BBC'nin Kült Bilim Kurgu Dizisi Doctor Who'nun Ratingleri Neden Düşüyor?

Doctor Who, tarihinin belki de en düşük izlenme oranlarını yakalamış gibi gözüküyor. İşte dizinin sadık bir izleyicisinden, bunun sebeplerini açıklayan bir yazı.
BBC'nin Kült Bilim Kurgu Dizisi Doctor Who'nun Ratingleri Neden Düşüyor?

doctor who... 11'inci ve 12'nci sezonları için konuşacak olursak, ana problemi ne doktor ne yoldaşları ne de kötü yazılmış senaryo olan dizi.

bundan sonrası doctor who ile ilgili spoiler içerebilir. lütfen devam ederken bir daha düşünün.

ana problem; dizinin, russell t. davies ve bilhassa steven moffat dönemlerindeki kadar kendisini ve yaklaşık 60 yıllık tarihini ciddiye almayan, daha doğrusu dünyamızın mevcut bazı dertlerinin dizinin geçmişinden daha önemli olduğunu düşünen bir ekibin elinden çıkıyor oluşu.

demek istediğimi aşağıda anlatayım

2012 ve 2013 yılından itibaren bbc'nin hem ekran önü hem de arkasında bame, yani siyahi, asyalı ve diğer etnik azınlıklar kökenli popülasyona daha fazla imkan verme ve genel anlamda azınlıkları daha görünür kılma üzerine bir projesi başladı. bu bağlamda, pek çok yapımında da değişiklere gitmeye başladığı gözlemlendi. aralarında doctor who'nun da bulunduğu pek çok bbc yapımında hindistan, pakistan, jamaika, barbados gibi ülkelerde doğmuş ya da aileleri bu ve benzeri coğrafyalardan gelmiş oyuncular görmeye başladık. eskiden de görüyorduk tabii, ama hem genel anlamda oranları yükseldi hem de bunu ana akım medya daha güçlü bir şekilde duyurmaya başladı.

üzerine 2016 yılında bbc'de ortaya çıkarılan maaşlardaki cinsiyet eşitsizliği skandalı, bir yıl sonra da hollywood merkezli metoo meselesinin patlaması ve netflix ve hbo başta olmak üzere yeni jenerasyon yayıncıların da cinsiyet ve kültür konusunda terakkiperver bir anlayış göstermesi sonucunda lgbt popülasyonunun da daha geniş bir temsile kavuşmasıyla birlikte 2010'lu yılların sonunda yüksek bütçeli dizi ve filmlerin içeriği kadar mesajı ve niyeti de konuşulur oldu.


bbc de bu ilerici akıma ayak uydurdu ve steven moffat'ın doctor who'nun ana metin yazarı (showrunner) olarak ve de 12'nci doktor'un (peter capaldi) da başrol olarak son sezonu olan 10'uncu sezonda önce tarihteki ilk lgbt yoldaş (bill potts) senaryoya eklendi. moffat'ın ve yazar ekibinin ustalığıyla dizide sayılarının artış gösterdiği dikkat çeken bazı ilerici göndermeler olay örgüsüne yedirilirken, gerekirse dizinin tarihinden ve geçmişindeki bazı temel özelliklerden tavizler vermek suretiyle günümüz toplumunu ilgilendiren didaktik mesajları senaryoya yerleştirmesi hususunda bbc'nin özellikle 2015'ten itibaren moffat üzerinde ciddi bir baskı yapmaya başladığı daha sonra ortaya çıktı.

işte burada da devreye yeni showrunner chris chibnall giriyor

moffat sonrası dönem için, doctor who öncesi referansları bir hayli güçlü olan, david tennant ve christopher eccleston (hatta jodie whittaker) gibi isimlerle farklı projelerde çalışmış olan ve davies ve moffat dönemlerinde de birkaç bölümü kaleme almış olan chibnall'ın genel anlamda doğru bir tercih olduğu konuşuldu. ancak bbc'nin de diziyi geçmişinden kısmen ayırarak, daha doğrusu geçmişini damıtıp günümüze ve bbc'nin 2012 sonrası şekillenen yayın politikasına uygun hale getirerek, devam ettirme niyeti olduğu da açıktı. 2007 ve 2008'de reytinglerde zirveyi gören, 2011'de ikinci kez zirvesini gören ve abd'de de büyük sükse yapan ancak matt smith'in son dönemiyle birlikte reytinglerde gerilemeye, peter capaldi ile birlikteyse reytingler anlamında adeta serbest düşüşe geçen yapımın, hem reytinglerini toparlayacak hem de bbc'nin politikasına uygun senaryolar üretecek bir beyne ihtiyacı vardı. en azından, bbc yönetimi böyle düşünüyordu.

fakat, kazın ayağı öyle olmadı. "ilk kadın doktor" açıklamasının etkisi uzun ömürlü olmadı ve jodie whittaker'in ilk birkaç bölümünden sonra reytingler yine defaatle gerilemeye başladı. bbc ve chibnall ise açıklamalarında hep yoldaşların etnik kimlikleri, dizide artan bame kökenli oyuncu ve yönetmen sayısı gibi unsurlardan salt bu sebeplerle rahatsız olan kafatasçı kitlenin eleştirilerini dikkate almıyoruz noktasına parmak bastılar. anlamadıkları şey, bu kitlenin belki de dizinin sıkı takipçilerinin içerisinde en fazla yüzde 10-15'lik bir popülasyonu oluşturduğuydu. aslında, dizinin girdiği yol hakkında yapılan en temel eleştiri bölümlerin içerisindeki ders verici ögelerin senaryonun ve doktorun önüne geçmeye başladığıydı. öyle görünüyor ki bu aslında bbc'nin de tam olarak yapmak istediği şeydi.

Chris Chibnall

klasik seriden john nathan turner ve barry letts, yeni seriden de steven moffat ve russell t. davies'in insanın beynini tokatlayan, izlerken seyirciyi bazen yorsa da büyük ölçüde görsel ve manevi tatmin sağlayan senaryolarından sonra bbc eliyle chris chibnall ve ekibine yazdırıldığı belli olan zayıf metinler ve temel amacı doktorun yolculuğuna ve öyküsüne değil, günümüz toplumundaki bazı kültürel ve siyasi sorunlara odaklanmak olan senaryolar nedeniyle de dizinin kemik izleyicisi diziden yavaş yavaş uzaklaştı. murray gold sonrası dizinin müziklerinin de tam anlamıyla sınıfta kaldığını da burada ufak bir parantez açıp belirteyim. nerede i am the doctor, "time lord victorious" ya da "a dazzling end"; nerede iki sezondur maruz kaldığımız hakikaten kafa yoran parçalar!

12x05 gibi letts ya da moffat döneminden fırlamış gibi gözüken bölümlerin sayısının artması ve de bilhassa orphan 55 ya da demons of the punjab gibi ana meselesi hikaye anlatmak değil adeta seyircinin kafasına vura vura mesaj vermek olan bölümlerin de azalmasıyla dizi eski günlerine dönebilir. bbc bunu ister mi? onu zaman gösterecek. dizinin efsanevi tarihi ve akışıyla günümüzdeki problemlerin seyirciye aktarılması arasında bir seçim yapılması gerekirse, ikinciyi ve de mevcut yazar ekibiyle seçmesi halinde ne yazık ki dizinin ömrü çok da uzun olmayacaktır. yoksa kimsenin derdi kadın doktor, pakistanlı yoldaş ya da hintli master değil, zirâ üç-beş çapulcu hariç, bu devirde kimse ama kimse bu kadar kafatasçı değil!