Diktatör Olunca Yapmadan Durulamayacak Ufak Şımarıklıklar

Hepimiz "elimizde sınırsız güç bulundursak ne olurdu" diye şöyle bir düşünmüşüzdür. Sözlük yazarları da kendi düşüncelerini paylaşmış ve ortaya oldukça keyifli şeyler çıkmış.
Diktatör Olunca Yapmadan Durulamayacak Ufak Şımarıklıklar
iStock.com

tedavüldeki tüm banknotları kaldırıp; 13 lira, 7 lira, 31 lira gibi paralar bastırmak.

uğraşsın pezevenkler.

her hafta tatil günlerini bir gün ileri almak. mesela bu hafta cumartesi pazar tatildi. haftaya pazar pazartesi, sonraki hafta pazartesi salıyı tatil yapmak. böylece hiçbir günün sendromu olmamasını sağlamak. cumartesinin torpilli olmasına engel olup. hak, eşitlik, adalet sağlamak.

(bkz: çok adil bir diktatör)

ülkenin en büyük barajını diyet kola ile doldurup üzerine kamyonlarca mentos boşaltmak, görüntüyü helikopterden seyretmek, bence olası şımarıklıklar arasında en muhteşemi olacaktır.

özgürce tırnak yemek. ortaklaşa basın açıklamasında falan diğer ülkenin başkanı konuşurken fütursuzca yiyeceksin misal, söz sana geldiğinde ağzında kalanı ftühh diye tükürüp konuşmana başlayacaksın.

maydanoz'u yasaklamak, en azından kullanımını ruhsata bağlamak.

arkadaş dürümcüde, çorbacıda, türlü zeytinyağlı yemek satan yerlerde sana sormadan yemeğinin içine tıkıştırıyorlar, meretin tadı da baskın iki yaprak bile girse yemeğin içine işgal ediyor her yanı. sevmiyorum arkadaşım, mutlak surette her şeye maydanoz sokan mekanlar fişlenmeli, maydanoz isteğe bağlı olarak kullanılmalı mümkünse servis elemanlarına özellikle belirtilmediği sürece türlü gıdadan uzak tutulmalı. çok dertliyim.

bütün dolmuş ve taksi şoförlerine pembe papyon takma zorunluluğu getirmek. çok erkeksiniz, çok maçosunuz ya kodumun bebeleri, işte ben sizin suratınızı o zaman görürüm.

barcelona takımını taşıyan thy uçağını bir emirle istanbul'a indirttikten sonra barcelona takımıyla altıya altı halı saha maçı yapmak. maçtan sonra da "aferin evladım!" deyip messi'yi alnından öpmek ve boynuna bir adet cumhuriyet altını takmak. barcelona'yı geri gönderirken de uçağın bagajını çökelek, süzme yoğurt, pastırma, tarhana, cevizli sucuk gibi yöresel lezzetlerle doldurtmak.

maçı stadyumda izlerken pozisyonu bir anlık dalgınlıkla kaçırdıktan sonra canlı olarak tekrarlatmak. güzel golün tekrarını orada bir kez daha futbolculara tatbik ettirmek.

sinemada uyku bastırınca filmi "pause"a aldırmak, uyandıktan sonra devam ettirmek.

bazukayla ucuz helikopter düşürme eğlencesi düzenlemek. 

danışmanlar kuruluna -kaç kişilerse artık- yalandan bana saldırmalarını söylemek, adamları yalandan dövmek, danışmanların dravdan dayak yemeleri.

çok imrenilesi eğlenceler bunlar benim için.

tüm ahaliyi boş bir alana çağırıp bir müddet bekletip gerilimi iyice artırdıktan sonra kürsüye çıkıp "şimdi dağılabilirsiniz" demek en büyük isteğimdir.

hristiyan bir ülkede diktatör olsaydım tabutla ölü gömmeyi yasaklardım. gizli gizli tabutla gömmeye çalışanların da ağzını burnunu kırdırtırdım.

kaç ağaç gidiyor o tabutlara? cevap verin lan! itler!

artık 6 saatlerden 4 yılda bir 29 şubat değil, temmuz ya da ağustosa eklenecek bir cumartesi yaratmak. yatıyorsun cumartesi, kalkıyorsun yine cumartesi! diktatör değil miyim? yaparım valla.

"orospu çocukluğunun lüzumu var mı" diye referandum yapmak.

basılacak bütün kitapları hardcover olarak bastırtmak.

helikopterden sepet sarkıtarak, mahalle bakkalından alışveriş yapmak.

samimi bir arkadaşın öldüğünde ona kıyak olsun diye milli yas ilan etmek.

ülkedeki bütün erkeklere mohavk saç sitilini zorunlu kılmak. 

ülkenin milli marşını bir muse şarkısı yapmak. 

yeni tatiller ilan etmek (17 nisan orta boylular günü, 12 ocak milli sıra bekleme günü, alternatif/indie müzik haftası mesela)

hugh jackman'ı karısından ayırıp, nikahıma almak. amma da ufak şımarıklık oldu ya neyse, yuva yıkıyorum resmen.

ülkedeki tüm yaya geçidi levhalarını abbey road albüm kapağı şeklindeki yenileriyle değiştirmek. telifi neyse cebimden öderim, hiç sorun olmaz..

oscar ödül törenine gidip beğendiğim filmlere oscar vererek yapmak istediğim şımarıklıklardır. çok çok beğendiğim filmlerin yönetmeni ve oyuncuları sahneye çıktığında başlarından aşağıya peçete ve gül yaprakları dökerim lan.

karışık çerez tabaklarından sarı ve beyaz leblebiyi ilelebet men etmek, isteyen ayrı alsın yesin.

bu da böyle bir şımarıklığımdır.

bütün kütüphanelere, siesta odaları koymak. bozuklukla çalışır, bir kişinin sığacağı büyüklükte olur, içerden kilitlenir, uykuyu abartma tehlikesine karşı kilitlendiği andan yarım saat sonra otomatik olarak açılırdı.

kitap yazıp adını dalgam koymak...

20 milyon aileye kaliteli müzik sistemi hediye ederim.

kaliteli bir ses sistemi 1000 lira desek. 20.000.000x1000= 20 milyar tl. pazarlık ile rahatlıkla 10 milyar liraya kadar indirilir. yanında her aileye en az 10 adet albüm dağıtılmasını bile talep ederim. hangi firma bir anda 20.000.000 sipariş almış? tabii ki kabul ederler. (bkz: hesaplayan adamlar)

2 haftada ülkenin müzik zevki değişmezse, 1 ayda müzik hakkında atıp tutanların sayısı yarıya inmezse, 2 ayda algılar açılmazsa, 5 ayda her iş kolunda %100 verimlilik artışı yaşanmazsa, harcanan 10 milyar tl 1 yılda fazlasıyla geri dönmezse bırakırım bu işleri.