En Büyük Rus Yazarlardan Maksim Gorki'nin Sürgün ve Açlıkla Geçen Hayat Hikayesi

Özellikle hayatının ilk yarısı oldukça zor geçen Gorki'nin (1868-1936) neler yaşadığını biliyor muydunuz?
En Büyük Rus Yazarlardan Maksim Gorki'nin Sürgün ve Açlıkla Geçen Hayat Hikayesi

aleksey maksimoviç peşkov, yani maksim gorki... rus öykü, roman ve oyun yazarı. gorki, kanımca hem devrim öncesi hem de devrim sonrası dönemleri gerçekliğinden koparmadan anlatan eserler yazmış tek sovyet yazarıdır. bu yanıyla yaşadığı çağın en büyük ustalarından biri olan maksim gorki, sanata yeni bir kahraman ve sosyalizme estetik bir ideal katar. sadece sovyet edebiyatında değil dünya edebiyatında da sosyalist gerçekçi bir sanat anlayışının yerleşmesinde çok büyük katkısı olan sovyet edebiyatının kurucusu maksim gorki gelecek rus yazar kuşaklarına da örneklik sunar, önderlik eder.

maksim gorki'nin açlık, yoksulluk ve acılarla örülü bir yaşamı olur

bundan dolayı sovyet edebiyatı'nda en büyük proleter yazar sayılır. bu dönemde tüm dünyada işçi sınıfının mücadelesinde bir yükselme vardır. ve bu durum maksim gorki'yi daha da çok öne çıkartır ve geliştirir.

asıl adı aleksoy maksimoviç peşkov olan maksim gorki 28 mart 1868'de novgorod'da köylü bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. çocukluk yılları astrahan'da geçer. babası burada bir gemi acentasında çalışmaktadır. maksim gorki daha beş yaşında iken babası ölür. çok küçük yaşta yetim kalınca, doğduğu yer olan nijni novgorod'a döner. bu arada annesi yeniden evlenince maksim gorki büyükannesi ve büyükbabasının yanında kalır. boyacılık yapan büyükbabası, işleri iyi gitmediğinde gorki'ye bağırır, çağırır, azarlar ve kötü davranır. büyükannesinden başka sevgi ve şefkat göreceği hiç kimsesi yoktur. maksim gorki sevgisiz büyür.

maksim gorki yedi yaşına gelince bir sanat ilkokuluna başlar ama burada en fazla birkaç ay kalabilir. yoksulluk ve açlık kendini dayatınca çalışmak zorunda kalır. bir daha da okuma fırsatını bulamaz. daha sekiz yaşındadır ve çalışmaya başlar. o yıllarda çarlık rusyası'nda tüm halk açlık, yoksulluk ve sefalet içinde bir yaşam sürdürmektedir. tabi ki maksim gorki de bu yaşamdan payına düşeni fazlasıyla alır. çoğu zaman aç, üstü başı yırtık pırtık, yalınayak bir haldedir. maksim gorki açlık, sefalet ve acılarla geçen yaşamından dolayı rusça'da "acı" anlamına gelen gorki takma adını alır.

maksim gorki, sayılamayacak kadar çok yerde çalışmak zorunda kalır

iş için rusya'nın güney ve doğu bölgelerini adım adım dolaşır. çeşitli işlere girer çıkar. sekiz yaşındayken başladığı ilk iş ise eskiciliktir. daha sonra ayakkabı çıraklığı, aşçı yamaklığı, ikon ressamı yardımcılığı, gemi hamallığı, fırın çıraklığı, duvarcılık, gece bekçiliği, demiryolu işçiliği ve avukatın yanında sekreterlik yapar. bütün bu yıllar boyunca açlığın, yoksulluğun ve acının ne olduğunu yaşayarak öğrenen maksim gorki, sokaklarda tam bir sokak çocuğu gibi kavgaların içinde, hatta kavgalara elebaşılık yaparak büyür. gorki sokakları sessiz iken sevmez. sokak çocuklarının sesi, onun için sokağa çıkma ve kavgaya başlamanın işareti gibidir. sokak çocuklarıyla birlikte bir çete kurar. gorki'nin en büyük zevki dövüşmektir. başka da bir eğlencesi yoktur. sokak kavgaları gorki'nin kendini ifade etme biçimi olur. içinde büyüttüğü acılarının, ağır çalışma koşullarının, açlığının yarattığı öfkesinin, isyanının dışavurumu gibidir sokak kavgalarına olan sevgisi. gorki'nin isyankâr yanlarıyla birlikte çok temiz bir vicdanı vardır. örneğin sokak çocuklarının dilencilerle alay etmelerine tepki gösterir.

