Bütün Doğallığı ve Eşsiz Güzelliğiyle Küçük Bir Ada Ülkesi: Sri Lanka

Sri Lanka, Hint Okyanusu üzerinde küçük bir ada ülkesi. Yaşam tarzları, konuştukları diller, eşsiz doğal güzellikleriyle bildiklerinizden çok daha farklı bir ülke. Sözlük yazarlarıyla bu ada ülkesini daha yakından inceliyoruz.
Bütün Doğallığı ve Eşsiz Güzelliğiyle Küçük Bir Ada Ülkesi: Sri Lanka
iStock.com

sri lanka'da temel olarak iki farklı dil konuşuluyor. bunlardan biri sinhala, diğeri de tamil. tamil konuşanlar ülkenin yüzde 12'sini oluşturan tamiller ve de ülkenin yüzde 8lik kısmını oluşturan müslümanlar. ülkenin beşte biri tamil konuşur iken, geri kalan kısmının büyük çoğunluğunun ana dili sinhala. ancak tamil konuşanların yüzdesinin bu kadar yüksek olmasına rağmen tamil, sinhala kadar değer görmemiş ve bu da ülkeyi uzun yıllar iç savaşa sürükleyen sebeplerden biri olmuş.

ilk olarak 1956'da ülkenin resmi dili sinhala olarak yazılmış. ancak bu çok tepki gördüğünden (çatışmalar çıkmış. pek çok kişi ölmüş vs) 78 anayasasında dil kısmı revize edilmiş. madde 18.1'e göre ülkenin resmi dili sinhala olarak kalırken, madde 18.2'ye göre bir diğer resmi dil de tamil olmalı ibaresine yer verilmiş. biraz garip değil mi?

aynı anayasa tamil dili konuşanlara devlet binalarında tercüman verilecektir de demiş ama bu hiçbir zaman pratiğe konmamış. aynı anayasa ana dilde eğitimin de onu açılmasına rağmen bu da pratiğe pek yansımamış.

sonuç; uzun yıllar süren iç savaşın hakların verilmesi değil silah ile durulması ancak bir haklar talebi olarak başlayan mücadelenin başlamasına temel sebepler halen olduğu gibi kalması. ülkede neredeyse 30 yıl süren iç savaş sırasında tamillerin hakim olduğu kuzey doğu kesimiyle ülkenin geri kalanının iletişimi kesilmiş. kuzeydoğu'dakiler sadece tamil konuşurlarkden geri kalanlar da sadece sinhala konuşur kalmışlar. savaş bitince erişim başlamış ama birbirinin dilini anlayamayanların çokluğu yüzünden iletişim mümkün olamamış.


şu an tamil bölgesinde görev yapan polisler tamil konuşamıyorlar. düşünün, sizin güya sizin güveniliğinizi sağlamakla yükümlü olan kimselerle aynı dili konuşamıyorsunuz.

bener şekilde tamiller hastaneye gittiklerinde de dertlerini anlatamıyorlar zira doktorların çoğunluğu sinhala konuşuyor. tüm bunlar iç savaşın değil devletin dil kullanımındaki adaletsiz tutumundan kaynaklanıyor.

evlerinde, sokakta tamil konuşup büyüyen ınsanlar okula başladıklarında bilmedikleri bir dilde eğitim görmek zorunda kalıyorlar. doğal olarak o dili anlayan yaşıtlarına göre daha zor bir eğitim süreci geçiriyor ve geri kalıyorlar. okuldan mezun olduklarında özellikle kalifiye iş bulmakta zorlanıyorlar. tüm kalifiye işler belli bri etnisiteden kimselerin eline geçmiş oluyor. bu kişiler aynı zamanda hizmet sağlayıcı konumunda çalıştıklarından yabancı bir dilde onlardan hizmet almak zorunda kalan tamil konuşanların durumu daha da zorlaşıyor.

aynı durumdan tamil konuşanlar halihazırda bahsediyorlar. sadece tamil konuşanlar için iş bulmanın ne kadar zor olduğunu aktarırlarken özellikle devlet memuru olmanın imkansız olduğunu anlatıyorlar.


sonuç; ana dilleriyle hayatlarını yaşamaları engellenenler eğitimde geri bırakılıyor, ekonomik anlamda geri kalıyor, devletlerin söz verdiği hizmetlerden yararlanamıyorlar.

sri lanka'da belki silahlar şu an için susmuş olabilir. şu an için çatışmalar olmuyor, devletin adaletsiz yönetimine baş kaldıracak bir grup gözükmüyor olabilir. ancak bu adaletsizlik devam ettiği sürece ama yarın, ama yüz yıl sonra, bir gün tekrar aynı hakları talep edenler ile çatışmaların başlamayacağını kimse söyleyemez.

kaynak koymayı unutmuşuz: http://www.irinnews.org/report/95931/analysis-bridging-language-divide-sri-lanka

