu her an patlamaya hazır bir bombanın yanında durmakta olurdu. sonunda birisi, fünyenin topun ağzına bakması durumunda, sevk barutunun kıvılcımının merminin fünyesini ateşleyebileceğini keşfetti.


o zamanlardaki ilk mermiler, kullanması oldukça tehlikeli şeylerdi

ama düşman için o kadar da tehlikeli değillerdi. içleri boş olduğu için duvarları yıkmakta yetersizdi. taş bir duvara çarpan bir mermi ya yassılaşıyor, ya parçalanıyor ve açıktaki bir infilakın çok az etkisi oluyordu. insanlara karşı kullanıldığında ise, bir mermi birkaç büyük parçaya ayrılıyordu. barutun yüksek patlayıcılar gibi yıkıcı etkisi yoktu, dolayısıyla mermi parçalarının neden olduğu kıyımlar 19.yüzyıl sonuna veya 20.yüzyıl başına kadar bilinmiyordu. ilk mermilerin havan toplarında kullanılmasının sebeplerinden biri de şudur : bu kısa namlulu toplar, mermilerini kalelerin duvarları üzerinden aşacak yüksek bir açıyla atmak için kullanıyordu. mermi patlamalarının zamanlaması o günlerde hiç de hassas değildi. mermiler sıklıkla düştükten sonra bir süre patlamıyordu. bazen de hedefine varmadan önce infilak ediyordu. yazının başında amerikan milli marşının yazarı key'in, söz konusu marşta geçen "havada infilak eden bombalar" kısmı buna bir göndermeydi aslında. elbetteki top mermileri havai fişek gösterisi için değildi.

daha sonra ise bir ingiliz topçu subayı olan teğmen henry shrapnel, merminin performansını personele karşı geliştirmenin bir yolunu buldu. eski el bombalarına çok benzeyen bir mermi icat etti. kurşun taneleri ile bunu parçalayarak açmaya yetecek kadar barut doldurulmuş demir bir toptu bu, yani şarapnel. ismini de kendisini icat eden topçu teğmeninden almıştı.

Henry Shrapnel

shrapnel (şarapnel) mermisinden önce topçular piyadelere karşı üç tür cephane kullanıyorlardı

piyadelere karşı uzun menzilde gülle (cannonball) (topçu jargonunda katı atış veya solid shot) bu bahsettiğimiz gülle doğrudan doğruya yürüyüş halindeki hatlara atılıyordu. atış yerden sekiyor, küçük açılarla sıçrayarak vurduğu her şeyi yok ediyordu. isviçre ve ispanyol falanksları gibi piyade kitlelerine karşı gülleler kesinlikle ölümcüldü. daha sonraki ise "gevşek hat" nizamlarının kanatlarına atıldığında tek atışta çok sayıda askeri öldürebiliyordu. ancak bu, çok iyi nişancılık ya da büyük bir şans gerektiren bir atış şekliydi. piyadeler genellikle topluca yere yatarak imhadan kurtulabiliyor, mermi üzerlerinden geçip gidiyordu. piyadeler birbirine yakın olunca topçu son derece ölümcül oluyordu. salkım atışı (grape shot), (tahta takviyeli branda torbaya doldurulmuş çok sayıda demir veya kurşun bilye) dev bir tabanca atışından saçılır gibiydi ve piyadeleri veya süvarileri misket menziline girmeden gruplar halinde imha ediyordu. saldıranlar yaklaşınca topçular şarapnel veya kanister (teneke kutulara doldurulmuş ve daha ölümcül olan, daha küçük ve daha çok sayıda bilye, teneke kutu atışı olarak da bilinir ve yakın mesafeden etkilidir) atışına geçiyordu. şarapnelin icadı, toplardan tek atışla uzun menzilde salkım veya kanister etkisi yaratmayı mümkün kılıyordu. şarapnel mermileri doğrudan piyadeye ateş eden obüsün geliştirilmesini hızlandırdı. topun namlu ağzı patlamasının, barut hakkına ters yönde kakan bir fünyeyi ateşleyebileceği bilgisi, şarapneli piyade ve süvariye karşı popüler bir tercih haline getirdi.


