Bir Sözlük Yazarının Başından Geçen, Dan Brown Romanlarını Aratmayan Hırsızlık Hikayesi

Sözlük yazarı ''gospod k''nin başından komplo teorilerine son derece açık, çok acayip bir hırsızlık olayı geçmiş.
Bir Sözlük Yazarının Başından Geçen, Dan Brown Romanlarını Aratmayan Hırsızlık Hikayesi
iStock.com


Öncelikle olayı kendisinden dinleyelim.

bu bir hikaye değil, bir yardım başlığıdır. içinizdeki ajanlara, dedektiflere ihtiyacım var. bunu böyle yazınca ciddiyetini kaybediyor gibi görünse de ihtiyacım olan durum bu. hırsızı ya da belki bir çocuk çetesini bulmamda yardımınız...

ablamlar ile aynı apartmanda oturuyoruz. ablam, eşi ve 3 yaşındaki yeğenimle beraber bizim bir alt katımızdaki dairede, bizse onların bir üst katında oturuyoruz. dolayısıyla ablamlar sürekli bizde veya biz onlardayız. eniştem çalıştığından eve akşam saatlerinde geliyor. her neyse, bugün annem ablamlara iniyor. daha sonra yeğenimi de alıp bize geliyorlar. (yalnız ablam evden çıkmadan önce alyansını çekmeceye koyuyor) ablam yarım saat kadar duracağından kapısını kitleme gereği görmüyor. 20-25 dakika kadar yeğenimi beraber bizde kaldıktan sonra aşağı dairesine iniyor ve bir kaç dakika sonra evi arıyor. hemen gelin soyulmuşuz!

işin enteresan tarafı burada başlıyor.

hırsız eve giriyor, ablamın çantasını karıştırıyor, daha sonra direkt olarak yatak odasına giriyor, dolapları açıyor ve 2600 tl nakit ile 3-5 parça zıynet eşyası (ablamın alyansı, altın, maltın pırlanta) yürütüyor. yalnızca aynı çekmecede duran yeğenim için yaptırılan altın bileklik ile (değeri fazla) ve 600 tl nakit paraya dokunmuyor.

parayı görmemiştir diyenler için şunu söyleyeyim. 3 çekmecenin tamamını da açılmış halde buluyor ablam. ve altın bileklik ile 600 tl aynı yerde. ve yan yana olan zıynet eşyalarını götürürken bunlara dokunmuyor. gözünün önündeki parayı ve bilekliği görmemesi mümkün değil.

daha sonra evden çıkarken mutfağa geçiyor, buzdolabından kokulu taşı alıp çamaşır makinesinin üzerine koyuyor ve pembe kokulu taşın önüne bebek oyuncağını yaslıyor. bunu yeğenimin yapması mümkün değil. her ne kadar ince motor becerileri yavaş yavaş gelişse de, masanın üzerine uzanması ve simetrik bir biçimde koyması ihtimal dahilinde değil. zaten ablamla konuşurken emin de oluyorum. evden çıkarken böyle olmadığını söylüyor.

polisi arıyoruz ve bize "muhtemelen tanıdığınız biri yapmıştır, olay yeri inceleme gelecek, bir yere dokunmayın ama olay yerinin gelmesi uzun sürebilir."

aradan yalan olmasın 4-5 saat geçiyor olay yeri inceleme ortalıkta yok. zaten bizimkilerde polisi arayıp gerek yok gelmesin diyorlar. olan oldu, giden gitti bu saatten sonra peşine düşülmeyeceği inancıyla. zaten böylesi profesyonel birinin parmak izi bırakmış olması muhtemel değil.

sonra sağlam kafayla düşününce bebek olayına odaklanıyoruz.

hırsız yeğenimin altın bilekliğine ve nakit 600 liraya dokunmuyor. evden çıkmadan önce bebekli mesaj veriyor ve terk ediyor.

sizlere sorum şu; istanbul'da (en azından bahsettiğim şekilde) ne bileyim bu tarz sembolik mesajlar bırakan, bu tarz bi davranış yapısında olan (uyarı niteliğinde) böyle bir çete var mı? böyle bir duyum aldınız mı? ve bu ne olabilir?

