Bir Zamanlar Güvenlik Amacıyla Kullanılan Simge Yapı Kız Kulesi'nin Tarihi

İstanbul'un simgelerinden biri olan Kız Kulesi'nin hikayesi.
Bir Zamanlar Güvenlik Amacıyla Kullanılan Simge Yapı Kız Kulesi'nin Tarihi

istanbul’un romantik simgesi kız kulesi. pek çok efsaneye ilham olan kule, osmanlılar gelene kadar leander kulesi adıyla biliniyordu. sevgilisi hero’ya ulaşmak için, boğazı yüzerek geçen leander’in hikayesinden esinlenerek bu isim verilmiştir.

kulenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmemekle beraber on ikinci yüzyılda bizans imparatoru ı.manuel tarafından yaptırıldığı sanılıyor. daha doğrusu oraya bir savunma kulesi yaptırdığı biliniyor. amaç: istanbul’a yönelik saldırıları önlemek, ticaret gemilerini kontrol edip vergi kaçırmalarını önlemek. hem kule hem de bir gümrük binasıymış anlaşılan.


istanbul’un fethi’yle birlikte leander kulesi yenilenmiş, belki de yeniden yapılmıştır. fatih sultan mehmet tarafından boğazın güvenliğini artırmak için toplar yerleştirildiği tarihçi tursun bey tarafından yazılmıştır.


osmanlılar, pek çok şeyde olduğu gibi, leander hikayesini kendi kültürlerine göre efsaneleştirmişlerdir. evliya çelebi’nin aktardığına göre: zamanında abbasi halifesi harun reşit istanbul’u fethetmek için ordusuyla gelir. orduda battal gazi adında bir kahraman, yanında üç bin yiğidiyle savaşmaktadır. onca çabaya rağmen istanbul fethedilemez. harun reşit vazgeçerek orduyla geri döner ancak battal gazi, üsküdar’a yerleşir. savaş sırasında üsküdar tekfurunun kızına aşık olduğu söylenir. yedi sene üsküdar’da bağ ve bahçe işleriyle uğraşır. yedi sene sonra, şam’ın fethi için çağrılır ve yiğitleriyle beraber şam’a savaşmaya gider. müslümanlar savaş için üsküdar’dan ayrılınca bizans kralı, kadıköy’e bir kale yaptırır. üsküdar tekfuru da battal gazi’den kızını korumak için kızını ve hazinelerini kız kulesi’ne taşır. şam’ın fethinden sonra dönen battal gazi, kız kulesi’ne kayık ile geçer ve tekfurun kızını ve hazinelerini kaçırır. sonra üsküdar’dan atına atlayarak uzaklaşır. “atı alan üsküdar’ı geçti” atasözünün hikayesini de öğrenmiş oldunuz böylelikle.

bu hikayeden sonra leander kulesi, kız kulesi olur. osmanlılar, kız kulesi’ne kule-i duhter (farsça: kız) de demişler.


osmanlı devleti büyüdükçe, devlet güçlendikçe kız kulesi’nin güvenlik için kullanma ihtiyacı ortadan kalkmıştır. kulenin içerisinde yine de ufak bir askeri birlik bulundurulmuştur. duvarlarındaki toplar zamanla bayram ve törenlerde kutlama atışı için kullanılmıştır. yeni bir padişah tahta çıktığında, ordu sefere çıkarken, savaş kazanıldığında halka duyurmak için toplar ateşlenmiş.

yine önemli günlerde adet olan nevbet vurulması (mehter çalınması) kız kulesi’nde de yapılmıştır. bir süre sonra kulenin boğazdan geçen gemilere yön göstermesi için kandil kulesi eklenmiştir. kız kulesi bir deniz feneri olmuştur diyebiliriz. bunların yanında hapsetmek, gözaltına almak için de kullanılmıştır. gözden düşenler, sürgün edilen bazı kişiler kuleye hapsedilmiştir.


on dokuzuncu yüzyılda yaşanan kolera salgınında kız kulesi, karantina hastanesi olarak kullanılmış. hastaların bir kısmı kulede tecrit altına alınmıştır.

ilginç bir girişimi 1880 yılına ait bir gazete haberinden öğreniyoruz. fransızca la turquie gazetesi, bir ingiliz’in, kız kulesi’ni kiralamak istediği ve niyetinin “bu bizans anıtını, restoranı ve kahvehanesi olan bir otele çevirmek” olduğunu yazmış. bu girişimle ilgili bir sonuç alınmamış.

kız kulesi zaman içerisinde pek çok tadilat geçirmiş. elimizdeki şehir resimlerinden zaman içerisinde nasıl değiştiğini görebiliriz. bizans zamanında gerilen zincir ile yıkılmış, istanbul’un fethinden sonra tekrar yapılmış, 1719 yılında fenerden çıkan yangın ile kule harap olmuş. kule bugün ki görünümünü 1832 yılında yaptırılan tadilattan sonra almıştır.


kızkulesi, 1959 yılında silahlı kuvvetlere devredilmiş, deniz ve hava trafiğinin denetlenmesini sağlayan bir radar istasyonu olarak kullanılmıştır. bir süre siyanür deposu olarak da kullanılmış, 2000 yılında yapılan ihale ile restoran olarak hizmet vermeye başlar.

türkiye denildiğinde istanbul denildiğinde akla ilk gelen, efsanelere konu olan kız kulesi, 2000 yılından beri bir restoran. böylesi değerli bir kültür varlığının daha simgesel bir eser yapılmasını bekliyor insan.

bu konuyu her fırsatta dile getiren, her ortamda savunan kişi kuşkusuz sunay akın’dır. kız kulesi’nin 1995 yılında ihaleye çıkarılması ve 49 yıllığına kiralanmasına tepki göstermiş, kız kulesi’nin müze yapılmasını önermiş. adına da “şiir cumhuriyeti” demiştir.

not: tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

kaynaklar