Endonezyalıların Hassas Bünyeleri Rahatsız Edebilecek Yeme Alışkanlıkları

Sadece Endonezya gibi yoğun müslüman bir nüfus için değil, tüm dünya medeniyetleri için bile oldukça uçlarda sayılabilecek olan Endonezya yemeklerinden örnekler.
Endonezyalıların Hassas Bünyeleri Rahatsız Edebilecek Yeme Alışkanlıkları

nasi; yani pilav, bizdeki ekmek kültürünün yerini alır bu ülkede. genellikle pilava tavuk ya da balık eşlik eder. her tabak, yanında sambal isimli acı sos ile gelir. salata niyetine bir parça lahana, 1-2 adet yeşil fasulye ve birkaç yaprak nane... işte bu kadar:


benim asıl bahsetmek istediğim tür ala-endonezya yemek alışkanlığı ise yukarıda belirttiğim tavuklu-balıklı menü değil. gerçi bunlar tavuğu bile doğru dürüst yiyemiyorlar. bu kişiler plastik ya da bizim naylon olarak tabir ettiğimiz torbaları kızartma yağına karıştıran akıllara sahipler:


amaç daha crispy hale gelmiş kızarmış tavuklar elde edebilmek. ama bundan da çarpıcı olanı, kendilerinin atalarından geldiğini söyledikleri, geleneksel dedikleri, vahşi hayvanları besin olarak tüketiyor olmaları. işte örnekleri:

kedi & köpek & sıçan

kedi... binlerce yıldır yiyorlar. bıkmadan, usanmadan, tenkitlere hiç aldırmadan.


köpek... çoğumuzun sadık dostu kuçu kuçular, endonezya'nın genelinde çok popülerdir. özellikle sulawesi eyaletinde ve diğer birçok doğu endonezya eyaletlerinde neredeyse sokakta bir tane bile köpek görmek mümkün değildir. köpek etini bol acılı pişirirler ve sıklıkla eğlence yahut davetlerde, düğünlerde tüketirler.


kediyi, köpeği yiyen sıçan'ı yemez mi? elbette yiyorlar. zahmetli birkaç çeşit pişirme yöntemleriyle hem de.


yarasa

dünyayı ayağa kaldıran ve pandeminin çıkış noktası olarak görülen yarasa! köpek eti ile birlikte en popüler olanlardan birisi de işte bu yarasa desem yeri var. siz çorbasını duymaya alışıksınız ama köri ile pişirileni mi dersin, mangalda mı pişeni mi, yoksa kızartması mı?hepsi mevcut. 


pandeminin başlarında endonezya hükümeti satıcılardan göstermelik yarasa topladı ve doğaya saldı. yasak olarak nitelendirmeden, dünya kameraları görsün diye bunu yaptı üstelik. ama şimdi gelinen noktada eyalet hükümeti ve federal hükümet , bu ekstrem pazarlar ile ilgili önlemler ve duyurular yayınlamış. duyurunun ana fikri kısaca şu:" pazarda satılan yarasalardan kan örnekleri aldık, incelemelerimizi tamamladık, yarasalarda virüs yok. satıcılarımızı ve halkımızı temiz ve sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeye çağırıyoruz. bu nedenle, yılan ve yarasa etlerini güzel ve uzun süre pişirin!"

yılan

yılan demişken, evet! gayet popüler bir başka endonezya tabağı. videodaki köri soslu pişirileni. ama her türden pişiriyorlar:


bu videoda ise başkent jakarta'nın göbeğinde bir sokak satıcısı hem kızartmasını, hem mangalını yapıp hem de `yılanın keselerinden birisinin içerdiği kanlı sıvı ile` yerel içki olan "arak beras"'ı karıştırıp afrodizyak niyetine kakalıyor müşterilerine:


maymun

maymun da bu çılgınlıktan nasibini aldı. bu insanlar, hayvanın besi hayvanı olup olmadığına bakmaksızın, "eti varsa yenir" mantığı ile her bulduklarını yerler. maymun da bunlardan sadece bir tanesi. en sevdikleri maymun eti pişirme yöntemi ise "rica", yani bol acılı pişirme.


ayı

aşağıdaki videoda da insanların çöp şiş usulü bir tür eti pişirip yediklerini görüyorsunuz. bana inanabilirsiniz, videodaki eti mangalda cızırdayan bu hayvan bir ayı. orada ayıya "beruang" derler. bu da bol acılı ve fıstık soslu gider. biraz da ekstra acı biber ve soya sosu:


kertenkele

bu devasa kertenkeleler de hem haşlama, hem mangal hem de köri ile ayrı ayrı pişirilebiliyor. kalimantan, bali, jawa, sulawesi, maluku eyaletleri kertenkelelerin en yaygın olarak yemeğe dönüştükleri yerlerden.


böcek

havuzlu bir villada oturan prezentabl bir aile düşünün. marketten aldıkları bir

indomie

noodle ile birlikte böcü börtüyü, kurdu, hamam böceğini pişirip yesin! endonezya'da mümkün:


oklu kirpi & yusufçuk

bu videoda da hem anlı şanlı bir oklu kirpi'nin hem de bizim yusufçuk olarak adlandırdığımız ve tüm dünyada dragonfly olarak bilinen kanatlı böceğin yemek olup midelere yuvarlandığına şahit olacaksınız.


endonezyalıların neden böyle tuhaf bir yeme alışkanlığı var?

endonezya genelinde seyahat ederken karşınıza çıkan vatandaşlara "neden bu tür garip ve besin olarak algılanması zor canlıları tüketiyorsunuz?" diye sorduğunuzda şu cevabı alırsınız: "biz karadaki tren, havadaki uçak ve denizdeki gemi dışında her şeyi yeriz. o canlılar biz yiyelim diye var!" bu cevaba şaşmamak lazım, zira yeryüzünde yaşayan son insan yiyen cannibal kabile endonezya'nın irian jaya bölgesinde ikamet ediyor halâ:


hacca gitmiş yakınları olanlar bilir. mesela, zaman zaman izdihamların bile yaşandığı hac ibadeti sırasında en mülayim, en geçimli, kimseyi itip kakmayan hacı gruplarının endonezya grupları olduğunu dile getirirdi benim anneannem. derdi ki "iran hacıları çok kaba. endonezya hacıları ne kadar da kibarlar, bizim türk müslümanlarına huy olarak en çok benzeyenler endonezyalılar." ben ise bu gördüklerimi ona hiç anlatmadım. anlatsam da "yürü git, senin başka işin gücün yok mu?" diyecek.
...

tüm bu garip ve toplumun çoğu için kabul edilemez yemekler bir yana, benim çok sevdiğim ve afiyetle yediğim bir geleneksel endonezya - padang mutfağı yemeği olan rendang ve diğer padang yemekleri ile yazımı bitireyim de çirkine çirkin derken güzele güzel demeyi ihmal etmediğimiz bilinsin temiz güzel bir padang lokantasında hem gözünüz hem mideniz doyar:


ilahi endonezya! tadın bal, huyun zehir.