Birçok Otoriteye Göre Tüm Zamanların En Büyük Satranç Oyuncusu: Bobby Fischer

2008 yılında hayatını kaybeden efsane satranç oyuncusu Bobby Fischer'ın hayat hikayesi.
Birçok Otoriteye Göre Tüm Zamanların En Büyük Satranç Oyuncusu: Bobby Fischer
Getty Images Turkey / David Attie

zeki ve aksi adam yakıştırmasını yapabileceğimiz bir insandır. maç yaptığı sırada çok ağlak birine dönüşüverir. bunun nedeni sanırım o zamanlar satrancın bir spor olarak değil, emperyalizm vs komünizm şeklinde lanse edilmesidir. onun hakkında bayağı birşey okumuştum ve hatırladıklarımı yazmak istedim.

6 yaşında ablası ile satranç oynamaya başlayan fischer, olaya kendini çok kaptırıp bütün boş zamanını bu oyun ile harcar. evde kalınca bir satranç kitabı bulup bunu hamle hamle okumaya ve etüd etmeye ve 10 yaşına geldiğinde lokal iyi oyuncuları yenmeye başlar. o zamanlar sayıları çok az olan ileri düzey satranç kitaplarını beğenmeyerek rusça öğrenir ve rusların yazdığı kitaplara kendini verir. 20 yaşına kadar birçok şampiyonluk kazanır (amerika şampiyonasına ne zaman girse kazanmıştır). yurt dışında da birçok turnuva kazanan veya iyi dereceler alan fischer, amerika'da çok rağbet görmeyen satrancı tanıtmıştır.

Getty Images Turkey / Bettmann

daha sonra yurt dışı turnuvalarından birinde rusların birbirlerini kayırdığını ve puan verdiklerine şahit olur ve kurallar değişene kadar oynamayacağını açıklar (bu sırada 21-22 yaşlarındadır). o zamanın büyük devleri petrosian, tal, smyslov gibi oyuncular dünya şampiyonası için yarışmaktadırlar. amerika ise bu turnuvaya bir kişi yollayacaktır. bu turnuvanın ismi candidates tournament'tir ve bu turnuvayı kazanan kişi o sırada dünya şampiyonu olan spassky ile oynama hakkını kazanacaktır.

fischer, amerika şampiyonasına girmediği için bu candidates turnuvasına katılma hakkını kazanamaz. ancak daha sonra amerikan satranç federasyonu'nun aldığı bir karar ile bu turnuvaya fischer gönderilir. bu turnuvada gm'lere karşı 20-0 gibi hala kırılamayan bir skor elde eder ki bu grandmaster'lar arasında geçen maçlar için imkansız gibi bir şeydir. finalde demir petrosian lakaplı o zamanın en iyi savunma yapan oyuncusunu yener ve spassky ile maç yapmaya hak kazanır.


bir sürü olayların çıktığı dünya şampiyonasında ilk maçı hükmen kaybeden fischer daha sonra amerikan hükümetinin baskısı ile maça gider ve spassky'i rahatça yener ve dünya şampiyonluğunu alır. bu maçın hemen her oyununda bir şeylerden şikayet eden fischer daha sonra fide ile anlaşmazlığa düşerek karpov ile maç yapmayı reddeder ve dünya şampiyonluğunu 3 yıl sonra anatoly karpov'a bırakır.

1992 yılında spassky ile 5 milyon dolar ödüllü bir maç yapar ve bu maçı tekrar kazanır. ancak fide bu maçı belgrad'da yapıldığı için geçerli saymaz.

fischer beyaz ile oynarken e4, siyah ile oynarken grunfeld defense uygulaması ile tanınmıştır. zamanının büyük grandmaster'ları e4 u bir intihar olarak görmüşlerse de fischer her zaman kazanmak için oynamış, nitekim kazanmıştır da. kendisine beraberliğin yeteceği maçlarda bile aşırı agresif oynamış bu nedenle kendisinden öncekileri örnek almak yerine kendi stilini oluşturmuştur. büyük adamdır ve bazı dedikodulara göre ınternet chess club'da 3 dakikalık blitz oyunları oynamaktadır.

2008 yılında böbrek yetmezliğinden vefat etti fischer.

fischer her büyük dahi gibi bir takım ruhsal sıkıntıları, sıra dışı tavırları, asosyal yaşantısı ve anlaşılmaz tavırları ile satranç dünyasından bir kuyruklu yıldız gibi geçti..

unutulmaz oyunlar oynadı... satrancın ilk gerçek star'ıdır.. satranç oyununun popüler olmasında , sponsor ve ödüllerin artmasında büyük katkıları vardır...

en az kendisi kadar yetenekli bir başka çılgın dünya şampiyonu (bkz: mihail tal) ile hem büyük rekabeti hem de saygılı bir dostluğu olmuştur..

aynı şekilde iki ünvan maçında yendiği boris spassky'i daima saygı ile anmıştır...

fischer; satranç tahtasını gerçek bir hayat ve ölüm-kalım savaşı olarak algılayan ve bunu tüm benliği ile hisseden çok nadir insandan biridir...

oyunları , satranç yaşadıkça ölümsüzlüğünü koruyacaktır..