Çoğu Erkeğin Aldatıldığının Farkında Olmamasıyla İlgili Güldürürken Düşündüren Bir Hikaye

Çoğu erkek aldatıldığının farkında değil mi, yoksa farkında mı bilemiyoruz fakat bu konuyla ilgili Ali Lidar'ın ilginç bir hikayesi var.
Çoğu Erkeğin Aldatıldığının Farkında Olmamasıyla İlgili Güldürürken Düşündüren Bir Hikaye


barlar sokağının henüz barlar sokağı olmadığı zamanlarda o sokaktaki bir apartmandaydı evim. karşı çaprazımızda sokağın o zaman ki tek barı olan 6.45, alt katımızda leydi bayan kuaförü, onun yanında da özdemir’in dövmeci dükkanı vardı.

leydi abinin de özdemir’in de pek iş yapamamalarından ve benim de yazları ekseriyetle işsiz it gibi yapacak hiçbir şey bulamamamdan mütevellit akşam olmadan barda içmeye başlar hava kararmaya yakın bir bardak daha mı içsek yoksa birbirimizin kafasına mı sıksak diye düşünür dururduk. hayatımın hiçbir döneminde canımın o zamanlardaki kadar sıkıldığını hatırlamam..

o saçma sapan günlerin birinde, benim de özdemir’in dükkanında olduğum bir öğleden sonra içeri otuz yaşlarına yakın bir adam girdi. elinde tuttuğu buruşuk kağıdı uzatıp dövme yaptırmak istediğini söyledi. özdemir önce kağıda sonra adamın suratına sonra tekrar kağıda ve sonra da bana baktı. merak edip elimi uzattım. kağıdı alıp baktım. bir boka benzetemedim. ben de adamın suratına baktım önce sonra kağıdı özdemir’e verdim. sonra da dayanamayıp epeydir süren sessizliği bozdum. “abi bu ne?” “bunu yapacaksınız”, dedi ve bir çırpıda tişörtünü sıyırıp yan dönerek eliyle böbreğinin üstündeki yumuşak bölgeyi gösterdi. “buraya yapacaksınız.” özdemir şaşkınlığı üzerinden atamamış, “tamam yapalım amına koyim da bu ne lan?” dercesine bakıyordu. iş başa düşmüştü yine.

kağıtta görülen tek şey ceviz büyüklüğünde siyah bir lekeydi. büyük, kenarları taşmış, içi dolu siyah bir yuvarlak. neydi lan bu? sordum tekrar; “abi, bu ne?” “doğum lekesi!” al işte. zaten akıllı adamın bizle ne işi olur? “senin doğum leken mi abi? herifin surat düştü. çenenin yayına sıçayım ali o nasıl soru lan? adam şimdi tekme tokat dalacak bize! neyse dalmadı allahtan. “yok benim değil. eski sevgilimin. aynı yerde aynı şekilde bir doğum lekesi vardı onun. aynısından yaptırmak istiyorum.”

herif konuşunca gaza geldim ben de, “abi madem çok seviyon kızı isminin dövmesini yapalım, kalp yapalım bişey yapalım. doğum lekesi dövmesi olur mu hiç?” “yok lan ne sevmesi. onun anasını sikeyim ben. üç sene beraberdik bu kaltakla. köpek gibi aşıktım. birgün en yakın arkadaşımla yattığını duydum. sıkıştırdım biraz itiraf etti.

bir kere de yapmamışlar üstelik defalarca yatmış kansızlar!” acıdım. gözleri dolmuştu adamın. ” ee siktir et abi o zaman. unutman lazımken ne diye kızın doğum lekesinin dövmesini karnına yaptırırsın? güldü… “kızı siktir ettim abicim zaten mesele o değil. mesele en güvendiğim, en sevdiğim insanın bile hiç ummadığım bir anda beni aldatabileğini unutmak istememem. kiminle olursam olayım, karım bile olsa yanımdaki, her çıplak kaldığımda bu amına kodumun lekesine bakıp kendi kendime diyeceğim ki, unutma lan! sakın unutma herkes herkesi her an aldatabilir. herkes herkesi her an aldatıyor olabilir. herkes herkesi bir ara muhakkak aldatır. lekeye bak ve sakın unutma!” tekrar göz göze geldik özdemir’le.

“birer tane de biz mi yaptırsak lan?”