Beline Sarılı 1100 Arı ile Sınırda Yakalanan Kaçakçı Meselesi Neden Önemli?

Sarp Sınır Kapısı'nda beline sarılı kutulardaki 1100 arıyı kaçak yollarla Türkiye'ye sokmak isteyen bir kişi yakalandı. İlk bakışta tuhaf ve komik duran bu mesele neden aslında ciddiye alınması gereken bir konu?
Beline Sarılı 1100 Arı ile Sınırda Yakalanan Kaçakçı Meselesi Neden Önemli?


Öncelikle olay nedir?

türkiye ile gürcistan'ı birbirine bağlayan sarp sınır kapısı'nda bir kişi, beline sarılı kutularda yurda kaçak yollarla 1100 arı sokmak isterken yakalandı. belindeki 110 kutunun her birinde 1 kraliçe, 9 işçi arı bulunan kaçakçı hakkında adli işlem başlatıldı ve arılara en konuldu.

kaynak

Nedir bu arı kaçakçılığı olayı tam olarak?

sarp sınır kapısı için sıradan bir kaçakçı türü. sadece beline sarması onu özel kılmış.

doğu karadeniz arıcısının geneli gürcistan'dan gelen kraliçe arıları kullanır. çünkü bölgede kraliçe yetiştiren çok azdır ve kalitelisini bulmak zordur. bu ihtiyaç genelde gürcistan’dan karşılanır. kraliçe satan yerlerin kapısında bekleyen tipler olur sevkiyat günlerinde. arıların sınırdan geçmesini beklerler bildiğin. bu amcayı da bekleyenler vardı muhtemelen ve saatler sonra acı haberi alıp evlerine dağıldılar.

arı ırkımızı bozuyorlar gibi bir paniğe kapılmanıza da gerek yok; zira anadolu'daki arı ırklarının çoğu gen çöplüğüne dönüşmüş durumda zaten. gürcistan'dan gelen kafkas arısı bizimkilerden çok daha kafkas, emin olabilirsiniz.

Meseleye bu kadar iyimser bakmayanlar da var

aslında çok önemli savaşların yaşandığı arıcılık sektöründe kesinlikle çok ciddiye alınması gereken bir durum bu ciddiyetle irdelenirse arıları getiren adamın sıradan bir amca olmadığı, ciddi bağlantıların olduğu eminim ortaya çıkacaktır.

makale niteliğindeki yazımı lütfen dikkatle okuyun;

pek kimse sallamasa da türkiye arı kovanı sayısı bakımından dünyada hindistan ve çin'in ardından 3. sıradadır. yani toplamda dünya nüfusunun yarıdan fazlasına sahip 2 ülkedeki kovanı sayısının ardından sayıca en çok kovanı bizde. hintliler kültürleri gereği fazla bal yemiyor ve arıcılığı bal mumu üretimi için yapıyorlar. hal böyle olunca dünya bal üretiminde çin'den sonra biz geliyoruz. sadece bal üretimi olarak görmeyin. bu işin kraliçe arı üretimi, polen üretimi, propolis, bal mumu, arıdan elde edilen zehir, arı sütü vs. çok kapsamlı bir sektör.

türkiye'ye has anadolu ırkı arılar var. son derece uysal, çalışkan ve hastalıklara karşı dirençli. safkan ırk. bu sebepten dolayı bu ırk yok edilmek isteniyor.

çam balı mevzusunu da unutmayın. dünyada sadece muğla çevresi ve yunanistan'da üretilebiliyor. marmaris, turunç orman yangınını hatırlayın. sadece ağaç yanmadı. habitat yok oldu. tabi kovan ve arılar da. türkiye 15 yıl çam balı üretemeyecek. marmaris bal evi ziyaret edilip gerekli bilgiler alınabilir.

hatırlayın ya da hiç haberiniz olmadıysa araştırın, 3-5 ay önce şarköy'de özel organik arıcılık yapmak için yerleştirilen pek çok kovan ve arı tahrip-telef edilmişti.

son olarak sadece türkiye'de yetişen endemik bitkiler var ve bunlardan elde edilen ballar dünya'da tek örnek. anzer balını saymıyorum bile.

hal böyle olunca türkiye gibi arıcılık savaşlarında önemli bir konumda bulunan yurdumuz bu konumda istenmemekte.