Barcelona'daki Çöküşü 2000'lerin Başından Günümüze Doğru Anlatan Bir İnceleme

UEFA Şampiyonlar Ligi çeyrek final maçında Bayern Münih'e 8-2'lik tarihi bir skorla mağlup olan Barcelona'daki bu çöküşün sebebi ne?
Barcelona'daki Çöküşü 2000'lerin Başından Günümüze Doğru Anlatan Bir İnceleme

barcelona'daki çöküşü analiz edebilmek için bugüne değil; ta 20 yıl önceye, 2000'lerin başına dönmemiz gerek.

yaşı 30 civarı olanlar hatırlayacaktır; 2000'lerin başında, barça'nın kadrosunda javier saviola, luis enrique, rivaldo, luis figo gibi yıldızlar olmasına rağmen, özellikle zidane'ın real madrid ve dünya futboluna damga vurduğu yıllardı. aslında fena bir kadrosu olmasa da barça istenen başarıyı bir türlü yakalayamadı. art arda kovulan van gaal, antiç gibi hocalar bir türlü başarıyı sağlayamıyordu. tabii artık kadronun miadını doldurması da bir sebepti.

2003 yazına gelindiğinde başkan gaspart'ın dönemi sona ermiş ve juan laporta isimli genç bir adam gelmişti. ilk iş eskilerden kurtulmak ve kadroyu yenilemek oldu. yılların frank de boer'i galatasaray'a, juan pablo sorin psg'ye , michael reiziger ingiltere'ye, philippe cristanval marsilya'ya, lazio'dan gelen ama bekleneni veremeyen gaizka mendieta middlesbrough'a, juan ramon riquelme villareal'e, fener'e hoca olacak olan cocu psv'ye, fabio rochemback sporting'e, patrick kluivert newcastle'a, javier saviola monaco'ya gidiyor; marc overmars ve luis enrique gibi tecrübeli isimler ise futbol yaşantılarının sonuna geliyordu. 2003 ve 2004 yıllarında barça'nın son 5-6 yılını oluşturan kadrosu tamamen baştan aşağı yıkılıp yeniden yapılacaktı.

ilk ve en sükseli olay tabii ki psg'de harikalar yaratan 23 yasındaki ronaldinho'nun barca'ya transferi oldu. daha sonra deco, henrik larsson, ludovic giuly, samuel eto'o, rafael márquez ve edgar davids gibi yıldız ısimler takıma katılırken, bunların başına da eski hollandalı efsanelerden, ileride gs'ye hoca olacak olan frank rijkaard getirildi. aynı zamanda takımda xavi hernandez, iniesta, carles puyol ve kaleci victor valdes gibi kulübün altyapısından yetişen genç ve yetenekli adamlar vardı.

işte bu takım 2004-2005 sezonunu şampiyon tamamladı. ayrıca ispanya süper kupası'nı da müzesine götürdü ve yılın en iyi oyuncusu sıralamasında ronaldinho ve etoo ilk 3'te yer aldı.

2005-2006 sezonunda iş uzun yıllardır beklenen şampiyonlar ligi kupası nihayet müzeye geldi. ancak gelen sadece kupa değil aynı zamanda dünya tarihinin gördüğü en yetenekli futbolculardan biri olan lionel messi'nin ayak sesleriydi.

2006-2007 sezonu ise barca için artık bazı değişikliklerin ayak sesinin duyulduğu yıl oldu. harika geçen 3 yılın ardından artık rijkaard, etoo ve ronaldinho üçgeninde işler iyi gitmiyor ve anlaşmazlıklar su üstüne çıkıyordu. ronaldınho'nun kiloları, etoo'nun basın önünde hoca ve ronaldinho'yu açıkça eleştirmesiyle artık bazı şeylerin sonuna gelinmişti. barça o sezonu kupasız kapatırken yılın belki de en önemli olayı lionel messi'nin, maradona'nın yüzyılın golü olarak bilinen 86 dünya kupasında attığı golün bir benzerini kendi yarı alanından topu alarak neredeyse bütün rakipleri ve kaleciyi de geçerek getafe ağlarına bırakması oluyordu. takım o yıl şampiyonlar ligi'nde son 16'da liverpool'a deplasman golüyle elenirken, dünya kulüpler kupası'nda da ınternacional'e kaybediyordu.

