Bir Sözlük Yazarından Para Harcama Algınızı Epey Sorgulatacak Bir Cimrilik Portresi

Cimrilik, nedenlerine inildiğinde anlaşılır gelmesine rağmen toplumun görünmez yaralarından olmaya aday bir huy bizce. Sözlük yazarı "realjaew", babasını anlatarak bu durumun nerelere varabileceğini ortaya koymuş.
Bir Sözlük Yazarından Para Harcama Algınızı Epey Sorgulatacak Bir Cimrilik Portresi
iStock.com


babam bu dünyadaki en cimri insandır. hayatından bir kaç durumu sizlerle paylaşayım ki götünüzle gülün:

- kışın evde kimse yoksa tek kişi için kombiyi yakmaz, evde paltoyla oturur.

- evde tekse asla yemek yapmaz, yoğurt ekmekle karnını doyurur.

- tuvalete giderken ışığı yakmaz, karanlıkta işini görür.

- ellerini yıkarken suyu ip gibi incecik akacak şekilde acar.

- su demişken evin vanalarını komple kısar. su her zaman az akar.

- kısma demişken evdeki peteklerin de vanalarını sürekli kısar. ben açarım o kısar. petek kapmaca oynuyoruz.

bu arada babam akademisyen. cahil biri de değil ama parası gidecek diye ödü kopar. canını al ama parasını alma. öyle saçma bir tip.

- bok gibi parası olduğu halde araba almaz. 70 küsür yaşında hala otobüse biner. sloganı iett'yi kıskandırır: "akbili bastın mı tüm araçlar senin."

-ben izmit'te yaşıyorum, o istanbul'da. istanbul'da 65 yaş üstü ücretsiz seyahat kartı olduğu gibi izmit'te de aldı. ola ki geldiğinde otobüse binmesi gerekirse para vermesin diye. hiç üşenmedi ulaştırma daire başkanlığı'na gitti kartı aldı. para harcama ihtimali için bile önlem alıyor adam.

-izmit'e gelirken efetur otobüsleri 17 liraya geliyorken, kendisi kartal - izmit arası 200 no'lu hattı kullanıyor ve yukarıda bahsettiğim kartlarla bu yolculuğu bedavaya getiriyor. kolay mı lan on ye di li ra kar!!! bu yolculuk üç- dört saat sürebiliyor ama olsun. on yedi lira söz konusu.

- yaz kış aynı ayakkabıyı giyer. on yılda bir değiştirir.


- günde iki ogün beslenir. üçüncü ogünü lüzumsuz masraf olarak görür. emekli olmanın avantajlarını da kullanarak öğünleri dengeler. sabah erken kalktıyaa yataktan çıkmaz, başucu radyosundan haber dinleyerek oyalanır. böylece 'late breakfast' yapmış olur. öğlen yemeği saatini rahatlıkla eş geçip akşam yemeğini de erken yemek suretiyle günü iki öğünle tamamlar.

- telefonu tabi ki akıllı telefon değil ve gsm operatörünün bimcell olduğunu sanırım söylememe gerek yok.

-kendisi araba almadığı gibi kardeşimin arabasına da karışır. yol tıkalı diyelim kardeşim yolu değiştirip farklı yoldan gitmeye kalksa mesafe/ yakıt tasarrufu üzerinden türlü dırdır yapar, mümkünse engel olur.

asıl bombalar şimdi geliyor:

- hasta olduğunda asla doktora gitmez. nezle olması ise başlı başına bir çiledir. burnu akar ama asla kağıt mendil kullanmaz. kumaş mendile siler. sonra o mendilleri kurutup kurutup yeniden siler. yıkama masrafından kurtulmak için o pisliğe bizi maruz bırakır.

-telefonuna bir çağrı geldiğinde kaçırıp tekrar aramak zorunda kalıp para harcama ihtimaline karşı o çağrı mutlaka açılmalıdır. bunun için tüm aileyi seferber eder. telefon çaldığında 'baş baş baş baş' diye bağırmaya başlar. ailenin hali görülmeye değer. herkes işi gücü bırakıp telefonu açmaya koşar. o çağrı mutlaka cevaplanmalıdır.

- ola ki çağrı kaçılırmış olsun. karşı taraf geri aranmaz. çağrı atılır. karşı tarafın geri araması beklenir.


- mahalleden filan biri vefat ettiğinde cenazenin defnedileceği köye vs. araç kaldırıldıysa hiç kaçırmaz. bedava gezi olarak görür bu fırsatı ve hemen değerlendirir.

- kardeşim ise girdiği zaman iş yerinin servisine binmesine karşı çıkıyordu. kardeşim servisin ücretsiz olduğunu söyledi. verdiği tepkiyi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır. 'bedava mı??' diye haykırışını hala hatırlar güleriz.

- dışarıda asla yemek yemez, biz çıkmayı teklif etsek zinhar kabul etmez. bizim dahi dışarda yemek için para harcamamıza karşı çıkar.

- hayatımda bir kere babalar gününde gömlek alayım dedim. onu da cuma pazarından ucuz bir şey almıştım, kızmasın diye. boşuna masraf yapmışsın diye azarladı. bir daha hediye almadım. masraf etmedim.

- belediye iftarlarını vs. bedava yemek olan yerleri kaçırmaz. kışın kayınvalidesine gidince orda karnını doyurur, mümkün olduğunda geç kalkar. böylece hem evde yemek masrafı yapmamış olur hem de kombiyi yakmak zorunda kalmaz. gelince direk yatağa girer.

- cümle aleme doğalgaz faturası 300-500 arası gelirken babamın faturası kışın en soğuk günlerinde 100 lirayı geçmez.


efsaneleri de yazıp bitirmek niyetindeyim:

- kardeşim arabasını bakıma verdiğinde dönüşte ne kadar ödediğini sorup aldığı cevap üzerine kısa süreli bir şok geçirip 'ben bu kadar masrafı kaldıramazdım' demesi bizim için efsanedir.

- gün ışığından sonuna kadar faydalanmalıdır. güneş doğduktan sonra asla perdeler kapalı bırakılmaz, ışık asla yakılamaz. bir yaz günü kazara perdeleri açmayı unutmuşuz. odaya girdi, hisssrrrrr diye perdeleri açtı. 'gün ışığından faydalanmıyorsunuz, hepiniz gerizekalısınız' dedi ve çıktı.

edit: uydurma diyenleri gelip babamla tanışmaya davet ediyorum. şahsına münhasır biridir. yazdıklarım bizzat otuz yıl kendisiyle yaşamamın sonucudur.

son edit: şimdi gençler babamı çok gömmüş olabilirim fakat onun çocukluk ve gençlik yılları aşırı yokluk içinde geçmiş. hayatını da bilahare anlatırım ki ayrı bir entry gerekir buna. tek cümleyle özetleyecek olursam; doğup büyüdüğü köyde ve civarında okul olmadığı için yirmi yaşına kadar okuma yazma bilmeden büyüyen bir gençken köyden kaçıp sürüne sürüne okuyup üniversitede öğretim görevlisi olarak emekli oldu. çok yokluk çektiği yıllar onda kalıcı hasar bırakmış. şimdi durumu gayet iyi olsa da adam harcayamıyor. huyu bu.