maksim gorki, çocukluk ve gençlik yılları boyunca mutluluğu, huzuru ve sevgiyi hiçbir yerde bulamaz. dolayısıyla o yaşlardayken içinde bulunduğu ruh halini; "(…) sanki karanlık ve derin bir çukurun içinde yaşıyordum. hissiz, duygusuz ve körleşmiş gibiydim. yarı ölüye dönmüştüm." diye açıklar. ayrıca sevgiden yoksun geçen yılları için; "sevgi denen canlı ve coşkun duygular ruhumda solmuştu... kalbimde ağır bir intikam duygusu bu anlamsız, karanlık ve ölü dünya içinde yalnızlığımın şuuru kül altında bir ateş gibi gıcırdıyordu."

maksim gorki daha çok küçük yaşlarda iken bile iyi bir gözlemcidir. daha çocuk yaştadır ama çalışma koşullarının adaletsizliği ve patronların çıkarları için ne kadar çirkinleştiklerini, ahlaksızlaştıklarını görür ve anlar. dolayısıyla patronlara karşı büyük bir kin ve öfke besler. patronların koyduğu kuralları çiğneme isteği vardır. halkın çarlık baskısı altında açlıktan ve yoksulluktan birer birer öldüğünü görür. zenginlerden alıp fakirlere vermek, fakirlerin karnını doyurarak mutlu ve neşeli olmalarını sağlamak hayallerinin bir parçasıdır.

işsizlik ve çok ağır çalışma koşullarının ortaya çıkardığı ahlaki ve sosyal çöküşü genelevleriyle, sokak çocukları ve sokak kızlarıyla görmek mümkündür. rusya'daki bu genel tablo maksim gorki'nin yaşantısında da kendisini hissettirir. üvey babası işten çıkarılınca yaşamaları daha da güçleşir. annesi açlıktan ve sefillikten verem olur. tedavi ettiremeyen anne ölür. yüreğinin derinliklerinde annesini kaybetmenin acısı ve üzüntüsü vardır. ama hayatın gerçekliği acımasızdır ve büyükbabası gorki'ye artık tek başına kendisine bakmayı öğrenmesi gerektiğini anlatır. gorki on yaşındadır. şehrin merkezindeki bir ayakkabı mağazasında çıraklık yaparak tek başına ekmeğini kazanmaya başlar. gorki'nin çocukluğu son derece cahil, acımasız, dar görüşlü ve anlayışsız insanların arasında geçer.

maksim gorki edebiyattan para kazanana kadar iş için çok değişik yerlere gider

volga nehrinde yolcu taşıyan bir gemide bulaşıkçılık yapmaya başlar. geminin kaptanı gorki'ye okuması için kitaplar verir. bu kitaplar gorki'nin çok ilgisini çeker ve kendi başına ısrarla, inatla okuma yazma öğrenmek için çalışır. ve çok kısa bir zaman içinde yaşamının en büyük tutkusu haline gelen okuma yazmayı öğrenir. artık bütün parasını kitaplara yatırmaya başlar.
gorki üniversite öğrenimi için kazan'a gelir ve ilk gençliği burada geçer. düşündüğü gibi kazan'da üniversite'ye giremez ama burada ilk defa devrimci düşüncelerle tanışır. o dönemde rusya'da köylülüğün önderliğinde devrim olacağını savunan narodnikler vardır. maksim gorki narodnikler'in temsilcileriyle tanışır. güçlü bir gözlem yeteneği olan gorki narodnizmin rus köylüsünü olduğundan abartılı ve idealize eden yanlarını görür, yanlış bulur ve eleştirir.

gorki'nin gençlik yılları kazan'da geçer. gorki 18 yaşındadır ve 10 kapik gibi çok düşük bir ücretle dondurucu soğuklara karşın ölesiye çalışmak zorunda kalır. bu yetmezmiş gibi bir de patronlarından, ustalarından sürekli dayak yer, hor görülür, itilip kakılır ve yoksulluk, sefalet hiç peşini bırakmaz. kazan'a yüksek öğrenimini tamamlamak için gelen öğrencilerle tanışması ve çok istediği halde kendisinin yapamamış olmasından kaynaklı onlarla arasındaki uçurumu fark etmesi, itilip kakılması, açlık ve fukaralıkla birleşince maksim gorki yaşamın ağırlığı altında ezilir, bunalıma girer. ve 1887'de intihar girişiminde bulunur. içinde bulunduğu yaşam koşullarından dolayı tıpkı annesi gibi gorki de akciğerlerinden rahatsızdır. bütün yaşamı boyunca da bu rahatsızlık kendini hissettirecektir.