mesajlarınız ve sorularınız üzere entry'i sürekli editleyeceğim. yeğenim elbette asla yalnız kalmıyor ve bu saatten sonra iki kat dikkat edeceğiz. ama bu profesyonel bir iş ve korkuyoruz. şu aşamada bunu polise intikal ettirsek de bilirsiniz, pek bir şey olacağını zannetmiyorum.

ps: evde dağınıklık vs hiçbir şey yok. kapıda zorlama izi yok (en azından ben göremedim). apartmandan birinin olabileceğinden şüpheleniyoruz ama güçlü kanıtlarımız yok. hepsi %2-10 seviyeleri arasında değişiyor. yan binadaki bir komşunun cadde kamerasına bakıyoruz. o esnada binaya giren kişi sayısı 2. birisi ergen bir çocuk (ondan sıkıntı olmaz). birisi apartmanımızda yeni işe başlayan kapıcımızın karısı (apartmana girmesi son derece normal).

Gelelim diğer yazarların komplo teorilerine...

iStock.com


çekilin ben şerlok'um.

gelin basitten karmaşığa doğru çözümleme yapalım:

öncelikle her şeyden önce eve giriliş zamanı önemli.

eve giren şahıs evde kimsenin olmayacağı bir zamanda girdiği için ev hanımının ne zaman evden çıkacağını bilen biri olması lazım. dolayısıyla hırsız kesinlikle ev ahalisinin tanıdığı biri. şüpheliler:

ev ahalisi, aynı kattaki komşular, kapıcı ve yazarın kendisi ile annesi ve bebek.

olası şüphelileri not ettikten sonra olayın içeriğini inceleyelim.

iki unsur var:

oyuncak bebek ile oluşturulan sembol ve yarım yamalak çalınan bir miktar para.

burada bir tezatlık var. amacınız aileye bir mesaj vermek ise para çalmanız mantıksız bir davranış, hele ki bir de parayı yarım yamalak çalıyorsanız. yok eğer amacınız hırsızlık yapmak ise (ki hırsızlığın temel mantığı yükte hafif, pahada ağır ne varsa cepleyip götürmektir.) neden daha fazla para çalabilecekken paranın bir kısmını orada bırakıp boş yere sembol oluşturuyorsunuz?

buradan benim vardığım sonuç şöyle:

oyuncak bebek tamamen dikkatleri çalınan paradan uzaklaştırmak için yapılmış bir hareket. çünkü bebeğe ait olan kıymetli takıların ve paranın dokunulmamış olması şahsın paraya ihtiyacının olduğunu fakat bebeğin parasını almanın ona doğru gelmediğini gösterir. böylelikle anlıyoruz ki suçlu %100 ailenin tanıdığı biri.

şüpheli listesini tekrar gözden geçirecek olursak kapıcıyı ve komşuları rahatlıkla listeden çıkarabiliriz. çünkü yukarıda bahsettiğim davranış biçimi ancak bebek ile yakın akraba olabilecek veya bebeğin annesi babası olabilecek birinin sergileyeceği bir davranış. bebeğin içine çaki kaçmamış ise bebeği de listeden çıkarabiliriz.

geriye kim kaldı: bebeğin annesi ve babası, yazar ve yazarın annesi.

şimdi gelelim zurnanın zört dediği yere:

oyuncak bebeğin bir şeyi sembolize ettiği fikrini kim ortaya attı?

iddia ediyorum biri bunu diğer fertlere söylememiş olsaydı bir allah'ın kulu böyle bir şeyin farkına varmazdı.

dolayısı ile oyuncak bebeğin bir şeyi sembolize ettiğini ilk düşünüp diğer aile fertlerine söyleyen kimse hırsız odur.

olayın ise aşağı yukarı şöyle geliştiğini tahmin ediyorum:

x şahsı kumarda, uyuşturucuda veya herhangi bir işte ekonomik batağa girer.

