Çocuklar Duymasın'ın Eski ve Yeni Versiyonları Arasındaki Dramatik Fark

Aralıklarla da olsa totalde 2002-2019 arası yayınlanan ve ister istemez Türk TV'sinde kendine has bir yeri olan dizi, zaman içinde epey değişmiş aslında.
Çocuklar Duymasın'ın Eski ve Yeni Versiyonları Arasındaki Dramatik Fark

çocuklar duymasın, light selami'nin olduğu bölümler ve light selami'nin olmadığı bölümler olarak ikiye ayrılabilir ki verdikleri mesajlar ve güttükleri kaygılar nedeniyle iki farklı dizidirler aslında. türkiye'nin hükümet altındaki siyasi ve kültürel evrimini, iki farklı dönemde çekilmiş bölümleri kıyaslayarak çok iyi analiz edebilirsiniz.

dizinin ilk versiyonundaki bölümler, taşradan gelip sınıf atlamış taş fırın erkeği haluk ile eğitimli, orta sınıf bir aileden gelmiş meltem arasındaki sınıfsal çatışmalar üzerinden ilerler. bu çatışmaların sonunda çoğu zaman iki taraf da hatasını anlayıp uzlaşmacı bir tutum sergiler. zaman zaman haluk haklı çıkar, zaman zaman meltem... haluk bu bölümlerde, sonraki dönemlerde yayınlanacak olan haluk karakterine kıyasla daha uyumludur, hata yaptığını çoğu zaman geç fark etse de hatasını kabullenecek olgunluktadır. yine taş fırın erkeğidir, yine modern hayata entegre olmakta sıkıntılar çeker, yine anadolu köklerinden kopamamış haluk'tur fakat çoğu zaman kantarın ayarını kaçırsa da hiçbir şekilde haluk'un ayarsız taşra erkeği tavırlarına bir övgü yapılmaz. aksine bölümün sonunda haluk'un hatasını anlaması ile haluk'un kaba saba, dibine kadar ataerkil davranışları ayıplanmış olur. ayrıca ilk sezonlar boyunca haluk'un selami ve gönül'e karşı zorba davranışları olsa da yeri geldiğinde selami ve gönül çifti de haluk'un taşra erkeği tavırlarına tepki göstererek dik duruşlu tavır sergiler.


dizinin ikinci versiyonu ise tam bir yeni türkiye övgüsüden ibarettir

bu dönemle birlikte haluk'un milliyetçi ve geleneksel tepkileri gereksiz biçimde artmış, eski haluk'tan daha kaba saba, daha düşüncesiz, daha zorba bir haluk karakteri çizilmiştir. artık haluk ile meltem arasındaki çatışmaların sonuca bağlandığı bölümler tek taraflı, sığ bir bakış açısına sahiptir. eski dönemlerde olduğu gibi hatalarını kabul eden uzlaşmacı çift gitmiş, yerine haluk'un geleneksel, ataerkil, anadolulu düşüncelerinin, kendi ayakları üzerinde duran bilinçli modern cumhuriyet kadını meltem'in düşünceleri karşısında her zaman galip geldiği senaryo anlayışı gelmiştir. haluk bütün ailenin birlikte oturduğu yemek masasında geleneksel, anadolulu bir tirat atar ve alkış, ıslık efektleriyle bu tirata övgü yapılır. bazen haluk'un yemek masası tiratlarındaki saçmalık seviyesi o kadar yükselir ki o yıllarda istanbul caddelerinde terör estiren, birçok can ve mal kaybına yol açan şantiye kamyonlarına dahi övgüde bulunduğuna şahit oluruz. eski dönemlerde olsa kendi düşüncesini söyleyip buna karşı çıkacak olan meltem ise oturur ve bu övgüyü hayranlık içerisinde dinleyerek haluk'a hak verir. aslında dizinin dönüşümündeki en trajik kısım budur. yanlışı gördüğünde hiç çekinmeden çat çat çat haluk'un yüzüne vuran meltem, geleneksel düşünceler karşısında mağlup edile edile dibine kadar pasifize edilmiştir. tabii ki bu bölümlerde haluk'un komşularıyla olan ilişkileri de daha sorunludur. geleneksel konular üzerinden komşularına karşı yaptığı zorbalık seviyesi oldukça artmıştır. düşük profilli, haluk'un taşra erkeği tavırlarına karşı koyamayacak kadar yumuşak karakterli komşular üzerinden haluk'un geleneksel düşünceleri daha da pekiştirilir hale gelmiştir. komşuları ile arasında, selami ile arasında olduğu gibi bir dostluk ilişkisi olmadığı için daha vurdumduymaz, daha rahatsız edicidir.


kısacası

bu dizi ilk yayına girdiğinde, çekirdek aile ve komşuluk ilişkileri üzerinden topluma bir şeyler anlatmaya çalışan, bunu yaparken de geleneksel ve modern değerler arasındaki dengeyi iyi koruyan bir diziydi. özellikle meltem üzerinden hür ve bağımsız modern cumhuriyet kadını portresini çok iyi çiziyordu. dizinin ara vermesi belli bir süre sonra tekrardan yayına girmesiyle geleneksel ve modern değerler arasındaki denge tamamen gelenekselin lehine döndü. ataerkil aile yapısına önceden yapmadığı kadar övgü yapmaya başladı, kadını değersizleştirdi. dönem dönem ise iktidarın o dönem gündemi meşgul eden politikaları ile paydaş düşüncelerde bulundu.