şehircilik ve yaşam standardı bakımından hindistandan daha gelişmiştir.

daha önceki entrylerde yazdığı gibi yüksek aıds oranı diye birşey yoktur; aıdsli insanların nüfusa oranı binde birdir ki dünyadaki en düşük oranlı ülkelerden biridir.

sri lankalılar hintlileri sevmezler, hintlilerden kat be kat daha görgülü ve moderndirler. hatta hintli zannedilmekten de nefret ederler. hatta facebook da 'no bitch ı aint ındian ı am sri lankan' diye grup bile kurmuşlardır.

türk vatandaşlarının vize almasına gerek yoktur. ülkeye girişinizde 30 gün kalma izniniz sorgusuz sualsiz pasaportunuza basılır. isterseniz yine hiç kaşmadan colombo daki göçmenlik bürosundan 2 ay daha uzatabilirsiniz.

colombo başkent yanında, o kartpostallarda olan tropik sahiller için colombo ya 3 saat uzaklıktaki galle şehri çevresinde hikkadüwa, unawatuna, mirrisa vs. gidin derim.

ayrıca dünyada en iyi 10 sörf noktasından biri olan aruğam bay e de gidebilirsiniz. trincomalle de deniz gözlüğü takıp tropik riff ve balıkları izleyebilirsiniz.


fil yetimhanesinde fillerin nehir yatağında yıkanmalarını izleyebilir, file binebilir, adam's peak denilen adem in dünyaya inerken ilk ayak bastığı yer olduğuna inanılan, gece 2 de başlanan 8 saatlik tırmanışı yapabilir, yala national park a gidip vahşi hayvanları görüp safari yapabilirsiniz.

ve tabi ki bol bol budist ve hindu tapınağı ziyareti..

1 dolar yaklaşık 100 sri lanka rupisine denk geliyor. bir büyük şu 50 rupi, standard öğle yemeği 100 rupi civarı, şehiriçi otobüsler ortalama 9 rupi, gözleme tarzı rotti leri 12 rupi..

sokakta dahi sigara içmek yasak.

türkiyedeki turist anlayışı sarışın mavi gözlü ıse sri lankadaki turist anlayışı beyaz tenli olmak. o yüzden sultanahmet muamelesine, tük tük ların tacizlerine hazır olun.

yani gayet gezilesi hatta yaşanası bir ülkedir.

bir fakir ülke.

ingilizlerin çay kültürü orada yapmış olduğu sömürü neticesinden doğmuştur; o güzel sri lanka çayını kendi desenli 1. sınıf porselen bardaklara, o bardakları da güzel masa örtüleri üzerine koyunca ingiliz çayı olmuştur.

meşhur kwai köprüsü filminin çekildiği ülkedir ayrıca. 

(bkz: the bridge on the river kwai/@dreamy)


fakir olduklarından ötürü pekçok ev ve süs eşyaları ağaç malzemesindendir. ağacı işlemeleri bile enderdir. bir de o ağaçlar, bulunduğu iklim gereği müthiş meyveler sunmaktadır halka. bizde lüks meyve sınıfına giren muz, orada yol kenarlarındaki ağaçlardan herkesin koparıp yiyebileceği bir meyvedir, bizdeki erik-elma gibi.

filleriyle de meşhur bir ülkedir. yaşlı, kör, sakat fillerin ve onların yavrularının bakıldığı bir rehabilite tesisi de vardır.

baharatları güzel, ama yemekleri pek hoş değildir; tatları ve kokuları itibariyle. kahvaltıda su içinde pilav yerler. pirinç onların önemli ülke kaynağıdır. tekstil de dış sermayenin yatırımıyla gelişmiştir. sözgelimi levis fabrikası oradadır.

Turist olarak ziyaret etmek isteyenler için de şöyle bazı faydalı bilgiler var:

daha önce türkiye'de çalışmış bir tanıdığımız var. adam sri lankalı. uzun süre sri lanka'da çalışmış, sonra türkiye'de de 3 sene yaşadıktan sonra ülkesine geri dönmüş. bizi de çağırıyordu. katar havayollarında ucuz bilet bulunca da gidelim dedik.

yaptığımız tek hazırlık sri lanka vizesi almak oldu. 40 dolar verip internetten alınabiliyor. oraya gittiğinizde pasaport vermeniz yeterli. ülkeye hızlıca giriş yapıyorsunuz. bizim tanıdığımız başkente 3 saat uzaklıkta bir köyde yaşıyordu. kolombo'yu hiç görmedim. tanıdığımız gerek görmedi gezdirmeye. ülke genel olarak 5'e bölünmüş. kuzey,güney, doğu,batı ve orta olarak. kolombo ülkenin batısında.