x şahsı ihtiyacı olan paranın nerede olduğunu bilir. kimsenin evde olmadığı bir anda parayı çalar fakat bebeğin parasına dokunmaya gönlü el vermez. ekonomik batağının bir yerden duyulma riski olabileceği için şüpheli durumuna düşmemek adına oyuncak bebek ve kokulu taş sahnesini hazırlar. ardından olay patlak verir. herkes hırsızı ararken hırsız miami'de latin amerikalı kızlar ile parayı çatır çutur yer.

yazarın annesinin yaşı gereği böyle bir olayı organize edecek tempoyu kaldıramayacağını düşünüyorum ve listeden siliyorum. geriye kaldı üç kişi:

yazar, ablası, eniştesi.

eğer yazar yakalanmak isteyen ruh hastası süper zeki bir villain değil ise kendi kendini ifşa etmeyeceğinden yazarı da listeden siliyorum.

geriye kaldı iki kişi. bebeğin anası ve babası.

kendileri ile bire bir görüşme imkanım olmayacağı için muhakemeyi yazara bırakıyorum. ya ablan gün parasını mango'da indirimde yedikten sonra paraya sıkıştı kocası öğrenip kızmasın diye dümen kurdu. ya da enişten pokerde blöfe oturdu, topuğuna sıkmasınlar diye bu tezgahı kurdu.

ikisinin de telefonlarını kurcala, eğer ablan evden çıkmadan önce enişten ile görüşme yapmış ise enişten ablanın evden çıkacağı zamanı çözüp ona göre eve girmiştir. böyle bir şey yok ise ablan eve döner dönmez bu işi yapıp size "evi soymuşlar" diye haber vermiş olabilir.

Hırsızın yazar olduğunu düşünenlerin sayısı da az değil.

iStock.com


hırsız bence sensin. bu hikayeyi anlatarak kendini direkt suçsuzlar listesine koyman da bunun göstergesi. olaylar gelişirken sen ortalıkta yokmuşsun gibi anlatıyorsun ama bakıyoruz ki polisi ararken ordasın.

odanda olduğunu söyleyebilirsin ama sessizce odandan çıkıp ablanın portmantoda duran çantasından evin anahtarını alıp, dairesine girip geri gelsen kimsenin ruhu duymaz.

hem apartmandan çıkmamış, kameralara gözükmemiş olacaksın hem de suçu diğer dairelerde yaşayan diğer insanlara atabileceksin.

bebek olayı da havada kalmasın. muhtemelen enişten veya ablanın sana bir şekilde kendilerinin bile bilmediği bir borcu var.içten içe çaldığın tüm paraların zaten senin hakkın olduğunu düşünmüş ancak bebeğin hakkına dokunmamışsın. dolaba gidip kokulu bilmemneyi alıp yeğenin oyuncağını yaslaman "bebeğin hakkına dokunmadım mesajı vermek ve belki de sana olan borçları umursamadıkları için üzüldüğünü ve sadece senin olan hakkı aldığını psikolojikman ablanlara belirtme ihtiyacını anlatıyor. sonuçta temelde hırsızlık yapmadın, hakkın olanı aldın.

hırsız sensin ve dolara yatırım yap. zira parmak izini bırakmayacak kadar akıllı çalışmışsın. kimse senin hırsız olduğunu ispat edemez. %2-ile %10 arasında o ihtimal. değil mi?

iStock.com


ilginç bir olay. üniversitede öğrenci iken bir dönem polislerle aynı evde kalmıştım, şu an da hemen hemen her şube ve rütbeden, sürekli görüştüğümüz polis arkadaşlarım var. onların baktığı dosyalardan ve anlattıklarından bildiğim kadarıyla yorum yapayım. ayrıca bu olaya benzer bir şeyle eskiden oturduğumuz yerde karşılaşmıştım, ondan da bahsedeyim:

