Caz Şehri New Orleans'a Gideceklere Tavsiyeler

ABD'nin Louisiana eyâletinin en büyük şehri olan New Orleans, genellikle liman şehri ve cazın başkenti olmasıyla tanınıyor. Tavsiyeleri okurken bunlardan fazlası olduğunu görüp bir seyahat hissi yaşamak da mümkün.
Caz Şehri New Orleans'a Gideceklere Tavsiyeler
iStock

new orleans, kendisi için "french quarter'ı ve bourbon street'i çıkarsan hiçbir özelliği kalmayacak şehir" diyelerin hakkında bir bok bilmedikleri nefaset, hastası olunası bir mekandır. gelirseniz şunları yapınız:

french quarter'ta gezinmece, bourbon'da gece hayatına atılmaca, strip club'lara girilip koca memeli ablaların kiloduna para sıkıştırmaca (şanslı iseniz 1-2 dolara o memelerin arasına kafanızı sokup şıkı şıkı yapıyollar, ben kocamı evde bırakıp zaman zaman gidiyorum, şahsi favorim :p içkiler pahalı ama içeri ücretsiz girilebiliyor, kapıdaki badigard'la pazarlık yapılsın mutlaka - yalnız, damsız iseniz hiç pazarlık filan denemeyin. pazarlığı kızlı erkekli gruplar için söylüyorum. şahsi deneyimim, hatun kişilerin ücretsiz pek rahat girebildiği yönündedir. içerde içkiler pahalı ve bir tane içki içmek zorundasınız).

French Quarter

genel olarak french quarter'da yürününce bir sürü atraksiyon var zaten. cafe du mond ucuz, pis ama beignet'ler güzel, sütlü kahve leziz, her giden turist bi kere gider, iyi de yapar. cafe du mond'un oralardan mississippi kenarına geçiliyor. geçilsin, "niçın boğdun ulan jeff buckley'imizi" diye nehre tükürülsün bence. - tükürük opsiyonel.

canal street'in french quarter'ın kenarında mississippi'ye birleştiği yerden nehrin karşısına feribot kalkıyor, bildiğim kadarıyla yayalar ücretsiz biniyor. bininiz, karşıda (algiers) pek bişey yok ama nehri geçmek keyifli. aslında karşıda güzel bir bar var: http://www.oldpointbarnola.com/ jazz, blues oluyor, turistler gitmez pek, güzel bir "local" bar.


riverside mall:
central business district'te (french quarter'a yakın) bir alışveriş merkezi. nehre bakıyor, güzel hediyelik eşya dükkanları var.

magazine street'te gezinmece yapılsın. buffalo exchange diye ikinci el kıyafet tükkanı benim en sevdiğim mekanlar arasında. nacho's mama meksika restoranının yemeklerini de severiz.

yine magazine üzerinde bir french bakery var. lezizzzzz. hemi de ucuz.

croissant d'or ise french quarter da bir kahveci tatlıcı. çok güzel (adresleri google'dan bakarsınız diye şeyapmıyorum).

jazz müzik için bourbon'da dolanmayın, frenchmen street'e gidin. fq'dan yürüme mesafesi (biraz uzun ama dolanarak gidiliyor pek güzel). oradaki barlarda güzel müzik oluyor. sevdiklerimizden biri: spotted cat


prytania street üzerinde st. james cheese company diye bir yer var. kendi şarabını götürüyorsun (ya da hemen yanda bir de şarap satan bir yer var). adamlardan peynir tabağı alıyorsun, pek güzel peynirler getiriyorlar. şarap açmak için ekstra ücret almıyorlar.

fq'ya yakın bir yerlerde mimi’s: http://www.mimisinthemarigny.com/ güzel tapa yapıyorlar, müzik de oluyor. severiz.

st. charles tramvayına binip teee uptown'a gitmece. yolda malikaneler var, manzara güzel. 1.25 dolara şehir gezintisi yani. kesinlikle yapınız.

uptown'da yapılabilecekler

camellia grill'de hamburger yemece. http://www.atneworleans.com/body/camelliagrill.htm

la madeleine'de kahve, tatlı, çorba filan nefis: http://www.lamadeleine.com/locations?q=new orleans

cooter brown's barında da güzel sandviçler var, her çeşit bira var. tam beyaz amerikalıların takıldığı maç izledikleri bir yer. timsah etli sandviç var. güzel :) http://www.cooterbrowns.com/


oak street'te bir sürü yiyecek, kahve, ikinci el kitap filan mekanları var. tatlı bir sokak. geziniz.

yine uptown'da tulane üniversitesi'nin hemen karşısında audubon park var. ağaçlara filan sarılınılası, huzur ortamı.

magazine taraflarında garden district denilen bölgede ünlü insanların zamanında ya da halen yaşadıkları evler var. ben pek bilmiyorum. bir tek anne rice'ın zamanında yaşadığı ev var onu biliyorum.