maksim gorki, üniversiteye giremeyince kendi kendisini yetiştirmeye karar verir

eline geçen her kitabı okumaya başlar ve kitaplar gorki için yaşama tutunacak bir dal olur. sımsıkı sarılır bu dala ve birçok konuda bilgi sahibi olur ama sistemli ve programlı kitap okumadığı için öğrendiği bilgiler dağınık ve birbirinden kopuktur. gorki'nin en büyük şansı kazan'da ilk çalışmaya başladığı yer olan fırının marksist yayınlarla dolu bir kütüphaneye benzemesidir. o dönemin çarlık rusyası'nda fırınlar marksist klasikler ve yasak kitaplarla dolup taşan siyasi eğitim yerleridir. diğer yandan kazan şehri devrimci hareketin en yoğun olduğu yerlerden biridir. dolayısıyla fırında çalışmak maksim gorki için hem bir ekmek kapısı, hem de devrimci düşüncelerini geliştirme, siyasi eğitimini ileriye taşıma devrimci hareketleri tanıma, eylemlere katılma zemini yaratır. tüm bunlardan dolayı gorki'nin yaşamında fırınların ve ekmek işçiliğinin çok özel ayrı bir yeri vardır. nitekim ekmek işçileri isimli romanında da kazan'da ilk çalıştığı fırınlardan birini anlatacaktır.

sonuçta; maksim gorki'nin siyasi eğitimi tamamen rastlantılara bağlı ve gelişigüzeldir. bundan dolayı gorki; kendisinin marksist olduğunu ama bunu kitaplardan ziyade, kazan'da eski ekmek işçilerinden arkadaşı semenov'dan öğrendiğini ifade etmiştir.

rusya'daki işçi sınıfının acı ve sıkıntılarla dolu yaşam koşulları gorki'nin de yaşamının özetidir

buna dair maksim gorki; "insanı yaratanın ‘çevresine karşı direnç' olduğunu çok küçük yaşta anladım" derken, zulme karşı boyun eğmeden, dimdik durmanın, kendine güven ve haklılığına inanmakla olacağını anlatır. elbette ki bu sözleri intihar girişiminden sonra daha sağlıklı düşünerek çıkardığı sonuçlar üzerinden söyler. ve soluk alıp verdiği her günü sıkıntılar, acılar, tehlikelerle dolu olsa da sorunları güçlü iradesiyle aşmayı, onları doğru yöntemlerle çözmeyi öğrenir.

çarlık rusyası'nda 1891'lerde korkunç bir kıtlık başlar. var olan açlık, yoksulluk, sefalet en son sınırına dayanır ve derinleşir. bu kıtlık yıllarında maksim gorki de açlık çeken halkla birlikte kırım, kafkasya ve ukrayna'ya gider. işte bu zorlu, acımasız ve ağır koşullar gorki'nin, sömürü düzenine karşı olan öfkesini büyütür ve mücadele etme azmini güçlendirir.

maksim gorki yirmi bir yaşındadır. ve kazan'dan ayrılarak güney rusya'ya gitmiş, orada bir avukatın yanında sekreterlik yapmaya başlamıştır. ayrıca bu yıllarda maksim gorki yaşlı meşenin şarkısı isimli bir şiir yazar. şiirini şair wladimir korolenko'ya gösterir. korolenko'nun şiirini eksik bulması, onun edebiyatla uğraşmaktan vazgeçmesine neden olur. bu defa rusya'yı yaya olarak dolaşmaya karar verir. bu yolculuğu da ukrayna'dan kafkaslar'a, tiflis'e kadar uzanır. 1889'a gelinmiştir ve çar'ın polisleri, ajanları, gorki'nin peşindedir.

gorki tiflis'te de devrimci öğrencilerle tanışır. ve öğrenciler maksim gorki'yi yaşadıklarını yazması konusunda ikna ederler. 12 eylül 1892'de tiflis'te yerel bir gazete olan kafkas eyaleti'nde makar çurda isimli ilk öyküsünü maksim gorki ismiyle yayımlar. ilk öykülerinden itibaren eserlerinde her daim bir iyimserlik, insanın yaratıcı gücüne ve insana duyulan bir güven ve hümanizm vardır. maksim gorki daha çok rus toplumunun dışına itilmiş işsiz, güçsüz insanların öykülerini yazar. ilk öyküsünün ardından maksim gorki, yerel bir gazetede gazeteci-haberci olarak çalışmaya başlar.