ülkede trafik keşmekeş. araba kiralayayım, gezeyim demeyin, pişman olursunuz. trafik ingiliz sistemi. yollarda hız sınırı var. 60 km/sa olarak uyguluyorlar genelde ve sık sık polis kontrolü oluyor hız sınırı ile alakalı. zaten öyle basıp gidecek yolları yok. özellikle ülkenin orta kesminde yollar çok virajlı. ortalama hızınızı 30 km olarak hesaplayıp plan yapın. 200 km yol 6 saat falan sürüyor. hız sınırı aşarsanız mahkeme falan oluyor sanırım. rüşvet yaygın. 10 dolar verip kurtarıyorlar genelde.


ben ülkenin orta kısmını ve doğusunda bi kesimi gördüm. ülkede budistler, hristiyanlar, hindular ve müslümanlar yaşıyor ve gördüğüm kadarıyla her din mensubu dinini radikal derecede yaşamaya çalışıyor. ülke insanı genel olarak mutlu. neden bilmiyorum. herkes gülüyor. turisti seviyorlar. hizmet etmeye, yardımcı olmaya çalışıyorlar. ülke insanı çok fakir. ev sahibimiz burada fakirin çok fakir, zenginin ise çok zengin olduğunu söyledi. her şeyi yerim diyorsanız sıkıntı çekmezseniz, ancak mideniz hassas ise yemekler konusunda sıkıntı olabilir. zira kullandıkları baharat baya ağır. balığa abanın. balık güzel.

atıştırmalık olarak yiyebileceğiniz pirinç krakeri ve lemon puff dedikleri limonlu bisküvileri var. pişman etmez.

otel fiyatlarını bilmiyorum ama yiyecek konusunda pahalı bi yer değil. ülkede gördüğüm tek pahalı şey sigara. paketi 7 dolar civarında.

tropik meyveler çok. mango, papaya, ananas, rambutan, umbrella ve muz yedim. her yerde meyve satıyorlar zaten. bol bol yersiniz.

batı yakasını bilmiyorum ama doğu yakasında varakai denen yerde denize girebilirsiniz. gayet hoş plaj ancak herhangi bir tesis yok. alabildiğine okyanus. o bölgede sahile yakın oteller de var ancak benim dediğim plaja kıyısı olan otel yok. özel olarak gitmeniz gerekiyor. tatlı sulara girmeyin. timsah oluyormuş.


fil bölgesi ülkenin ortası, pumaların yaşadığı park ise ülkenin güneyinde. sirigiya kayasına tırmanabilirsiniz. fiyatı 20 dolarmış sanırım. orta kısımlarda ovanın ortasında büyük bir taş. eskiden bir kralın yaşadığı yermiş. ünü oradan geliyor. dambulla'da güzel bir budist tapınağı var.

belirgin olmasa da bir kast sistemi mevcut. tabi bu özellikle evlilik durumlarında ortaya çıkıyor. herkes kendi çapında birileriyle evlenmek istiyor. hatta bu gibi durumlar için evlilik ilanları var gazetelerde. kızımız şöyle meşhur, kızımız şöyle başarılı tarzında. ingilizcem çok iyi değil ancak ev sahibinin anlattığını anladığım kadarıyla evlilikte her şeyi kızın ailesi yapıyor. o yüzden zengin kızlar da kendi malını hak edecek adam arıyorlar.

gezdiğim yerlerde bir kaç yerde bol turistle karşılaştım. ülkenin ikinci büyük şehri kandy ve ülkenin çay başkenti nuwara eliya şehirlerinde turistler dolaşıyor. çay demişken ülke insanı o kadar da çay içme manyağı değil. sanırım daha çok zengin işi. çünkü hangi mekana gitsek porselen demliklerde çay geldi ancak çayları çok kaliteli. zaten kendileri de dünyanın en iyi çayı burada diye reklam yapıyorlar. ülkenin orta kısımlarında çay tarlaları yoğun. türkiye'nin aksine çayları elle topluyorlar. türkiye'de yılda 3 kere yapılan hasat orada 50 kere yapılıyor. yılın 12 ayında çay hasatı yapabiliyorlar.


ülkenin tek uluslararası havalimanı bu sıralar bakımda. o yüzden her aşamada uzun sıralar oluşuyor. erken gitmekte fayda var.

ülkede kadınlar sari adını verdikleri bir şey giyiyorlar. erkeklerde de ona benzer şeyler var.

fotoğraf çektirirken hiçbir kutsal heykele sırtınızı dönmeyin. selfie çekmeyin. saygısızlık olarak görüyorlar.

tuktuk çok meşhur. her yerde tuktuk var. pazarlık yapın. normal fiyatı 30 rupi/km. kazıklanmayın. 1 dolar, 150 rupi yapıyor. ona göre hesabınızı bilin. samsung marka telefonların ucuz olduğu söyleniyor. hediyelik eşya için odel markası altındaki mağazaları deneyebilirsiniz.

özet geçersek; hint okyanusunda sevimli, temiz bir ada ülkesi. iyi zamana denk getirilirse uygun fiyata güzel bir deniz tatili yapılabilir.