Bizans'ın Ömrünü Neredeyse 300-400 Yıl Uzatan İmparator: Aleksios Komnenos

Aleksios Komnenos, veya I. Aleksios, Doğu Roma İmparatorluğu'nun 1. Haçlı Seferi ve Anadolu'dan yükselen Selçuklu tehdidiyle boğuştuğu dönemde iyi bir sınav vermiş. Bu hikayeyi inceliyoruz.
Bizans'ın Ömrünü Neredeyse 300-400 Yıl Uzatan İmparator: Aleksios Komnenos

1057 ile 1059 seneleri arası doğu roma imparatorluğu yapmış olan isaakios komnenos'un yeğeni olduğu için bilinenin aksine komnenos hanedanı'nın kurucusu olmasa da bu hanedanın ismini doğu roma tarihine altın harflerle kazımış muazzam dalavereci ama bir o kadar da başarılı imparator.

charles william chadwick oman kendisinden the story of the byzantine empire'da şöyle bahsetmiştir: "aleksios çok cesur ve bir o kadar da yetenekli bir karakter olsa da bizans'ın bilinen en kötü şöhretli tiplerinden birisi olmuştur. hatta, 'bizanslı' tanımlamasının en aşağılayıcı ve en bilindik anlamında uygulanabileceği ilk imparator olduğu da söylenebilir. döneminin tartışmasız en büyük yalancısıydı ve imparatorluğu ele geçirirken ve geçirdikten sonra sayısız entrika ve dalavere çevirdi. o kadar çok yalan söylüyor ve yalan yere yeminler ediyordu ki sarayda ailesine mensup kişiler de dahil olmak üzere herkes şaşkına dönmüştü. gerekirse savaşa girmekten asla çekinmezdi ama o hileyle ve düşmanını kandırarak alt etmeyi seçiyordu. aslında bir idareci olarak çok fazla meziyete sahipti ve imparatorluğu, 1071 sonrasında içine düştüğü buhrandan kurtarmasıyla tanınmaktadır. yalancı olsa da zalim olmadığı söylenebilir. onun döneminde konstantinopolis'te toplam yedi eski imparator ya da gaspçı huzurla yaşayabildiler. onun dönemine dair anlatılanlar, kişiliğinin gayri ahlaki yapısı ve uygulama becerisi arasında tuhaf bir karışım olduğuna işaret etmektedir."

Kommenos Hanedanı yönetimindeki Ege ve Anadolu toprakları.

önce, altında domestikos ton scholon olarak görev aldığı zayıf imparator üçüncü nikiforos'u devirdi, tahta çıkar çıkmaz da nomisma'nın altın değerini düşürerek devalüasyon yoluna gitti. para basımından arta kalan altınları ise normanlar ve türkler ile savaşmak için bir ordu oluşturmada kullandı. ikinci basileios sonrası tamamen kendi kaderine bırakılan ordu ve pronoia uygulaması ile birlikte kendi topraklarına çekilen askerler sebebiyle ordunun aşağı yukarı yüzde 60'ını paralı askerler oluşturmaktaydı ve onlara ödeme yapamamak demek ordusuz kalmak demekti. bu riski alması mümkün olmayan taze imparator da böyle bir yola girdi.

öte yandan normanlar karşısında önce 1081 senesinin ekim ayında vareng muhafızlarının açıkça emirlerine uymayıp erkenden saldırması sonucu kaybolan disiplinle birlikte kaybedilen dyrrhachium muharebesi'nde, daha sonra da pek çok ufak çaplı çatışmada roberto guiscardo ve piçi bohemond karşısında alının yenilgilerle birlikte epir, teselya ve balkanlar'da normanlar'a karşı salt askeri güçle tutunmasının imkansız olduğunu anlayan aleksios, kutsal roma imparatorluğu kaiser'i heinrich iv'e 320 bin (bazı kaynaklara göre 360 bin) parça altın göndererek italya'daki norman yerleşimlerine saldırmalarını istedi. nüfuzunu genişletmek ve tahta kendi papasını çıkarmak için aradığı fırsat ayağına gelen kaiser, bu teklifi kabul edince italya'daki durumun kötüye gitmemesi için piçini teselya'da orduların başında bırakan roberto guiscardo, italya'ya dönmek zorunda kaldı. bu büyük sicilyalı savaşçı kimdir diye merak ediyorsanız, buyurunuz:


