Bankaların Para Kazanma Sistemine Dair Doğru Bilinen Yanlışlar

Sözlük yazarı "genjuure", bankaların kasada duran emanet para üzerinden nasıl büyük gelirler elde ettiğini anlatmış.
Bankaların Para Kazanma Sistemine Dair Doğru Bilinen Yanlışlar
iStock


bankaların para kazanma sistemiyle ilgili genel kanı bankaların kısmi rezerv sistemi ile havadan para imal ettikleri yönünde

öncelikle işin bu kısma tamamen gerçek dışı. bankalar asla havadan para üretmiyorlar. parayı çoğaltan banka değil piyasa. bunu şöyle örnekleyelim. diyelim bankacılık sistemi yok. herkes parasını kendi kasasında saklıyor. 

benim 100.000 tl param var. bir arkadaşım benden borç istiyor ve veriyorum. o gidiyor onunla bir şey alıyor. satıcı 100.000 tl değerinde mal satmış oluyor. o da o paranın bir kısmıyla kendisinin ve ailesinin kişisel ihtiyaçlarını gideriyor. kalanıyla elemanlarının maaşlarını ödüyor ve işletmesinde satmak üzere daha fazla mal alıyor. bu paraları alan diğer kişi ve firmalar da hemen hemen aynı şeyi yapıyor. benim kasamdan çıkan 100.000 tl piyasada elden ele dolaşıp duruyor. gördüğünüz gibi ortada banka yokken de para havadan üretilebiliyor. daha doğrusu paranın üretildiği falan yok. küçük miktardaki paranın piyasada dolaşması o paradan çok daha büyük miktarlarda mal ve hizmet üretimine sebep olmuş oluyor.

bankalar piyasada üretilen bu mal ve hizmetlerin hızlanmasında kolaylık ve hızlılık kazandıran mekanizmalardır sadece

hatta bankaların olmadığı ortamda kısmi rezerv denen bir şey de olmayacağından piyasadaki x miktardaki para teorik olarak sonsuza yakınsayan bir hizmet ve mal üretimi olurdu. ama %10’luk kısmi rezerv sayesinde bankalardaki toplam x miktardaki paranın karşılığında en fazla 10x miktarında mal ve hizmet üretiliyor.

bir arkadaş şunu demiş; piyasada dolaşan toplam para 85 milyar civarında ama bankalara olan toplam borç 1,3 trilyon civarında, nasıl ödenecek bu para?

cevabı çok basit nasıl ki piyasada para elden ele dolaşarak bol miktarda mal ve hizmet üretiliyorsa bunun tam tersi de mümkün. piyasada para elden ele dolaşarak bolca miktarda borcu da ödeyebilir. önemli olan piyasada dolaşan paranın çok çok üzerinde toplam borç olması değil. ülke ekonomisinin sürdürülebilir olması. maalesef türkiye bu konuda sınıfta kalan bir ülke.

bir başka arkadaş da şunu demiş, ben gidip bankaya 10.000 tl para yatırdığım zaman banka bana cüzi miktarda faiz verip bu para sayesinde bu paranın %60-70’i kadar kar elde ediyor

hayır o kadar karı o para sayesinde elde etmiyor. sizin bankaya yatırdığınız 10 000 tl’nin 9000 tl’si kredi olarak kullandırılıp o 9.000 tl tekrar bankacılık sistemine döndüğü zaman o 9.000 tl artık sizin paranız değil. bir başkasının kazandığı, hak ettiği, bir şekilde sahibi olduğu para. o para banka için yeni bir mevduat. bir başka müşterisinin getirdiği bir nakit. bu kadar basit.

bir başka geyik de bütün herkes parasını almaya kalksa bankaların batacağı

bankalarda toplam mevduat kadar para yokmuş. o paranın sadece küçük bir bölümü varmış. elbette ki öyle. banka o mevduatları kredi olarak satmasa nasıl kazanacak? bankardan bütün müşteriler paralarını almaya kalkarsa banka batarmış. bankalar neden para kazanıyormuş? bütün herkes parasını almaya kalkarsa batacağını kimsenin bilmediğinden para kazanıyormuş. size bir sır vereyim mi? bizim evin biraz ilerisinde bulunan süper marketin bütün müşterileri oradan alış veriş yapmayı keserse o market batar biliyor musunuz? berberler neden para kazanıyormuş biliyor musunuz? bütün insanlar traş olmaktan vazgeçerlerse berberlerin batacağını kimsenin bilmemesinden dolayı kazanıyorlar.


sonuç olarak, evet türkiye ekonomisi kötü. insanlar önünü göremiyor. insanlar borç içinde ama esas mesele borcun olması değil. bu borçları ödemeye olanak sağlayacak sürdürülebilir bir ekonomik sistemin olmayışı esas mesele. ama bu ekonomik gidişatın sebebi bankalar değil. bankalar günah keçisi gibi gösterilmekte. kötü gidişatın sebebi bankacılık, sigorta gibi sektörlerin dışında kalan diğer sektörlerdeki durumun kötü olmasıdır. devletin üretime yeterince destek olmayıp, oraya buraya bina dikerek ülkeyi şantiyeye çevirme odaklı ekonomi anlayışıdır. ihracatın yeteri kadar olmaması ve ithalatın giderek büyümesidir kötü ekonominin sebebi. ama bankaların bu kötü gidişatta bir payı yok. bunun sebebini başka yerlerde aramak lazım.