Dolarla İş Yapan Şirket Sahibi Ekşi Sözlük Yazarlarının İçinde Bulunduğu Durum

Döviz hızla yükselirken bu durumdan en çok etkilenenlerden biri dolar/euro ile iş yapan şirket sahipleri oluyor haliyle. Şirketi olan Ekşi Sözlük yazarları, içinde bulundukları kriz ortamını anlatmışlar.
Dolarla İş Yapan Şirket Sahibi Ekşi Sözlük Yazarlarının İçinde Bulunduğu Durum

sektör: karavan, karavan aksesuarları, kamp malzemeleri üretimi, küçük bir taraf da mobilya üzerine

- işletme sermayem artık kesinlikle yetmiyor.

- ithal -mecburen ithal- hammadde/ara mamül kullanıyor ve alamıyorum. alsam, vade ödemesini hesaplayamıyorum.

- çoğu durumda artık param olsa da, ithal menşeili ara mamül alamıyorum. tedarikçiler -önlerini göremedikleri için- hammadde satmıyor.

- enerji, nakliye ve öngörülemeyen -ve zaten bulunamayan- girdi maliyetleri sebebiyle: a) artık yurtiçi piyasaya satış yapmak imkansız... b) ithal girdiye mecbur olduğum "fakat" döviz kurları sebebiyle satın alamadığım için üretim yapmam imkansız. yani, yüce ekonomistimizin düşündüğü gibi "döviz yükselirse ihracatçının rekabet şansı artar" şeklinde olmuyor işler. hammadde alamıyoruz! hammadde bu-la-mı-yo-ruz! üretemiyoruz!

- önceden verilmiş ithal hammadde/ara mamül siparişlerinin vade ödemeleri geliyor sürekli. son 10 gündür, borçları vadelerinden önce ödeyip kapatmaya uğraşıyorum. çünkü, her gün borçlar tl bazında akla hayale sığmayacak şekilde artıyor, yetişmek mümkün değil!

- kendi adıma, üretici enflasyonu %80+ seviyelerinde. saçma sapan hammadde fiyatları var.

- piyasadan alacakları toplamak zaten rutin bir problemdi. artık problem bile değil. "alacak toplamak" gibi bir durum söz konusu değil artık, kimsede kuruş para yok.

- bugün sabah aldığım bir telefonla öğrendim ki, epeydir tanıdığım, orta ölçekli bir kobi işleten bir tanıdığım dün gece kalp krizi sebebiyle vefat etmiş. günlerdir -vadesi gelen döviz borcunu ödeyebilmek için- para aranıyordu.

tüm bu sebeplerden dolayı, stoktaki hammaddeler tükendikten, eldeki siparişler teslim edildikten sonra tasfiye sürecine girecek, şirketi kapatacağım. bu kadar saçma sapan ekonomi programında üretici olmaya, kâr beklentisi içerisine girmeye, kaliteyi düşürmemeye çalışmaya, sağlıklı bir ruh hali için çırpınmaya gerek yok, zaten imkan yok.

tanıdığım 6 şirket tası tarağı satıp yurt dışına çıktı, üretimini bulgaristan'a kaydırdı. bu hafta içerisinde 2 şirketin daha gidiyor olduğunu biliyorum.

an itibarıyla yurtdışındayım ve üretim için yer ve kendim için konut bakınıyorum, yani bir nevi şirketi yurt dışına taşıyorum. çünkü borçlar yüzünden kalp krizi geçirmek değil, yaşamak istiyorum.

hiçbir şekilde, borçlarımdan dolayı batmam veya borç takıp kaçacak durumda değilim. tabii bunu ancak ve ancak, son 4 yılda yaptığım tüm yatırımları elden çıkararak gerçekleştirebilirim. yani 4 yıl, onca emek, onca çaba uçtu gitti...

çivi üretim fabrikasıyız

ham maddemiz olan filmaşin demiri dolar ile alıp dolar ile satıyoruz. iç piyasada an itibariyle satışları durdurduk.

dün kur 11 civarı iken bugün 13.35'i gördü. dün verdiğimiz fiyat ile bugün verdiğimiz fiyat arasında dağlar kadar fark var. müşteriye kur kaynaklı diyoruz fakat fırsatçılık yaptığımızı zannediyorlar. halbuki ben dün kazandığım para ile bugün o parayı kazanmak için aldığım demiri alamıyorum.

tam bir kaos durumu içerisindeyiz.

yaşadığım şehrin en büyük şirketlerinin ceo veya sahipleriyle yaptığımız görüşmeler sonrası diyebilirim ki

olabildiğince az üretim yapıyorlar ve satış yapmak için gönülsüzler. çoğu zaten üretimi durdurmasa da satış yapmayı bırakmışlar.

5 liraya aldıkları hammaddeyi bir daha bu fiyata alamayacaklarını, hatta belki bulamayacaklarını düşünüyorlar. bu sebeple 10 liraya satmak için üretim yapmak yerine belki 20 liraya satabiliriz diye düşünüyorlar ve bekliyorlar. hammadde üreticisi zaten satmaya gönülsüz neden satayım ki 1 hafta sonra yüzde 20 karla satabilirim diyor.