2007-2008 sezonunda ise thierry henry gibi büyük bir yıldız takıma kazandırılsa da o istenen hava ve başarı bir türlü sağlanamamış ve nihayetinde barca o sezonu da ligde üçüncü tamamlamıştı. şl yarı finalinde manu'ya, kral kupası'nda ise valencia'ya yarı finalde elendiler. real madrid'den derbide 4 -1'lik yenilgi aldıklarında ise başkan laporta o sıralarda barcelona paf takımı'nı yöneten pep guardiola'nın yeni sezonda takımın teknik direktörü olacağını açıkladı. barça'ya hollanda ekolünü getiren total futbol anlayışını canlandıran rijkaard dönemi sona ermiş ve yanında ronaldinho'nun barca macerasıda bitmiş ve milano'ya doğru yol almaya başlamıştı.

artık devir pep guardıla'nın', orta saha üstünlüğü ve sonsuz paşa dayalı tıkı taka sının devriydi. rakibi yıldıracak derecede isabetli ve çok sayıda pas yapan bu takım aynı zamanda 2008 avrupa şampiyonası, 2010 dünya kupası ve 2012 avrupa şampiyonası'nı kazanacak olan ispanya milli takımı'nın da iskeletini ve oyun anlayışını oluşturacaktı. barça 2008 - 2009 sezonunu şampiyon olarak tamamlamış, kral kupası finalinde bilbao yu 4 1 yenmiş ve sezon içinde real madrid'e karşı tarihi bir galibiyet (2-6) alarak sezonu tamamlamıştı. ayrıca roma olimpiyat stadı'nda şampiyonlar ligi finalinde manchester united'ı 2-0 geçerek avrupa'nın da en büyüğü olmayı başarmıştı. barça için kuşkusuz tarihin en başarılı dönemiydi.

ayrıca sezonun hemen başında 2009 ispanya süper kupası'nda bilbao yu 5-1 , 2009 avrupa süper kupasında ise shaktar donetsk i 1-0 mağlup ederek ulaşılması zor bir başarıyı elde ediyordu. barça alınabilecek tüm kupaları almıştı. tabii geriye bir de 2009 dünya kulüpler kupası kalıyor, efsane barca aralık ayında o kupayı da arjantin takımı estudientes'i uzatmalarda messi'nin golüyle 2-1 yenerek kazanıyordu. barça adeta tarihi değiştiriyordu.

2010 yılında ise başkan laporta nın yerine sandro rosell seçildi ve o yıllarda ispanya'da fırtınalar estiren valencia forveti david villa'yı 40 milyon euroya barca kadrosuna kattı. 2010 yazı ayrıca temelini barca'nın oyun yapısının ve la masia'dan çıkan barcalı oyuncuların oluşturduğu ispanya milli takımı için de bir dönüm noktası oldu ve ispanyollar tarihlerinin ilk ve tek dünya kupasını g. afrika'daki finallerde uzatmalarda barcalı inesta'nın attığı golle hollanda'yı yenerek kazandı.

hem barca hem de ispanya milli takımı gücünün doruğundaydı. ancak en tepeye ulaşıldığında kuşkusuz düşüşün başlayacağı yer de orasıdır. en yükseğe çıkmak zor, orada kalabilmek ise çok daha zordur.

kasım 2010'da barca, el clasico da real madrid'i 5-0 yenerken, tarihte görülmemiş bir şey oluyor, yılın en iyi oyuncusu ödülü ballon d'or için seçilen üç aday da barcelona alt yapısının ürünleri olan messi, xavi ve iniesta oluyordu. 2010 - 11 sezonunu barca 96 puanla şampiyon tamamlayıp, 3 yıl önce olduğu gibi yine manchester united'ı bu sefer wembley'de yenerek bir kez daha şampiyonlar ligi şampiyonu oluyordu. barça en yükseğe çıkmış ama çıkmakla da kalmayıp orada kalıcı olmuştu.

