En Ucuz Otelden En Lüksüne Kadar Yatakların Mikrop Yuvası Olması

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki en lüksünden en ucuzuna kadar, otel odaları sandığımızdan çok daha pis.
En Ucuz Otelden En Lüksüne Kadar Yatakların Mikrop Yuvası Olması

geçenlerde amerikalı komedyen jim gaffigan'ın stand up gösterisini izliyordum ve çok güzel bir tespite denk geldim. jim gaffigan, "evimdeki kullanılmış yatağı bedavaya versem kimse almak istemez ama otellerde daha önce üzerinde yüzlerce insanın yattığı pis mikrop yuvası yataklarda bir gece yatmak için servet ödüyoruz ve bunu lüks bir şey zannediyoruz" dediğinde kafamda bir ampul yandı ve bu konuda araştırmaya koyuldum.

geceyi geçirdiğimiz bir otel odasında bizden önce belki yüzlerce insan kalmış oluyor. bunlardan hiçbirini tanımıyoruz. içlerinde temizi de var, titizi de var, pisi de var. çıplak yatan da var, yatağında yemek yiyen de var, türlü türlü fantezilerle yatağa işeyip sıçan da var. en temiz otellerde bile bir müşteri gittikten sonra yatağa kusulmadıysa veya görünen bir kan lekesi yoksa en fazla yarım mm kalınlığındaki yatak örtüsü değişir. koltuklar ve diğer mobilyalar da en fazla yüzeysel bir temizlemeden geçirilir.


ilk olarak otellerde ortalama bir yatağın şiltesinin kaç senede bir değiştiğini araştırdım. lüks ve pahalı otellerde 3-4 yıl, daha ucuz otellerde 5-7 yıl arası olduğu cevabına ulaştım. halı, koltuk, perde gibi diğer şeyler zaten daha da az sıklıkla değişiyor. bu biraz da ülkelerdeki kanun ve regülasyonlarına bağlı. mesela abd'de bu tür kanunlar eyaletten eyalete değişiyor.

daha sonra bir otel odasında ortalama kaç günde bir farklı kişinin kaldığını araştırdım. bulabildiğim verilere göre bu rakam 3-4 gün arası değişiyor. bu durumda lüks bir otelde 3-4 yıl boyunca aynı yatakta 350-400 kişi yatmış oluyor. bu da her yatanın tek yattığını sayarsak. otellerde kalanların en az yarısı çift halinde gelmiş olsa bu rakam 500'e çıkıyor. lüks olmayan otellerde yatak daha uzun sürede değiştiğine göre (5-7 yıl demiştik) bu rakam 1000'e kadar çıkabiliyor.


aslında bu konuyu ilk merak eden ben değilim. bu konuda birçok araştırma ve belgesel yapılmış. mesela lüks otellerin lüks odalarına siyah ışıkla gidip normalde çıplak gözle görülmeyen lekelerin tespit edildiği bir belgesel var. adamlar sadece yatakta değil; perdede, televizyon kumandasında, pencerede, halıda ve koltukta sperm, kan ve idrar lekeleri tespit etmişler. bir otelde tavanda bile sperm örnekleri tespit ediliyor. bir de bunlar geceliği 500-600 dolar olan süper lüks oteller. youtube'da "black light hotel rooms" diye aratınca yüzlerce video çıkıyor zaten.


amacım sizi otel odalarından soğutmak ve otellerden uzak durmanızı sağlamak değil ama bir sonraki otel tatilinizde olaya farklı bir şekilde bakın ve o lüks otellerin aslında o kadar da lüks olmadığını fark edin istedim. otellere verilen fahiş paraları düşününce insan daha temiz ve hijyenik tatil beklentisine giriyor ama gerçekler çok farklı. covid-19 sonrası insanlar kişisel alan ve hijyen konusunda biraz daha titizleşti. amerika'da gözlemlediğim kadarıyla insanlar otelde kalmak yerine karavan satın alıyor veya çadır kurup kamp yapıyor. yine de otel tatilleri bitecek gibi değil.

yanımızda kendi mobilyalarımızı taşıyamayacağımıza veya her gittiğimiz otel odasında saatlerce temizlik yapamayacağımıza göre bu işin tam bir çözümü yok ama bilinçli olsak yeter.