Bilinmeyen Bir Dille Yazılan Anlamı Hala Tam Olarak Çözülememiş Gizemli Kitap: Voynich El Yazması

1404'lü yıllarda yazıldığı tahmin edilen 1912 yılında sahaf olan Wilfrid M. Voynich kitabı bulur ve adını verir. Kitabın içinde çok sayıda ilginç resim bulunuyor. Yıldızlar bitkileri ve tuhaf bir tesisatla birbirine bağlı küvetlerde yıkanan çıplak kadınlar da yer alıyor.

15. yüzyılda üretilmiş, tamamen sallamasyon gorunmesine ragmen, istatistiksel dil analizlerinde dogal dil ozellikleri sergileyen, lakin tek bir kelimesi dahi cozulememiş, kriptoanalistleri birbirine duşurmuş enteresan metin.

adresten eldeki tum sayfalari gorulebilir.

kitabın ne hakkında olduğu, kim tarafından ve ne zaman yazıldığı, ne amaçla kaleme alındığı, hangi dilde yazıldığı, ne çeşit bir şifreleme kullanıldığı (tabi önce kullanılıp kullanılmadığını sormak lazım) merak konusu. merak konusu dediysem, "bayram tatili 9 gün olacak mı acaba" gibi bir merak konusu değil, yüzyıllar boyunca nice bilim adamını, kriptografı, tarihçiyi hop oturup, hop kaldırmış bir mesele. elbette, arada bizim gibi henüz çözülememiş bir matematik problemine rastlayınca, bir an gaza gelip eline kağıt kalem alan hevesli gençlerden de birkaç milyon tane vardır sanıyorum. sanmaktan öte umuyorum; zira bütün günümü bu el yazmasıyla geçirdikten sonra, "bunu yapan bir mal ben değilimdir herhalde" diye düşünmek istiyorum.

kitabın amacının, sayfaların yanındaki bitki çizimlerinden hareketle şifalı otları tanıtmak olduğu düşünülüyor. aynı şekilde, astrolojik çizimler de dikkate alınarak kitabın bir tür "simyacılık for dummies" olduğu ya da çeşitli büyüler için malzeme kataloğu, "annenizin dudak uçuklatan vodooo büyüleri"* tadında olduğunu da iddia edebiliriz.


kitabın amacını anlamanın bir yolu, yazarı ve içinde yaşadığı dönemi incelemek ama paçalarından gizem akan bu el yazması hakkındaki bu iki bilgiye ulaşmak da oldukça güç. el yazmanın yazıldığı parşömende yapılan c-14 testi, parşömenin 1404-1438 yılları arasında üretildiğini gösterirken, kitabın da buna yakın tarihlerde yazıldığı düşünülüyor. kitabın olası yazarları roger bacon, john dee, edward kelly, voynich'in kendisi, jacobus sinapius ve gülten dayıoğlu. elbette "kitabı uzaylılar yazmış olm" iddiasını, kısa hayatını insanlara mısır piramitlerini inşa edenlerin uzaylılar olduğunu anlatmakla geçiren sevgili arkadaşım bünyamin'e saklıyorum. bünyamin bizi duyuyorsan sevgiler selamlar, az iç.

kitabın amacı hakkındaki en akla yatkın iddialardan biri, zamanı ve yeteneği olan bir arkadaşın dünya tarihinin sayılı trollerinden biri olup, ortalığı karıştırmayı bir borç bilmesi; insanları birbirine düşürmekten çılgınca bir zevk alması. daha olası olan ise, piyasada bu tip antika el yazmalarına olan talebin farkıan varan bir girişimcinin insiyatif alıp, böylesi bir gerçekliği kurgulaması. (ki voynich'in kitabın yazarı olduğu fikri bu temel üzerinden şekilleniyor) tabi tabi bu iki teori kitabın herhangi bir anlam taşımadığını da bir ön kabul olarak ortaya koyuyor.

kitabın bir anlam taşıdığı, bir şeyler anlatma çabasında olduğu kabulüyle üretilen teoriler ise daha az olası olmasına karşın, sayıca daha fazla ve eğlenceli. bunlardan ilki kitabın bilmediğimiz ve halen çözemediğimiz bir dilde yazılmış olması. istatistiksel analizlerin, metnin özelliklerinin bildiğimiz dillerde yazılan metinlere benzerliğini ortaya koyması böyle düşünmek için en önemli sebep. lakin, kriptolojinin geldiği noktada bu dilin halen çözülememiş olması, muhtemelen böyle bir dilin olmadığına işaret ediyor.


ikinci teorimiz kitabın taşıdığı gizli anlamın, mikrografi yöntemiyle harflere işlenmiş olduğu ve bir büyüteç ya da benzeri ekipmanla incelenerek bulunabileceği.
bu yaklaşıma dayanarak kitabı çözdüğünü iddia edenler olmuşsa da, pek inandırıcı olamamışlar. karakterlerdeki şekil bozukluklarının parşomen yüzeyindeki pürüzlerden kaynaklandığı düşülüyor.

üçüncü teori, klasik ama mükemmel bir fikir; bir algoritma kullanarak şifrelenmiş bir metinle karşı karşıya olduğumuz. kitabın yazarının bir alfabe uydurup, her harfe bir karakter gelecek şekilde bir şifre oluşturup kitabını yazması ilk akla gelen şeylerden ama ne yazık ki doğru değil. zaten böylesi basit bir şifre de şimdiye kadar çözülürdü. bu noktada okuyucuya seslenip, elindeki alfabe yazılı kağıtla az önce çıktısını aldığı ilk sayfayı sakince masanın üzerine bırakmasını rica ediyorum. yazar niye daha sofistike bir şifreleme metodunu kullanmasın dediğiniz duyar gibiyim. böylesi bir metodun, metnin istatistiksel analizinde ortaya çıkan "dil benzerliğini" yok edeceğini düşünüyor kriptologlar.


dördüncü teorimiz değişik bir şifreleme yöntemi kullanuldığı, steganography diyor buna eloğlu. aslında olay basit, belli sayfaların belli sözcüklerinin belli bir harflerini birleştirince ortaya bir anlam çıkacak. örneğin bu yazdığım yazının her cümlesinin, ikinci kelimesinin, ilk harfini birleştirip, paragraf yaptığım yerlerde boşluk bırakın. ortaya "yok daha neler lan, oha herif yapmış harbiden" cümlesi çıkacak. bana inanın, harfleri birleştirmenize gerek yok.

daha fazla bilgi almak isterseniz burayı, "benim adım tatar ramazan, ben bu şifreyi çözerim" diyorsanız burayı tıklayın.

halen gizemini koruyan enteresan kitap ispanyol yayınevi siloe tarafından piyasaya sürülmeye başlanmış.

8 bin euroya satışta olan kitabın kopyaları ise şimdiden 300 ön sipariş almış.

link