2011 yazında yine barca altyapısından çıkan arsenalli oyuncu cesc fabregas alındı ve ispanya süper kupasını barca real madrid'i yenerek kazandı. aynı ay içinde barca, porto'yu da geçerek avrupa süper kupası'nı bir kez daha müzesine götürdü. kulübün toplam kupa sayısı 74 e ulaşmış ve ezeli rakip real madrid'i geride bırakmıştı. avrupa süper kupası ayrıca barca ve guardiola'nın 3 yılda alınabilmesi mümkün olan toplam 15 kupadan aldığı 12. kupaydı. barça hem ispanya da em de dünyada adeta bir buldozer gibi önüne geleni ezip geçiyordu. kasım ayında barca dünya kulüpler kupasını bu kez santos'u 4 0 yenerek kazandı. sonuç olarak barca ve pep mümkün olan 16 kupanın 13'ünü 3 yılda almayı başarmış ve guardiola, barca tarihinin en çok kupa kazanan hocası olarak adını altın harflerle yazdırmıştı.

11 - 12 sezonunda şampiyonlar liginde hatırlayanlar olacaktır; barça, londra'da kalesine hapsetmesine rağmen chelsea'ye yarı finalde kaybetmiş, pep guardiola kontratını yenilemediği ve oyuncu seçimleriyle ilgili eleştiri almaya başlamıştı. her güzel şey gibi pep - barça aşkı da o yılın bitiminde sona erdi ve pep yıl sonunda kral kupası finalini kazanarak 14 kupayla barca'ya veda etti. artık barca'da bir devir daha sona ermişti.

pep'ten boşalan koltuğa asistan menejer villanova getirildi. onun gelişiyle de hız kesmeyen barca'da messi o yıl ligde tam 46 gol attı. o yıl barca sadece 2 maç kaybedip 100 puanla şampiyon oldu. mayıs 2013'te barca ligin bitimine 4 hafta kala 22. kezi ispanya şampiyonu oldu. ancak kral kupası ve şl de yarı finallerde real madrid ve bayern münih'e elenmekten kurtulamadılar.

temmuz ayında ise tito villanova kanser tedavisi nedeniyle görevinden istifa etti ve yerine tata martino getirilirken, bu kararın arkasında ise messi'nin olduğu çok fazla konuşulmuştu. onun yönetimindeki ilk maçlarda barca 2013 ispanya süper kupasını kazandı. ayrıca o yaz, brezilya'nın en iyi oyuncusu olarak gösterilen neymar yaklaşık 60 milyon euro ya transfer edildi ancak bu transferde ortaya çıkan bazı usulsüzlük iddiaları nedeniyle başkan rosell istifa etti ve yerine jose maria bartomeu seçildi.

aynı yıl nisan ayında şampiyonlar ligi çeyrek finalinde atletico madrid'e elenmekten kurtulamayan barc , sezonun son maçında 3 puan gerisinden geldiği atl. madrid le nou camp'ta karşılaştı. alexis sanchez le öne geçmesine rağmen o yıllarda bir başka efsanenin doğusuna tanıklık ederek 49'da godin'in altın kafasıyla atletico şampiyon oluyor ve o kadroda bir türk, arda turan da makinanın önemli bir dişlisi olarak yer alıyordu.

yeni sezonda barca luis enrique'yi teknik direktör olarak açıkladı. o yıl barca kulüp tarihinin transfer rekorunu kırarak liverpool'dan luis suarez'i 80 milyon euro ya transfer etti. ancak suarez 2014 dünya kupası grup maçında italyan chiellini'yi ısırdığı (evet, yanlış okumadınız ısırdı) için 4 ay ceza aldı ve sezon başını kaçırdı. 2015 ocak ayında sportif direktör zubizareta 4 yılın ardından kovuldu. ancak yine de barca durdurulamıyor ve tüm kupalara ambargo koyuyordu. sezon sonunda barca ispanya ligini real madrid'in 2 puan önünde tamamlayarak şampiyon oldu. bu barca'nın son yıldaki 7. şampiyonluğuydu. ayrıca kral kupası finalinde bilbao yu 3-1 geçerek kupayı müzesine götürdü. şampiyonlar ligi'nde ise o yıl ikinci turda manchester city'i , çeyrek finalde psg'yi , yarı finalde bayern münih'i , finalde ise cüneyt çakır'ın yönettiği maçta juventus'u 3-1 yenerek kupayı kaldırdı. barça yine avrupa futbolunun zirvesindeydi.

