Büyük İskender'in Babası Olarak Anılmaktan Fazlasını Hak Eden Kral: II. Filip

MÖ 382 - 336 yılları arasında yaşamış olan Makedon Kralı II. Filip, Büyük İskender'in babası olarak anılmaktan daha fazlasını hak ediyor.
Büyük İskender'in Babası Olarak Anılmaktan Fazlasını Hak Eden Kral: II. Filip

büyük iskender'in babası olarak anılmaktan çok daha fazlasını hak eden makedon kralı; nam-ı diğer makedonyalı filip.

peloponnesos savaşı sonrasında yunanistan'ın egemeni konumuna yükselen sparta'nın m.ö. dördüncü yüzyılın başındaki agresif ve etkisini şiddetle arttırma çabalarının devam ettiği yıllarda kral amynthas'ın küçük oğlu olarak m.ö. 382 senesinde dünyaya gelen filip, leuktra savaşı sonrasında gücün thebai kentinin eline geçmesiyle birlikte gençliğini bu kentte yarı esir yarı stajyer şeklinde geçirdi ve m.ö. 365 senesinde pella'ya döndü. thebai'de geçirdiği dört sene boyunca yunan demokrasisi, askeri yapısı ve diplomasisi gibi hususlarda kayda değer bir eğitim alan filip, yeniden memleketine döndüğünde ise bu eğitimini ve bilgileri muazzam bir şekilde kullanarak yunanistan'da makedon hakimiyetini ilmek ilmek örmeye başlayacaktı.

tahta çıkış sırasında kendisinin önünde bulunan iki ağabeyi de üst üste hades'e yürüyünce, m.ö. 359 senesinde oldukça problemli bir konumda bulunan makedon krallığı'nın başına geçti. sayısını gerçekten bilemediğimiz ve kimi kaynaklarca altı kimi kaynaklarca da dokuz olarak kaydedilmiş olan "stratejik" evliliklerini birer birer yapmaya başladı. önce dardania kralı bardellis'in kızıyla evlendi ve ilirya'nın üzerine yürüdü. onları alt ettikten sonra, ünlü ve sadık generali parmenion ile birlikte daha sonra dardania'yı da mağlubiyete uğrattı. kuzeydeki paeonia kralı, durumun ciddiyetini anlayınca filip ile savaşmadan haraç ödeyerek makedonya ile dost kalmayı tercih etti. kuzeyde paeonia, batıda ilirya ve dardania, doğuda da odrisler gibi makedonya'nın varlığı için doğrudan tehdit oluşturan düşmanları iki seneden biraz daha uzun bir sürede teker teker pasifize etmeyi başaran filip, bir sonraki adım olarak thebai ile gençliğinden kalan iyi ilişkileri kullanarak atina'ya karşı diplomatik bir savaş başlattı. makedon krallığı'nın yanı başında bulunan ve atina kontrolündeki liman kenti amphipolis'i fethedip olintos önderliğindeki halkidi birliği ile de bir müttefiklik oluşturdu. öte yandan, epirus prenseslerinden olympias ile evlenerek yunanistan'ın batı kıyısındaki en büyük gücü de kan bağıyla müttefiki haline getirdi. bu arada m.ö. 356 senesinde olympias, filip'ten bir erkek çocuk dünyaya getirdi. bu sarışın, kara kuru bebeğin adı iskender oldu.

m.ö. 356 senesinde odrisler'in kontrolünde bulunan ve gümüş madenleriyle meşhur krenidis şehrini kontrol altına alıp ismini philippi olarak değiştirdi ve krallığına ekonomik olarak çok önemli bir nefes aldırdı. bu hamleyle birlikte, sayıca 7 bin ilâ 10 bin arasında gezinen makedon ordusunu insan gücü açısından artık en az iki katına çıkarılabilecek maddi kaynak oluşturulmuştu.

makedonya'nın güney kıyılarında hakimiyetini genişletme çabalarını sürdüren ve bunu da olintos başta olmak üzere bölgedeki kentlere "yardım" kisvesi altında gerçekleştiren filip, atina'nın bölgede kontrol etmekte olduğu son kent olan metonai'yi de m.ö. 354 senesinde uzun ve sıkıntılı bir kuşatma sonrasında kontrolü altına almayı başardı. bu kent, kendisine yaklaşık 4 bin asker ve bir de göze mal olmuştu.

m.ö. 353 senesinde iç savaşa tutuşan trakya'daki odrisler'in de kendi içerisinde üç fraksiyona bölünmesini fırsat bilen filip, thasos adası ile birlikte abdera ve maronai gibi bir hayli stratejik üç kıyı kentini de ele geçirmiş oldu.