bohemond kontrolündeki orduda bazı komutanların çatlak sesler çıkardığını duyan aleksios, bu kez de rüşvetle bazı komutanları kendi tarafına çekti. ardından da trikala ve larissa muharebeleri'nde normanlar'ı çok ağır iki yenilgiye uğrattı ve 1085 senesinde roberto guiscardo'nun da ölmesiyle birlikte norman tehlikesi atlatıldı.


çaka bey tehdidini selçuklular ile anlaşarak, peçenek tehdidini kumanlar ile anlaşarak, selçuklu tehdidini batı kilisesi ile ve pek çok batılı kont ile anlaşarak çözmeye çalışan ve mütemadiyen de başarılı olan imparator, 1092 senesinde para birimini bir kez daha yeniledi ve yüzyılların nomisma'sını (solidus) tedavülden kaldırarak yerine altın oranı yükseltilmiş iperpiron'u piyasaya soktu. bir dizi ekonomik düzenleme yoluna da giden aleksios döneminde, ioannes komnenos dönemindeki pek çok fethin de ekonomik anlamda temelleri atılmış oldu.

bu arada batı kilisesi ile anlaşarak ne yaptı diye soracak olursanız, buyurunuz:


ekonomik atılımlarının yanı sıra idari olarak da bilindik çizgilerin dışına çıkmayı seven aleksios komnenos, kimisi diocletianus döneminden beri devam etmekte olan bazı eski idari unvan ve sıfatları kaldırarak yerine yenilerini getirdi. bunlardan belki de en kalıcı olanı, ilk etapta ailesini şereflendirmek gayesiyle devreye aldığı sebastokrator oldu. kısa zaman içerisinde sezar unvanının yerini alarak imparatorluğun deyim yerindeyse ikinci adamlarına verilen bir payeye dönüştü.


1082 senesinde venedikliler ile yaptığı ticari bir dizi şartname içeren anlaşma ise ilk etapta ekonomiye can verdiyse de ilerleyen dönemlerde konstantinopolis başta olmak üzere imparatorluğun pek çok önemli limanında venedikliler'in adeta at koşturmasına yol açtı. bu kararı 1111 senesinde pisa tüccarlarını da kapsayacak şekilde genişletmesi de daha sonra çok eleştirilmiştir.

bilhassa imparatorluğun iç işlerinde tam bir idari deha olan annesi anna dalassene'ya fazlasıyla güvenen ve onun ölümü sonrasında hükümdarlığının son senelerinde daha öfkeli ve tutarsız bir görüntü çizen ve düalist bir inanış olan bogomilizm'e karşı adeta kendi haçlı seferini başlatan imparator, 1118 senesinde öldü ve yerini kendisinden de daha iyi bir imparator olacak olan 31 yaşındaki oğlu ioannes komnenos'a bıraktı.

son tahlilde

imparatorluğu eline aldıktan sonra bölgedeki üstünlüğü eskisi gibi askeri güçle sağlayamayacağının farkına çabuk varıp bölgedeki siyasi ve dini karışıkları lehine kullanmak suretiyle o anki düşmanı kimse, başka birilerini o düşmana karşı kışkırtmak suretiyle divide et impera mantığına adeta bir orta çağ soluğu getirmiş ve dalaverecilikte ve diplomasideki ustalığıyla da bizans oyunu diye bildiğimiz olgunun adeta babası olmuş, çökmesine ramak kalmış imparatorluğun ömrünü doğrudan 125, dolaylı yoldan da neredeyse 400 yıl uzatmış olan ve gelmiş geçmiş en önemli doğu roma imparatorlarından olduğunu söylemekte hiçbir beis görmediğim 1081-1118 seneleri arasının roma imparatoru'dur kendisi.