maksim gorki'nin ismini asıl olarak duyuran öyküsü russkoye bogatstvo isimli aylık bir dergide yayınlanan çelkaş (1895) olur

çelkaş o dönemde maksim gorki'nin en başarılı eseridir. ve yazarlığa ilk adımlarını çelkaş ile atar gorki. çelkaş; bir liman hırsızının öyküsünü anlatır. ve maksim gorki'nin çarlık rusyası'nda ayaktakımını konu aldığı ünlü "serseri dönemi" çelkaş ile başlar. dolayısıyla artık gorki'nin edebiyat dünyasına ayaktakımının hayatı girecektir. gorki çoğunlukla çaresiz bir hayatın doğal yaşam mücadelesini yansıttığı öykülerinde; ayaktakımının, alt sınıfların, toplum dışına itilmişlerin, hırsızların, katillerin ve ezilmişlerin yaşamına duyduğu sempatiyi gizlemez. gorki'nin bu ilk çalışmaları; henüz yaşamın gerçekliği ile toplumsal gerçekliği bir dünya görüşü içinde yorumlayıp sonuçlar çıkartan eserler, öyküler değildir.

1897'de yayınlanan malva, eski insanlar, ekmek işçileri isimli öykülerinde gorki, rusya'daki halkın yaşamını ve toplumsal olayları gerçekçi bir üslupla anlatır. ekmek işçileri öyküsüyle gorki, ismini daha geniş bir kesime duyurur ve edebiyat dünyasında kendini kabul ettirir. öyle ki maksim gorki'den tolstoy'la aynı düzeyde bir sanatçı diye bahsedilir.

20. yüzyıla gelindiğinde maksim gorki, ard arda yeni öyküler yazmaya başlar

bu dönem çarlık rusyası'nda kapitalizmin gelişmesi ve halkın yaşamının daha da zorlaşması gorki'nin öykülerinin temel konusu olur. ilk romanı foma, devamında gordayev, onlardan üçü, itiraf, okurov kenti ve matvey kojemyakin 1899'da yazdığı eserler arasındadır. maksim gorki 20. yüzyılı şu sözlerle selamlar; "yeni yüzyıla güçlü, sağlıklı, neşeli insanlar arasında, en güzel biçimde merhaba dedim."

19. yüzyılın sonunda avrupa'da patlak veren sanayi krizi, kısa sürede rusya'yı da kapsayacaktır. kriz yıllarında (1901- 1903) 100.000'den fazla işçi sokağa atılır, 3000 büyük ve küçük işletme kapatılır, işçilerin ücretleri indirilir… sanayi krizi ve işsizlik beraberinde daha fazla işçi, köylü ve emekçi halkı sokaklarda hakkını arar hale getirir.

1901 1 mayıs grevi'nde çar'ın askerleri işçilere saldırır ve kanlı bir çatışma yaşanır. bunun üzerine maksim gorki; "fırtına kuşunun şarkısı" isimli bir şiir yazar. öfkenin gücü ve zafere olan inanç vardır bu şiirde. tüm devrimci çevreler gorki'nin bu şiirini dinler. "fırtına kuşunun şarkısı" isimli şiirini ve aynı tarihte "kasırga'nın türküsü" adlı öyküsünü yayımlayan marksist bir dergi olan jizn hemen kapatılır, maksim gorki tutuklanır ama çok geçmeden serbest bırakılır.

maksim gorki 1901'de pyatnitskki'ye gönderdiği mektupta; "bu insanlar, yeni yüzyılın gerçekten manevi yenilenme yüzyılı olacağının güvencesidir. inanç, büyük bir güçtür ve bu insanlar ideallerinin yenilmezliğine inanıyor. hepsi de bu yolda canlarını vermeye hazır. talih içlerinden çok azına gülecek, çoğu büyük acılar çekecek, birçoğu mahvolup gidecek, ama yeryüzü onların yerini alacak daha çok insan yaratacak ve sonunda zafer iyilik ve adaletin olacak, insanların en yüce ölümleri zafere erişecektir." diye yazar.