meşhur delfi tapınağı'nı zapt edip içerisindeki bütün kutsal zenginlikleri dönemin egemen gücü thebai'yi alt etmek için kullanmaya başlayan phocis kenti ve philomelos ile kardeşi onomarkos'a karşı tesalya ve thebai kentleri, filip'ten destek isteyince kuzeyi neredeyse tamamen kontrolünde birleştirmiş olan filip'in aradığı fırsat da ayağına gelmiş oluyordu. ilk başta onomarkos'a karşı mağlup olsa da makedon ordusunu hızla revize eden ve ordunun taktik disiplini, matematiksel dizilimi ve kullandığı gereçler gibi hususlarda büyük bir devrim gerçekleştiren kralın, m.ö. 352 senesinde phocis ordularını volos yakınlarında hezimete uğratınca sarissa ve pezhetairoi gibi iki terimle özdeşleşen askeri restorasyonunun ne kadar kıymetli olduğu ortaya çıkmış oldu.

boetia ve teselya'yı phocis'ten kurtaran ve bu bölgenin egemeni haline gelen filip, atina ile doğrudan bir çatışmaya girmeden önce eğriboz sonra da paeonia bölgelerini hakimiyeti altına aldı. m.ö. 349 senesinde eski dostu olintos'u topraklarına katarak balkanlar'ın merkezindeki bylazora'dan teselya-attika sınırına kadar hakimiyeti altına aldı. sıranın eski dostu thebai ve en nihayetinde de atina'ya gelmeye başladığı artık açıkça ortadaydı.

odrisler'in yaşadığı iç karışıklıkları fırsat bilerek trakya'nın güneyine kadar inen iskitler ile de çarpışan filip, ünlü generali parmenion'un üstün kuşatma taktiklerinin bir sonucu olarak bölgedeki en önemli iskit kenti olan eumolvia'yı fethetti. bu kente, filip'in ölümünden sonra "filip'in şehri" anlamına gelen philippopolis ismi verilecekti. bulgaristan'daki filibe kenti, bu şehrin kalıntıları üzerine inşa edilmiştir.

atina ve thebai ile doğrudan bir çatışmadan kaçınmayı sürdüren filip, makedon krallığı'nın hakimiyet alanını doğu yönünde geliştirmeyi sürdürdü. ne varki; m.ö. 339 senesinde perinthos ve bizantion önlerinde iki kez ağır mağlubiyetler yaşadı. fırsat bu fırsat diyen atina ve thebai, güçlerini birleştirerek makedonya'ya savaş ilan etti. filip'in yirmi yıldır kaçındığı savaş, en nihayetinde gelip çatmıştı.

m.ö. 338 senesinde khaironeia savaşı'nı gelecek vaat eden genç oğlu iskender'in yaşından beklenmeyecek ustalıktaki süvari manevralarıyla kazanan makedonyalı filip, artık tüm yunanistan'ın hakimi olmuştu. bu savaşı takiben persler ile mücadele etme hazırlıklarına girişen makedonya'nın kralı ve yunanistan'ın hakimi, m.ö. 337 senesinde korintos ligi olarak da bilinen helen birliğini kurdu ve başına da kendisini geçirdi. persler ile yapacağı savaş için en güvendiği generallerinden parmenion ve attalos'u anadolu'ya gönderen filip'in ise hiç beklemediği bir anda sonu gelecekti.

m.ö. 336 senesinde filip'in kızının düğünü için pella öncesinde makedonya'ya başkentlik yapmış olan aegea'daki sarayda toplanan filip ve şûrekası, düğünü takiben eğlenceye geçecekti ki filip'in eski muhafızlarından olan ve bir dönem kendisine aşık olduğu da iddia edilen pausanias, sarissa'sını filip'in göğsüne saplayıverdi. romalı tarihçi justinus frontinus, yüzyıllar sonra kaleme aldığı yazılarda bu suikastte olympias ve iskender'in de parmağı olduğunu iddia etse de bu her daim zamanının ötesinde ve ispatlanması imkansız bir iddia olarak kaldı.

filip ise halen aegea antik kenti içerisinde görülebilecek olan tümülüs'e gömüldü. filip için son tahlilde, makedonya'yı bütün yunan ana karasının egemen gücü haline getirip oğlunun inanılması güç fetihlerinin hem siyasi hem askeri hem de yapısal olarak önünü açmış olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.