2014 - 15 sezonu ise barca için ağustos ayında avrupa süper kupasında sevilla galibiyetiyle başladı. maçı 5-4 kazanan barca bir kupayı daha müzesine götürdü. ispanya süper kupası'nda ise işler istendiği gibi gitmedi ve kupayı bilbao'ya kaybettiler. o sezonun başında ise iki önemli ayrılık gerçekleşti pedro chelsea'ye, barça orta sahasında yıllardır görev yapan kaptan xavi ise katar'a transfer oldu. barça'nın iskeletinin dağılmaya başladığı ilk yıllar bu zamana denk geliyordu.

barça o yılı da lig de ve kral kupasında boş geçmedi. kral kupası finalinde sevilla'yı, 2015 dünya kulüpler kupası finalinde ise river plate'i yenerek mutlu sona ulaştı. tabii yanında bir de lig şampiyonluğu vardı. il de ise çeyrek finalde atletico madrid'e ilk maçı 2-1 kazanmasına rağmen, ikinci maçı 2-0 kaybederek elendi.

16 - 17 sezonu başında ise yaprak dökümü devam etti ve brezilyalı sağ bek dani alves takımdan ayrıldı. kaleci claudio bravo ise manchester city'nin yolunu tuttu. yaz transfer sezonu boyunca barca paco alcacer'i valencia'dan ve samuel umtiti'yi lyon transfer etti. ayrıca iki kaleci cillessen ve ter stegen takıma katıldı. barça o yıl kral kupasını alaves'i finalde eleyerek kazansa da ligde şampiyonluğunu sürdüremedi ve real madrid'e kaptırdı.

şampiyonlar ligi'nde ise bambaşka bir hikaye yaşandı. ikinci turda psg ile eşleşen barca fransa da turun ilk ayağında parc de prince'te 4-0 lik şok bir skorla sahadan ayrıldı. herkes turun bittiğini düşünürken ikinci maçta nou camp'ta adeta mucizevi bir maç oynandı.  maçın ilk yarısını barca 2 0 önde kapadı. 50. dakikada ise messi'nin penaltısı ile müthiş geri dönüşün sinyali verilsed e edinson cavani 62 de durumu 3-1 yapınca artık barcaya 3 gol daha gerekiyordu. ancak dakikalar eriyor goller bir türlü gelmiyordu. 88 ve 90 +1 de neymar biri penaltıdan olmak üzere skoru 5-1 e taşıdı. maçın son sözünü ise 90 + 5'te roberto söyleyecek ve barca tarihi bir geri dönüşle turu geçecekti.

fakat bir sonraki turda barca, italya'da juventus'a 3-0 yenilip, ispanya da 0-0 berabere kalarak elendi.

mart 2017'de ise td. luis enrique sezon sonunda takımdan ayrılacağını açıkladı ve mayıs ayının sonunda ernesto valverde takımın yeni menajeri oldu. ancak o yıl bir büyük ayrılık daha gerçekleşti ve psg neymar'ın 222 milyon euroluk devasa serbest kalma ücretini ödeyerek, neymar'ı tarnsfer etti. barça ise onun yerine 105 milyon euro lük bedelle ousmane dembele'yi b.dortmund dan transfer etti. aynı sezon barca coutinho'yu liverpool'dan transfer etti ve mascherano'yu çin'e yolladı.

sezonun açılışında barca ispanya süper kupası'nda her iki maçta da real madrid'e yenilerek kupayı kaybetti ve sezona kötü bir başlangıç yaptı. buna rağmen barca o yıl bir yıl ara verdiği lig şampiyonluğunu yeniden kazandı ve ispanya kral kupasını ise finalde sevilla'yı devirerek bir kez daha müzesine götürdü. sl de ise o yıl bir sürpriz oldu ve barcelona çeyrek finalde ilk maçta ispanya da 4-1 yendiği ve herkesin turu geçti gözüyle baktığı roma karşısında italya da 3-0'lık yenilgi alarak kupaya sürpriz şekilde veda etti.