üretim yok, stokçuluk arttı ve zerre kızamıyorum da kimseye; adamlar haklı.

tekstilciyim, yüzde seksen oranda ihracat yapıyorum, gerisi iç piyasa

şu an gülmem oynamam lazım basit mantıkla düşünürsek ama iş hiç öyle değil.

uzun zamandır zaten bir pamuk krizi var, hammadde yok. bu krizi geçen seneden yanlışlıkla fazla aldığımız kumaşları kullanarak atlattık. (her şerde bir hayır var) ancak yeni siparişler için kumaş alımı yapamıyorum, çünkü kumaşlar ithal. kumaşçılar sabah başka öğlen başka fiyat veriyorlar. vade zaten yalan oldu ama bugün itibariyle telefon bile açmıyor duruma geldiler. elimde sipariş var, hammaddem yok.

iç piyasa için tek yol döviz teklif vermek. veya anlık teklif onayı isteyip anlık hammadde alımı yapmak, o da maliyetler bütçeleri aştığı için gerçekçi değil. teklif onayı gelene kadar fiyatı arttırmam gerekiyor.

ihracatlarım içinse navlun fiyatları şaka gibi durumda, bazı bölgelere teklif dahi alamıyorum (ingiltere). navlun dahil fiyat verdiğim siparişlerden zarardayız. yansıtabildiğim müşterilerim şimdilik günü kurtarıyor, ama astarı yüzünden pahalı geldiği için gelecekte kendilerine iş yapamayacağım muhtemelen.

şu an tek etkilenmeyen kalem işçi maliyeti, o da zaten yeni yıl zamlarıyla "avantaj" olmaktan çıkacak. işçisini düşünen şirketler bile tek kazancı işçi üzerinden yapabiliyorlar şu an maalesef. zam oranları olabildiğince minimum olmak zorunda iş yapabilmeye devam etmek için.

bu bir krizdir arkadaşlar.

yılların satınalma sorumlusu olarak ilk defa karşılaştığım bir durumu paylaşayım

an itibarıyla tedarikçilerimizden gelen maillerden birisini aşağıda paylaşıyorum. yorum sizin:

"döviz hareketliliğinden dolayı fiyatlar günden güne değişkenlik göstermektedir. bu süreç içerisinde çok fazla fiyat güncellemesi olmuştur. bunları en az şekilde tarafınıza yansıtmaya çalışıyoruz. fakat yaşanan döviz hareketliliğinden dolayı aynı gün içerisinde dahi fiyatlarımız güncelleme almaktadır. bu bahsettiğimiz ürünlerdeki fiyat farklılığının sebebi budur. sözleşmede belirttiğimiz fiyatları işleme alabilmemiz için hızlı bir şekilde onaylanması çok önemlidir. saatlik fiyat değişimleri almaktayız.

işbirliğiniz için teşekkür ederiz. iyi çalışmalar."

lojistik firmaları navlunları sivriltmiş durumda

türkiye'den kara-deniz taşımacılığı özellikle, fahiş rakamlara çıktı. bu durum ihracatçıları zorluyor. üretici ve ihracatçı tarafında, döviz karşılığında karlılık artmış gibi görünse de maliyetler katlamalı arttığı için bu artış negatif baskı yaratıyor. navlun artışı, türkiye'yi tedarikçi ülke olma konumundan düşürüp, alıcıların alternatif ülkelere yönlenmesine sebep oluyor. her anlamda neresinden tutarsanız tutun, bir kıskaca girmiş durumda şirketler.

sektör: ilaç

ham maddelerin aşırı yükselişinden, buna karşın devletin belirlediği ilaç euro kurunun 4 civarı olması sebebiyle, devlet yeni yılda enflasyon konusunda dürüst davranmadığı takdirde bazı ilaçlar iç piyasaya verilmeyecek. zaten şimdi de eczacı arkadaşlarınıza sorarsanız bazı ilaçların olmadığını söylerler.

ham madde bulmada zaten sıkıntı var. stokçuluk çok yüksek. sene başında 1.35 euro olan malzemeyi geçen hafta 4.25 euroya zor aldım. parayı da veriyorsunuz ama malzeme yok. satışçıların hepsi tok, pazarlık imkansız. zira bugün almazsan 1 hafta sonra 4.5'tan alırsın, yine almazsan elbet başkası alır modu hakim. tüm kalemlerde bir de döviz üzerinden en az %10 zam var. tabii %200 zam artışı olan malzemeler de var. döviz desen iki haftada %40 arttı. e malı bu über zamlı haliyle alsan bu sefer bütçeyi tutturamıyorsun. bu kadar malı alıp, ürünü yaratıp kime satacağız o da merak konusu.

velhasıl kelam, önümüzü göremediğimiz saçma sapan bir dönem içindeyiz. herkes mal stokluyor, fiyat ne olursa olsun alalım diyorlar eyvallah da sene başında 20 tl'ye mal ettiğim şeyi 50 - 60 tl'ye mal edip kime satacağım yav? benim için en büyük merak konusu bu.