bir aydın olarak maksim gorki, ülkesinin, halkının haklı davasına olan inancını; şiirlerinde, mektuplarında, karşılaştığı tüm baskılara, yasaklara, tehditlere, gözaltılara, tutuklamalara rağmen işlemekten geri durmaz. gorki artık rusya'da eserleri, öyküleri, romanları, şiirleri, oyunlarıyla bilinir, tanınır. 1901'de ilk oyunu olan "küçük burjuva" yayımlanır. oyun çok başarılıdır. bunun için rusya polisi gorki'nin üzerine gider ama ülkenin her yanında bu durum büyük protestolarla karşılanır. gorki toplumsal gerçeklikten kopmadan inandığı ve doğru bulduğu halkın haklı davasını kendi davası olarak görür, onu sahiplenir ve savunur. bu çerçevede 1902'de bir oyun yazar. maksim gorki'nin en tanınmış oyunu olan dipte (ayak takımı arasında); toplumun en dibinde yaşayan, ne yapacağını bilmeyen çaresiz insanların, yine de umutsuzluklarını aşıp yaşamın anlamını bulmaya çalışırken, tutunacak bir dal yakalayarak, ayakta kalmak için gösterdikleri dirençleri ve yenilgileriyle içler acısı yaşamlarını anlatır. gorki, dostigayev ve diğerleri isimli oyununda da; sovyet devrimi'nin arifesinde sanayi ve ticaret burjuvazisinin yaşanacak devrim karşısındaki umursamazlığına vurgu yapar.

gorki 1899–1906 yılları arasında petersburg'da yaşar

marksist-leninist düşünceleri benimseyen maksim gorki, rsdip (rus sosyal demokrat işçi partisi) içinde bolşevik kanadı destekler. bütün kazancını parti fonlarına yatırır. bu dönemde gorki yine verem hastalığı ile uğraşmak zorunda kalır ve tedavi için kırım'a gider.

1902'de rusya bilimler akademisi'ne üye seçilir fakat siyasi duruşundan dolayı kısa süre içinde üyeliğine son verilir. rusya'da kapitalizmin bunalımlarının, sömüren sömürülen ilişkisinin çok açık yaşandığı bir dönemdir. gorki sansürü aşabildiği kadarıyla devrimci eğilimli genç yazarlara eserlerini yayınlama fırsatı vermek için znaniye (bilim) isimli bir yayınevi kurar. bu yayınevi aynı zamanda znaniye okulunun da temeli olur.

rus sosyal demokrat işçi partisi'nin ii. kongresi 1903'de yapılır. bu kongre'de bolşevikler ve menşevikler olmak üzere iki eğilim baş gösterir. gorki bu süreçte de marksist bir aydın olarak bolşevikler'i destekler. rusya'nın asya tarafında artık ömrünü doldurmuş ve çürümeye yüz tutmuş feodal, yarı-feodal sistem kapitalizme geçiş sancıları içinde kıvranırken, batı yakasında kapitalizmin tekelci aşamaya gelişi söz konusudur. işte gorki'nin eserlerinde rusya'da aynı anda görülen farklı gelişim aşamalarındaki kapitalizmin yansımaları ve er ya da geç rusya'daki işçi sınıfı ve köylülüğün birleşerek çarlık rejimi ve feodal düzeni değiştirmedeki kararlılığı, bunun kaçınılmazlığı, ayrıca rus aydınlarının, burjuvazinin ve orta sınıfların eski tarz (feodal düzen) yaşama imkânlarının mümkün olması vardır

19. yüzyılın ikinci yarısında fransa'da zola, kuzeyde ibsen natüralizmin temsilcileridir. bu dönemde lucas, natüralizmi "yüzeysel gerçekçilik" olarak tanımlar. gorki de natüralist edebiyat akımının yanlışlığını anlatır. 1904'lere gelindiğinde yağmacı ve talancı bir savaş olan rus-japon savaşı başlar. maksim gorki de bolşeviklerle birlikte işçi, köylü ve tüm emekçi halkı savaşa karşı grevlere, protestolara çağırarak mücadelenin içinde olur.

9 ocak 1905 sabahı erkenden petersburglu işçiler açlık ve yoksulluğun sona ermesi talebiyle (karıları, çocukları, yaşlılarıyla birlikte) ellerinde çar'ın resimlerini taşıyarak "kışlık sarayı"na yürür. silahsızdırlar. bolşevikler bu yürüyüşün yanlış olduğunu ve mücadele ederek hakların kazanılacağını anlatsalar da yürüyüşçüleri ikna edemezler. yine de işçilerin en önünde yer alırlar. çar ii nikola işçilerin üzerine ateş açtırır. 2000'den fazla işçi ölür. ölenlerin çoğu bolşeviktir. 9 ocak 1905 daha sonra "kanlı pazar" olarak anılacaktır. yoksul halkın içinden gelen devrimci ve sosyalist bir kimliğe sahip maksim gorki, onurlu bir aydın tavrı göstererek kanlı pazar'ı protesto eder. bunun için çarlık hükümeti tarafından gözaltına alınarak peter ve paulus kalesinde tutulur. özellikle dış basının yoğun tepkisi ve teşhiri sonucu serbest bırakılır.