2017 - 18 sezonu barca'dan bir büyük yaprak daha kopardı. andres iniesta'nın son sezonuydu ve japonya ya transfer oldu. artık barca'nın xavi-iniesta'lı orta sahası mazide kalmıştı. onun yerine şilili arturo vidal transfer edildi.

2018 - 19 sezonunda barca ilk maçını ispanya süper kupası finalinde sevilla'ya karşı kazandı. fas'ta oynanan bu maç ispanya dışında oynanan ilk süper kupa maçıydı. barca o yılda seriyi devam ettirdi ve 26. la liga şampiyonluğunu sezonun bitimine 3 hafta kala ilan etti.

şl'de ise yine çok ilginç bir eşleme ve skorlar alınıyor, yarı finalde barca bir geri dönüşe daha kurban oluyordu. ilk maçı nou camp'ta 3-0 kazanan barca, ingiltere de 4-0 kaybederek kupaya veda ediyordu. arka arkaya 3 yıl birini kazanarak 2 sini de kaybederek barca geri dönüşleri yaşıyordu. 2019 kral kupasını ise finalde valencia'ya kaybederek bir hayal kırıklığı daha yaşadılar.

ve nihayet 2019 - 2020 sezonunda barca sezona griezmann ve de jong gibi iki sükseli transferle giriş yaptı. de jong'a 75 milyon euro, griezmann'a ise 120 milyon euro ödeyerek futbol tarihinin en pahalı 4. transferini yaptılar. işler devre arasına doğru pek iyi gitmeyince menajer ernesto valverde nin görevi sona erdi ve yerine quique setien getirildi. ancak dünyada hiç beklenmeyen bir olay oldu ve coronavirüs yüzünden tüm ligler ertelendi ve geri dönüldüğünde barca özellikle ligde istenen performansı ortaya koyamadı ve kafa kafaya giden şampiyonluk yarışında real madrid'in gerisinde kalarak özellikle son haftalarda yaptığı kayıplarla şampiyonluğu rakibine kaptırdı.

şampiyonlar ligi'nde ise grup aşamasından lider çıkan barca, pandemi arası öncesinde italya'dan napoli'den 1-1 beraberlikle döndü ancak ikinci maç ağustos ayının başında oynandı ve barca maçı 3-1 kazanarak bayern münih'in rakibi oldu. ve nihayet ortaya geçen gece yaşanan tarihi 8-2 lik yenilgi alındı.

peki gerçek sorun neydi?

gerçek sorun barca'nın yıllar yılı taşıdığı miras ve oyun geleneğini sürdürecek yeni oyuncuları takıma katamaması, pep guardiola'dan sonra bir türlü gerçek bir teknik direktör bulamaması, messi'nin takımda iyice yalnızlaşması ve takımda herkesin sadece onun ayağına bakması vb. onlarca sebep sayılabilir.

ancak ben buradaki temel sebebin vaktin dolması olduğunu düşünüyorum. her oyun sisteminin her takımın bir dönemi var ve son 15 yıl hem barcelona'nın hem de ona bağlı ispanya milli takımının (özellikle 2008- 2012 yılları arası) müthiş zaferler yaşadığı bir gerçek. ancak artık bir devir bir dönem kapanıyor. xavi, iniesta, puyol gibiler çoktan bıraktı gitti ve artık gitme sırası da sanırım messi, busquets, pique gibi isimlere geliyor.

barça nasıl 2000'lerin başında komple kadroyu yıkıp bambaşka bir oyun sistemi üzerine kurduysa, bence messi sonrasında da tüm binayı yıkıp yeniden inşa etmeli. ancak tüm bunlar yinede son 15 yıla damga vuran birkaç takımdan birinin barca olduğu gerçeğini kuşkusuz değiştirmiyor.