yivli topların boyları uzatılmış mermileri atma kabiliyeti ortaya çıkınca, şarapnel mermileri yeni toplara uyarlandı

bu yeni şarapnel mermilerine, "toplar tarafından atılan toplar" deniyordu. paralama hakkı (bursting charce) barutu merminin arka kısmındaydı. zaman fünyesi ile ateşlendiğinde, kurşun bilyeleri merminin ön tarafından dışarı atıyordu. mermi, bir tür uçan yivsiz silah gibiydi. şarapnel 19.yüzyıl sonları ve 20.yüzyıl başlarında yaygın olarak kullanıldı. birinci dünya harbinde bütün orduların çelik miğferleri benimsemesinin sebebi de şarapneldi. ancak bu harpten edinilen deneyim, artık şarapnelin personele karşı sıradan yüksek patlayıcı mermilerden daha fazla etkili olmadığını gösterdi. yüksek patlayıcılar mermileri, isabet ettiği düşman askerini neredeyse kesinlikle öldüren, binlerce pürüzlü parçaya ayırıyor, ayrıca şarapnelin yapamadığı şekilde tahkimatları da yok edebiliyordu. şarapnel terimi bugün sıradan olmasına karşın, birinci dünya savaşının sonundan 1936-39 ispanyol iç savaşına kadar tek tük kullanılmıştı. haberler "şarapnel" den bahsettiği zaman, mermi veya bomba parçalarını kast eder, gazetede filan görürseniz the point demişti diye aklınızda bulunsun.

yüksek patlayıcılar 19. yüzyılın sonlarından itibaren ortaya çıktı

fakat başlangıçta mermilerde kullanılmak için çok hassastılar. 19.yüzyıl sonu ve 20.yüzyılda "dinamit silahı" denilen tuhaf bir silah ortaya çıktı. bunun uzun bir namlusu vardı ve dinamitle doldurulmuş, nispeten daha küçük kalibreli pirinç mermi atıyordu. normal bir sevk barutu kullanmıyordu : infilakın şoku mermiyi namluyu terk etmeden patlatabilirdi. bunun yerine, top namlusunun altında bir tüpün içinde küçük bir miktar kara barut ateşleniyordu. bu, gazı namludaki bir delikten çıkararak, dinamit mermisine düzgün bir itiş sağlıyordu. dinamit topu, küba isyanında ve onu takip eden ispanyol-amerikan savaşında kullanılmıştı. mermi düştüğü zaman patlama çok etkileyici oluyordu, fakat ince cidarlı mermi fazla parçalanma meydana getirmiyor ve havadan daha yoğun bir şeye çarpar çarpmaz, delip geçmeyi önleyecek şekilde infilak ediyordu. ve son derece tehlikeliydi, öyle ki silahı kullananlar kendi toplarından korkuyordu. bu sorunların sonucu olarak, dinamit topunun ömrü kısa oldu ve o zamandan sonra dinamit mermilerde dolgu maddesi olarak kullanılmadı. topçular, pikrik asit ve tnt gibi daha istikrarlı patlayıcılara yöneldiler.


mermiler ve toplar devamlı olarak geliştiler

ikinci dünya harbinde eski barut yanmasına dayalı fünyenin ve hatta daha modern, zaman ayarlı fünyenin yerini almak üzere, yeni, ileri teknoloji ürünü bir fünye geliştirildi. barutlu fünyelerde zaman hassasiyeti hiçbir zaman sağlanamıyordu ve zaman ayarlı olan bile arzulananın çok uzağındaydı. yeni "vt tapalı" (proximity fuse) olanlar, mermiyi hedefin belirlenen mesafesine gelince patlatacak minyatür bir radar kullanıyordu. artık atışlarda, merminin çok yüksekteyken etkisiz olarak patlaması veya yere düştükten sonra patlamadan toprağa gömülmesi söz konusu olmuyordu. yeni fünye, topçuyu daha etkili bir uçaksavar ve anti personel silahı haline getirdi. ikinci dünya savaşında askerler arasındaki zayiatın üçte ikisi topçular tarafından meydana geliyordu artık.

II. Dünya Savaşı'nda Geliştirilen Fakat Asla Kullanılmayan Enteresan Silahlar