1905'in ekim ayında bolşeviklerin yaptığı çalışmalar sonucu bütün hayat durdurularak "genel grev"e gidilir. çar korkuyla içinde göstermelik haklar vadeden 17 ekim 1905 manifestosu'nu yayımlar. bolşevikler halkı mücadeleye çağırır. gorki, bu dönemde devrimci yazılara ve toplantılara önem verir. yeni hayat isimli bir dergide çalışmaya başlar. burada yeni hayat dergisinin baş redaktörü olan bolşevik partisi'nin önderi lenin'le tanışır. lenin 1905 devrim öncesi hazırlıklar için rusya'ya döner. maksim gorki de lenin'in yanında silahlı ayaklanmanın içinde yer alır. maksim gorki insanlık tarihinin en büyük siyasal ve kültürel altüst oluşlarından birinin aktif parçası olma özelliğine de sahip olacaktır.1905 aralık silahlı ayaklanması yenilgiye uğrar. çarlık hükümeti cellâtları, işkencecileriyle katliamlarını artırır.

gorki, 1906'da amerika gezisine çıkar

burada gördüklerini ve izlenimlerini gorod jolto vo dyavola'da (sarı şeytanın kenti) anlatır.

rus proletaryasının devrimci mücadelesini en iyi anlatan "ana" isimli romanını maksim gorki bu dönemde kaleme alır. ve devrimci harekete atfen yazar ana'yı. maksim gorki'nin dünya klasikleri arasına giren ana isimli romanı devrimci bir niteliğe sahip önemli bir eserdir. ayrıca ana, maksim gorki'nin devrimci harekete adadığı tek romanıdır. ana sadece rusya'da değil tüm dünyada büyük bir ses getirir. gorki burada devrimin yani "sosyalist anavatan rusya ana'nın" çocuklarına neler kazandıracağına yönelik görüşlerini de ortaya koyar. gorki'nin burada işlediği tema; insanın kendini halkın kaderinden uzak tutmasıyla kişiliğini yıkarak, ruhunu öldüreceğidir. "insan olmak, halkın kurtuluşu ve mutluluğu ve özgürlüğü için yürüttüğü mücadeleye katılmaktan geçer" der gorki. ayrıca bireycilik ile ilgili olarak da; "bireycilik kadar insanın bireyselliğini öldüren daha başka bir şey yoktur " diye düşünür. işte bu tanımlar maksim gorki'nin bir çok eserinde vardır. insan onurlu bir kelimedir gorki için. buna dair de; "hümanistlik yaparak insana acımak yerine içinde yer aldığı ortamını, yaşamını yeni baştan biçimlendirme yeteneğine inanarak buna yönlendirmek gerekir" der.

gorki 1906'da rusya'dan italya'ya siyasi sürgün olarak gider

bu yıllarda italya'daki capri adası muhalif rus sürgünlerinin kaldığı yerdir. gorki sürgünde lenin'in önderliğindeki devrimci hareketle bağını koparmaz. ancak diğer yandan gorki aleksander alek sandroviç bogodanov çevresinin "tanrı yaratma" yani her şeyde din olgusunu öne çıkartan teorilerine bağlanır. özellikle de 1908 yılında bir itiraf adlı romanında gorki'nin, hıristiyanlık ile marksizmi bağdaştırarak "tanrı yaratma" denilen dinsel felsefi eğilime kayması lenin tarafından "marksizmden sapma" olarak değerlendirilir. 1913'lerde de buna benzer eleştiriler alır gorki. lenin ile tartışmaları olur.

