Buz Hokeyi İzlerken Daha Fazla Keyif Almanızı Sağlayacak Resmi Oyun Kuralları

Buz hokeyi kuralları nelerdir? TV'de arada bir denk gelip izlerken buz hokeyinde vuku bulan pek çok şeye pek de anlam veremezsiniz. İşte bu esnada oyundan çok daha fazla keyif almanızı sağlayacak birkaç temel kuralı aktaralım.
Buz Hokeyi İzlerken Daha Fazla Keyif Almanızı Sağlayacak Resmi Oyun Kuralları
iStock

buz hokeyinde oyunun kurallarını bilmeden seyretmek biraz sıkıcı olabiliyor. bir kaos, bir oradan oraya ekranda gözükmeyen bir şeyin peşinde koşuşturup duran adamlar... ben daha ilk seyredişimde pratik zekamı kullanarak varyasyonlu pas oyunlarıyla kolektif bir hücum anlayışının gol getireceğini çözmüşken bu adamların bu zımbırtının peşinde andaval andaval koşuşturmalarına pek anlam verememiştim. neyse ki okuma yazmayı birinci sınıfta çözmüş olmanın bana verdiği hakla oturup oyunun kurallarını okuyunca her şey gün ışığına çıktı.

meğer bu işlerin bir kuralı varmış. bu kuralları bilince oyunu seyretmek daha zevkli oluyormuş. işte o kurallar:

1. faul

faul ile ilgili bilinmesi gereken ilk şey her şeyin hakemin takdirinde olduğu (kural kitabı öyle diyor). temel olarak rakibe omuz, gövde ve hatta kıç atmak serbest. üç adımdan yakın olmak koşulu ile puck'a sahip olan elemana allah ne verdiyse dalabilirsiniz. buna amerika kıtasının sonradan olma yerlileri "checking" diyor.

2. ancaaak, her hayvanlıkta olduğu gibi bunun da bir sınırı var

temel olarak checking yaparken rakipte sakatlığa yol açacak herhangi bir aşırılık doğrudan minör penaltı olarak cezalandırılıyor. zaten hakemin takdiri de bu noktada önemli. hangi hareketin aşırılık, hangi hareketin oyunun akışı içerisinde normal olarak kabul edileceğini hakem takdir ediyor.


3. bu aşırılık kavramına az buçuk standart getirebilmek için bazı tanımlar da yapılmış kural kitabında

ama bu tanımların hepsi gayet muğlak. mesela "boarding" diye bir fiziksel faul tanımlı. buna göre hayvanlık yaptığınız rakip sizin yüzünüzden gidip saha kenarındaki duvarlara (board'lara) tehlikeli bir şekilde çarparsa buna boarding deniyor. bu çarpmalarda sakatlık ihtimali yüksek olduğu için hakemler buna direkt basıyor penaltıyı. bir başka mevzu "clipping". buna göre hayvanlık yaparken diz altına inemiyorsunuz. ben şöyle hafif elemanın patenine doğru hamle yapıp elemanı düşüreyim falan derseniz yine penaltı olur kısaca.

kural kitabında daha var böyle bir sürü tanım. gerisini merak eden açıp okusun (arkadan itme, önden dokunma, onu yapma, bunu etme, bir sürü şey sayılmış ama dediğim gibi sakatlık yaratmadığı sürece her şey oyunun akışı içinde kabul ediliyor).

4. sopa kullanma

hayvanlık yaparken asla elinizdeki sopayı kullanamazsınız. sopayı ne şekil işin içine soktuğunuza göre minörden majore dönüşebilen penaltıları yiyebilirsiniz kafanıza.

5. peki penaltı olunca ne oluyor?

öncelikle şunu söyleyeyim, japon kale usulü geriye doğru bacak arasından puck'a vurulmuyor. penaltı olunca penaltı yapan oyuncu 2 dakika boyunca saha kenarında oturma cezası alıyor. bu nedenle iki dakika boyunca penaltı yemiş takım sahada 5 kişi kalıyor. (evet akıllı okuyucu, bu oyun toplam 6 kişi ile oynanıyor.) bu süre sırasında oyunda gol olma ihtimali pek yüksek. o yüzden bu süre karşı takım için "power play" süresi diye kabul ediliyor. kanepende uzanmış zaplarken nhl tv'de takıldığın maçın sol üst köşesinde "power play" yazısını görürsen artık bunun ne anlama geldiğini biliyorsun. ev ahalisine bilgiçlik taşlarken beni rahmetle anarşin umarım.


6. şimdi gelelim oyuncuların oyun içinde ha bire koşturmalarının nedenine

uzun paslarla rakibin kale önüne ani atak yapılamamasının sebebi oyundaki iki ofsayt kuralı. ama bu ofsaytlar futboldakinden bir miktar farklı. şöyle ki:

a. ofansif ofsayt: rakibin defansif çizgisinden öteye nereden olursa olsun pas atamazsınız. yani birinin bu çizgiyi illa puck'ı taşıyarak geçmesi gerekiyor.

b. defansif ofsayt: kendi defans sahanızdan ortadaki kırmızı çizginin ilerisine de pas atamazsınız.

bu ofsayt kuralları yüzünden saha değiştirirken puck'ın sürekli taşınması gerekiyor. o yüzden özellikle kanatlardaki oyuncuların son derece hızlı olması gerekli.

7. bir de "icing" diye başka bir kural var

bu kural akın akın gelen hücumlar karşısında artık fenalık geçirip (veya penaltı süresince oyunu kastı olarak yavaşlatmak için) allah ne verdiyse puck'a gelişine çakmamanız için getirilmiş bir kural. buna göre eğer puck sahada kimseye dokunmadan iki kırmızı çizgiyi geçerse rakip oyunculardan biri puck'i kontrol edinceye kadar sizin puck'a dokunmanız yasak. dokunursanız süre durdurulup sizin defansif sahanızda "face off" ile oyuna tekrar başlanıyor.

Face-off: Gol sonrası oyuna başlamak ve yeniden başlatmak için kullanılan yöntem.

8. son olarak puanlamadan da bahsedip mevzuyu kapatalım

eğer oyun normal süresi içerisinde berabere biterse oyunun sonunda penaltı atışlarına geçiliyor. (elemanlar buna shoot out diyor zira penaltının yukarıda değindiğim gibi farklı bir anlamı var. ama futbol sever bir millete durum daha başka anlatılamaz ki.) bu penaltı atışlarında bir oyuncu dalgalana dalgalana puck'ı yarım saha boyunca taşıyıp sert değil ama teknik bir vuruşla (hafif mahalle abisi raconu söz konusu) kaleciyi alt etmeye çalışıyor.

eğer normal sürenin sonunda rakibi yenmişseniz sizin hanenize 2 puan yazılıyor, rakibe de babayı veriyorlar. yok eğer penaltı atışları ile oyunu kazanmışsanız siz yine 2 puan alıyorsunuz ama bu durumda rakibe basının gözünün sadakası olsun, daha da ağlamasın diye 1 teselli puanı veriliyor.

bak bu noktada adamların dallama lig sisteminin de izah edilmesi lazım ama benden bu kadar...