eğer iki üç gün değil de biraz daha uzun kalacaksanız, bence bir iki günü için araba kiralayabilirsiniz. türkiye ehliyetleri ile kullanabiliyorsunuz, problem olmuyor.

müze

city park taraflarında noma (new orleans modern art museum). hem parkı görmek hem de müzeye gitmek için. ama fq'ya uzak. arabasız zor. tramvay'la gidilebilir. uzun sürer biraz ama olsun.

buna gitmedim ben de merak ediyorum: http://www.yelp.com/…ns-pharmacy-museum-new-orleans


son olarak, geldiğiniz mevsime göre değişir ama hava çok soğuk değilse ve vaktiniz olacaksa kesinlikle bir swamp tour'a katılın, bataklık gezin. çok ilginç oluyor :)

insectarium, aquarium ve audubon zoo güzel yerler bu tip etkinlikleri sevenlere.
jean lafitte park, arabayla gidilebilecek uzaklıkta, bu bölgenin doğasını anlamak, bir iki timsah görmek için güzel :) kısa patikaları var (trail).

aşağıdakileri de kendime not almışım, bakınız, ilginizi çeken bir şey olur belki, bazılarına ben de gitmedim daha önce.

coffee shop
http://www.yelp.com/…round-coffee-house-new-orleans

tiyatro filan
http://www.yelp.com/…tre-du-vieux-carre-new-orleans
improv: http://nolacomedy.com/live-comedy/

kayda değer diğer mekanlar

http://www.yelp.com/…ute-of-new-orleans-new-orleans
http://www.yelp.com/…-confectionery-inc-new-orleans
http://www.yelp.com/biz/haydels-bakery-new-orleans
http://www.yelp.com/…mer-baking-company-new-orleans
http://www.yelp.com/…urel-street-bakery-new-orleans
http://www.yelp.com/biz/jagerhaus-new-orleans-2

Final yorumu

new orleans, konferans için geldiğim ve sele, yıkıma terk edilişine rağmen hala dünyanın en güzel, en heyecan verici ve ilginç yerlerinden biri olmayı başardığını mutlulukla gördüğüm, abd içinde mutlaka görülmesi gereken iki üç yerden biri. jazz müziğini pek sevmediğim halde bana jazz'ı sevdiren, kahvaltıda, öğleyin, akşam, gece, gündüz şehrin dört bir yanında her biri birbirinden muhteşem müzisyenleri canlı olarak sokaklarda barlarda dinlerken burasının abd olmadığını, olamayacağını düşünürsünüz. her şey oldukça serbesttir, sokaklarda içki içilebilir, hatta dünyada bir yerlerde hala kapalı mekanlarda sigara ve benzeri ürünün rahatlıkla tüketildiğini görmek şaşırtıcıdır. yemekler de yine abd'de pek rastlayamayacağınız kadar çeşitli, zengin, lezzetli ve bol kepçedir.

sokaklarda şehrin yerlileri sizi görünce merhaba der, muhabbet açar. amerika'nın geri kalanı için fazla kategori dışı, fazla özgürlükçü, fazla eğlenceli ve fazla günahkar kaçtığı için katrina kasırgası sonrası uzun süre hiç müdahale edilmemesine ve şehrin sel sularına terk edilmesine şaşmamak gerekir. birçok muhafazakar amerikalı'ya göre onların yapamadığını tanrı'nın eli katrina kasırgasıyla gerçekleştirmiştir. aynı muhafazakarlar 11 eylül'ün de içinde milyonlarca eşcinsel ve yahudi barındıran gühakar new york şehrine tanrı'nın gazabı olduğuna inanmaktadır. yine de her şeye rağmen new orleans'ın hala direndiğini görmek mutluluk vericiydi.

şehirden ayrılacağımız gün sokakta siyahlar giyinmiş neşeli bir bandonun müziğiyle dans eden bir kalabalıkla karşılaştığımızda giderayak şehrin bize yine bir sürpriz yaptığını, bir festivale denk geldiğimizi düşünmüştük. ama çok geçmeden bunun ünlü bir jazz müzisyeninin cenazesi olduğunu öğrendik. new orleans'ın ölüsü bile dansıyla, müziğiyle, kaybetmediği neşesiyle bu şehri yıkılmış, yerle bir olmuş olarak görmek isteyenleri titretmeye yeter diye geçirdik içimizden. ve bir gün mutlaka geri dönmek üzere new orleans'tan ayrıldık.

Çılgın Partilerle Müthiş Bir Tarihi Aynı Çatı Altına Toplamış Şehir: Berlin'e Gideceklere Tavsiyeler

Vizesiz Gidip Sabaha Kadar Partileyebileceğiniz Deniz Şehri: Budva'ya Gideceklere Tavsiyeler

Küçük Bir Bütçeyle Tatilin Hakkının Verilebileceği Thassos'a Gideceklere Tavsiyeler