1913 yılında çar'ın çıkarttığı bir afla maksim gorki ülkesine döner

gorki, rusya'nın 1. paylaşım savaşına girmesi karşısında yer alan bolşevik partisi ile aynı düşüncededir. 1917'de bolşevik partisi önderliğinde ekim sosyalist devrimiyle devletin yönetimi işçi sınıfının eline geçer. ekim devrimi insanlık tarihinde yeni bir çağı, proleter devrimler çağını açar. maksim gorki hükümetle işbirliğine girerek bilim ve kültürün yok olmaması ve gelişmesi için değişik kurumların temelini atar. örneğin yazarların, aydınların, bilim adamlarının yaşam koşullarını (yaşamlarını sürdürmeyecek durumdadırlar) düzeltmek, çeviri yaparak gelir sağlamalarına yardımcı olmak için tüm olanaklarını kullanan gorki'nin ilk temelini attığı kurumun ismi dünya edebiyatı'dır (mirovaya literatura). gorki aynı dönemde rus halkı ve aydınlarıyla yakın ilişkiler kurar. ve gorki'nin bu güçlü bağları sayesinde rusya'nın aydın ve sanatçıları halkla iç içe büyür. yine aynı dönemlerde savaş komünizmi dönemi başlar. bu dönemde de gorki diğer sanatçı ve aydın yazar arkadaşlarıyla birlikte halkın yoksulluğunu, sıkıntısını paylaşır. bir dönem sonra maksim gorki, ekim devrimi ile ilgili yanlış değerlendirmelere girer. sadece sosyal devrimden yana olduğunu, rusya'da halkın daha henüz devrim yapacak olgunluğa gelmediğini, önce bilinçlenmesi gerektiğini düşünmektedir. lenin, dostça yaklaşarak gorki'ye hataya düştüğünü anlatır ve eleştirir. gorki hatasını hemen kabullenmez. ve gorki'nin novaya jizn isimli gazetesi lenin'in yöneticiliğini yaptığı pravda gazetesine karşı sosyalizme zarar verici içerikte polemik yürütür. novaya jizn kapatılır. maksim gorki lenin ile olan dostluğunun sınırlarını zorlayınca lenin ona tüberkülozunu tedavi için yurtdışına gitmesini önerir. bunun üzerine maksim gorki italya'nın sorrento kentine yerleşir.

maksim gorki "çocukluğum", "ekmeğimi kazanırken" ve "benim üniversitelerim" isimli üç ciltlik bir diziyi oluşturan öz yaşam öyküsünü italya'da bitirir. bunlar rusça otobiyografilerin en iyilerindendir ve gorki'nin sosyalist dünya görüşünü benimsemesine kadar giden yolu gösterir.

bu arada 21 ocak 1924'de moskova yakınlarındaki gorki kentinde sovyet halkının önderi, öğretmeni ve bolşevik partisi'nin yaratıcısı lenin ölür. gorki italya'da lenin'le ilgili anılarını kaleme alırken lenin'i çok sevdiği bir insan olarak tanımlar. ayrıca daha önce lenin'le yaptığı tartışmalardan sonuçlar çıkartarak hatasını kabullendiğini; "proleterya diktatörlüğünün o zaman sahip olduğumuz biricik hakiki devrimci gücü yani, politik eğitimden geçmiş işçilerin gücünü çözüp yok edeceği endişesini taşıyordum" şeklinde anlatır. gorki'nin bu samimi açıklaması, marksizm'den saparak düştüğü hatayı ve kendi düşüncelerinin yanlışlığını, lenin'in düşüncelerinin doğruluğunu kabul etmesidir.

maksim gorki 1929 yılında stalin döneminde ülkesine döner

artık sovyet yazarlarının en önde geleni ve önderi maksim gorki'dir. 1925'lerden sonra kaleme aldığı eserlerinin hemen hepsi rusya'da devrim öncesi yani çarlık rusyası dönemlerini anlatır. örneğin; "artamonovlar" devrim öncesi çarlık rusyası'nda kapitalizmin yükseliş ve çöküşünü anlatır. "klim samgin'in hayatı" dört kitaptan oluşan bir romandır. gorki'nin en çok beğenilen eserlerinden biri de yaşamının son yıllarında yazdığı rus yazarlarıyla ilgili anılarını bir araya topladığı "tolstoy, çehov ve andreyev'den anılar" isimli kitabıdır. gorki bu büyük isimleri; diğer rus yazarlarının yaptığı gibi abartı ve süslemeye düşmeden canlı bir dille anlatır. çehov ve andreyov ile olan anıları ise gorki'yi dünya edebiyatının en büyük edebi portre ustalarının düzeyine yükseltir.

çevresini değiştirirken kendisini de değiştiren çok yaratıcı bir insandır maksim gorki

sovyet sanatı sosyalist kültürün temsilcilerinden olan gorki'yle dünya kültürüne yenilik getirir. gorki boydan boya rusya ismiyle bir araya getirdiği kısa öyküleri ve öz yaşam öyküsüyle hiçbir bencilliğe ve kaygıya düşmeden olduğu gibi kendi kişiliğini koyar ortaya. sosyalist bakış açısıyla edebiyatta, sanatta yeni bir tarz yaratmış olur. bundan dolayı 1917 ekim devrimi sonrası dönemde birbirinden farklı değişik sanat dallarının yeni ustaları gorki'nin aydınlattığı bu yolda, onun yaratmış olduğu bu yeni karakterle, yeni tarzla ilerler. bunlardan bazıları; eisenstein'in "potemkin zırhlısı", pudovkin'in gorki romanından çektiği "ana" filmi ve ostrovski'nin "çelik böyle sertleşti" isimli eserleridir. işte bahsettiğimiz bu yeni tarz eserlerdeki temel konular; rusya'daki devrimci mücadele ve sosyalist kişiliklerin oluşum ve gelişim süreçleridir. yani bu tablo rusya'da bir altüst oluşu ifade eder. ve bu dönem için gorki de lenin'in sözlerine katılır; "ülkemizde herkes için gün gibi açıktır. emeğe yeni bir bakış açısı getiriyor bu atılım ve emeğe topluma ve çevreye karşı temelden yepyeni bir tutumu temsil ediyor".

