Bizans'ta Büyük Bir Dini Tartışmaya Neden Olan İbadet Şekli: İsihazm

Tanrı ile bir olmanın amaçlandığı, meditasyon tarzındaki ibadet şekli İsihazm, 14. yüzyılda Bizans'ta ciddi tartışmalara neden olmuş.
Bizans'ta Büyük Bir Dini Tartışmaya Neden Olan İbadet Şekli: İsihazm

ortodoks hristiyanlık bünyesinde ve bilhassa athos dağı'nda ortaya çıkıp geliştiğini söyleyebileceğimiz, yunanca "iç huzur" ya da "iç sessizlik" manalarına gelen isihya'ya (hesychia) erişmenin ve böylece tanrı ile bir olmanın amaçlandığı meditasyon tarzındaki ibadet şeklidir isihazm.

isihazm icracısı keşişlerin bunu genellikle dizlerin üstüne çöküp çenesini göğsüne yapıştırıp gözlerini de kendi kalbine kilitleyerek ve sıklıkla da ellerini iki yana açmak suretiyle gerçekleştirmelerinden ötürü budizm, hatta yer yer islama yakın bulunan bir meditasyon geleneği olarak tanımlandığı bilinen bu ibadet şeklinin, bilhassa 14'üncü asrın ortalarında doğu roma imparatorluğu içerisinde kayda değer dini tartışmalara yol açtığını belirtmekte fayda var.

katı skolastik teoloji öğretileriyle yetişmiş bernardo massari isimli ve "baarlam" lakabına sahip italya doğumlu bir keşiş, 1331 senesinde konstantinopolis'e gelmiş ve ortodoks kilisesi'nin uygulamaları ve dini ekollerini araştırmaya başlamıştır. bilhassa imparatorluğun kalbi ve de başkenti olan konstantinopolis'te kendince çok garip bulduğu bu meditasyon benzeri ibadetin yaygınlığı karşısında hayrete düşen baarlam, bu manastır orijinli akımın temelini gözlemlemek için athos dağı'nı ziyaret etme kararı almıştır.


1337 senesindeki seyahati sonrasında athos dağı'nda isihazm icra eden keşişleri görüp bunu kesin bir dille bir sapkınlık olarak yorumlayan baarlam, tanrının özünü bu ibadet ile bulduğunu ifade eden keşişleri de dine küfretmekle suçlamış ve haklarında konstantinopolis'te düzenlenecek sinodlar vasıtasıyla aforoz talep etmiştir.

konstantinopolis'te 1340 senesinde gerçekleştirilen ve bazılarına imparator üçüncü andronikos'un da katılım gösterdiği sinodlarda vaazlar veren baarlam, isihazm'ın tanrı'nın özü ve tarifsiz yüceliğine bir küfür olduğunu savunmuştur. ne var ki athos dağı'nın eski mukimlerinden dönemin selanik piskoposu gregori palamas, baarlam'ı isihazm'ı anlamamakla suçlayarak müthiş bir kontratak yapmış ve isihazm icrasıyla ulaşılan tanrı ile bir olma duygusunu "tanrının enerjilerine erişme" vasıtasıyla tanrının özünü algılama yolculuğu olarak tasvir etmiştir. ilerleyen senelerde palamas, bu sinodlardaki görüşlerini kitaplaştıracak ve isihazm'ın bilhassa felsefi yönünün temelini oluşturacak olan palamizm akımına da adını vermek suretiyle ön ayak olacaktır.

1341 senesinde düzenlenen son bir sinodda ise baarlam, tüm ortodoks kilisesi tarafından açıkça kınanmış ve derhal italya'ya dönmek zorunda kalmıştır.

doğu roma imparatorluğu tarihi boyunca yaşanan tüm dinsel çatışma ve ayrışmalar içerisinde belki de en az bilinenlerden biri olan isihazm, belki bir aryusçu-iznikçi, kalkedoncu-nasturî, monofizit-ortodoks ya da ikonoklast-ikonofil ayrışmaları kadar dikkat çekici olmasa da gücü, nüfuzu ve birliği iyiden iyiye azalmakta olan doğu roma imparatorluğu'nda daha elli ilâ altmış sene kadar tartışması sürecek bir akım olacaktır; bunu rahatlıkla ifade edebiliriz. bilhassa 1370'lerden sonra demetrios kydonios ve manuil kalekas gibi nüfuzlu devlet adamlarının çabalarıyla popülerleşecek olan katolik ve ortodoks kiliselerinin birleşmesine yönelik akım ve buna paralel yükselen "bizans hümanizmi" ile birlikte isihazm icracılarının ortodoks hristiyanlığın üzerine kara bir bulut gibi çöken bir avuç yobaz ve çağın gerisinde kalmış din adamı olduğuna dair görüş oldukça popülerleşmiştir. hatta bazı tarihçiler, belki de isihazm'ın ortaya çıkışı ve son derece hızlı yükselişinin buna karşıt görüş olarak "bizans hümanizmi" ve kiliselerin birleşmesi gerektiği fikrinin de normal koşullarda beklenmeyecek derecede büyük bir güç kazanmasını tetiklemiş olabileceğini dile getirmektedir.