öncelikle işini bilen hırsızlar, asla boş dönecekleri mekana girmezler. girecekleri yerle ilgili keşif yaparlar, mekandaki kamera, alarm, dedektör gibi güvenlik önlemleri hakkında bilgi edinirler, ev sahibi ile ilgili istihbarat çalışması yaparlar. soyacakları kişinin evde olmayacağı zamanı bilir, ona göre hareket ederler. bu bilgiler dahilinde; akşam vaktinde, yarım saat gibi kısa bir süreliğine ev sakinlerinin evde olmayışından yararlanıldığını göz önüne alırsak, hırsızın bu konuda malumatı olduğu kesin. evet, hırsızlıkta çabukluk esastır ama böyle riskli bir saatte, evde nokta atışı yaparak işlerini halletmelerinden dolayı hırsızın; soyacağı kişinin üst katta annesinin oturduğu ve sık sık ziyaretler gerçekleştirdiği hakkında bilgiye sahip olduğunu söyleyebiliriz. kısacası kendisine ne kadar zaman yeteceğini iyi biliyormuş, bu sayede riski azaltmış. böyle bir bilgiyi gözlemle mi edindi, yoksa apartmandaki diğer kişilerden bununla ilgili bilgi mi aldı, tam olarak bilemeyiz ama bu konularda bilgi sahibi olduğuna şüphe yok.

ikincisi: hırsızın çocugun eşyalarına ve diğer paraya dokunmaması, çocukla bir bağlantısı olduğuna dair şüphe uyandırıyor. ancak öyle olmaması da mümkün. şöyle ki; hırsızlık yapmayı iş edinmemiş kişilerde, örneğin kötü niyetli bir yakın, komşu, evin hizmetçisi/gündelikçisi gibi kişilerin, evdeki her şeyi almaktansa belirli bir değerde eşyayı çalma eğilimi gösterdiği vakalar vardır. örneğin, bu olayda evin hizmetçisi olduğunu düşünelim, iş vereni ile olan yakın ilişkisi sebebiyle duygusal bir kısmi kontrol mekanizması geliştirmesini sağlayabilir. mesela şahıs, her şeyi alması durumunda bağı olan kişinin çok daha zor bir duruma düşeceğini düşünerek "kendine yettiği kadarını" çalmayı tercih edebilir.

bahsettiğim komşumuzun evinde yaşanan hırsızlık da bu olay gibiydi. akşam sularında yaşanmıştı, kapı zorlanmamıştı, apartmana ya da siteye şüpheli bir şahıs girmemişti, ev dağıtılmamıştı, evden yüklü miktarda altın çalınmış ama tıpkı bu olaydaki gibi altınların az bir kısmına dokunulmamıştı vs. komşumuzun bayağı hayırsız bir oğlu vardı, onun yaptığına dair bayağı bir söylenti dolaşmıştı apartmanda. hatta komşular arasında tartışmalar, kavgalar yaşanmıştı. neden sonra ortaya çıktı ki evin oğlunun yakın arkadaşlarından biri bir ara çocuktan evlerinin anahtarlarını alıp kopyalatıyor. zaten arkadaki blokta oturduğu ve sürekli evlerine gelip gittiği için herkes tanıyor, o gün de evde kimsenin olmadığını bildiği bir vakitte eve girip işini hallediyor.

yani hırsız, yazarımız. klasik bir whodunit twisti.

iStock.com


yok kanka, bu tipik bir olay, özel hiçbir işaret yok.

hırsızların önemli bir bölümü, bir yere girdiler mi tamamen soymazlar. mesela ayakkabı hırsızları, bütün ayakkabıları çalmaz, bir çiftini mutlaka bırakır. soyduğu insanın tamamen mağdur olmasını istemezler.

bunun gibi, çaldığı çantadaki parayı alıp kimlik ve diğer evrakı geri getiren veya uygun bir yere bırakan çok sayıda hırsız var.

evet, onların da duyguları var, vicdanları var. bu hırsız evde bebek olduğunu anlamış veya daha önceden biliyormuş. size "bebeğin rızkına dokunmuyorum" mesajı vermek istemiş.

kapının zorlanmaması normal. kilitli olmayan çelik kapıları çok kolay açabiliyorlar. böyle tiplerin, kamera kaydı ve gördü şahidi yoksa yakalanması da çok zor. çünkü bu bayağı bayağı meslekten bir hırsız.

polisten pek bir şey ummamakta haklısınız. tekrar geçmiş olsun.