aynı yıllarda gorki bir dizi tiyatro eseri de yazar

"batak", "vaysa", "jeleznova", "yazlıktakiler" ve "düşmanlar" yazdığı oyunlardan bazılarıdır. batak isimli oyunu almanya'da da iki yıl süreyle oynanır.

1932'de sovyetler birliği'nde sovyet yazarlar birliği kurulur. bu birliğin ilk başkan maksim gorki olur. 1934'ün ağustosu'nda tüm rusya sovyet yazarları kongresi'nin kapanış konuşmasını gorki yapar; "çeşitli cumhuriyetlerin kültürleri biçim bakımından ulusal, öz bakımından sosyalist olarak kalacaktır…"

maksim gorki sovyet edebiyatına "sosyalist gerçekçilik" yönteminin uygulanmasında ve yerleştirilmesinde çok önemli bir yere sahiptir. 1935'de şçerbakov'a bir mektup yazar gorki; "sosyalist gerçekçiliğin amacı, eski dünya kalıntılarıyla mücadele ederek onların etkilerini ortadan kaldırmaktır. ama temel görev, yaşamı sosyalist ve devrimci bakış açısıyla tanımaktır."

gorki, "sosyalist gerçekçilik üzerine" başlığı altında yazdığı makalesinde sovyet halkına şunları söyler: "geçmişin zehirli, katlanılmaz, kötü etkilerinin, gerektiği biçimde ortaya konması ve anlaşılması için, bunlara şimdi kazanılan başarıların doruğundan, gerçekle ilgili büyük ideallerin yüksekliklerinden bakma yeteneğine sahip olmak gereklidir. bu yüksek görüş noktası, edebiyatımıza yeni bir tema kazandıracak, yeni biçimler yaratmasına yardımcı olacak ve bizim için yepyeni bir yönelim –sosyalist gerçekçilik- yaratacak olan, onurlu ve kıvançlı bir duygu uyandıracaktır." gorki devrimci-sosyalist bir yazar olarak kısa süreli düştüğü hatalar dışında bütün yaşamı boyunca bu görüşlerine ve düşüncelerine bağlı kalır.

sosyalizmin yarattığı gorki'nin desteği, yardımları ve önerileri k. fedin, l. leonov, l. babel, a. makarenko gibi yazarların yolunu açar ve onların kariyerlerini büyütmelerine yardımcı olur. çünkü gorki bildiklerini, gördüklerini kendine saklamaz, başkalarına öğretir, onlandan da öğrenir.

maksim gorki 1922–23 yılları arasında yazdığı eserlerin devrim sonrası basımına hazırlık için bütün yazdıklarını yeni baştan gözden geçirir ve sosyalist bakış açısıyla düzeltir. bu, çok büyük ve anlamlı bir çalışmadır; gorki'nin tarzını, stilini yenilemesini, edebi açıdan daha da donanmasını ve gelişimini yansıtan bir çalışma olur. beraberinde gorki'nin yeger buliçov ve ötekiler, dostigayev ve ötekiler gibi tiyatro oyunları ile vaysa jeleznova'nın yeni baskısı da dünya dramatürjisine yenilikler getirir. tüm dünyada tiyatro sanatının gelişmesinde gorki'nin oyunları etkili olur. yaşamının son döneminde tekrardan sağlığı bozulur ama hastalığına teslim olmadan yaratıcılığını arttırmaya çalışır. gorki, bütün edebiyat çevrelerinde saygı ve hayranlık uyandıran biridir.

maksim gorki 1936'da ölür, ama geride sovyet ve dünya edebiyatı'na büyük bir hazine bırakır

tarihi açıdan, gorki'nin eserlerinde devrim öncesi, ekim devrimi ve rusya'da sovyetler iktidarı'nın ilk döneminde halkın yaşayışının çok açık bir dille anlatılıyor olması son derece önemlidir.

maksim gorki yaşadığı çağın en büyük ustalarındandır.

kaynak: kültür sanat yaşamında tavır