Ermenistan ve Azerbaycan Arasındaki Dağlık Karabağ Sorununun Tarihçesi

Günümüzde sıcak savaşa sahne olan Dağlık Karabağ bölgesi sorununu iyice anlamanızı sağlayacak bir özeti paylaşıyoruz.
Ermenistan ve Azerbaycan Arasındaki Dağlık Karabağ Sorununun Tarihçesi

ermenistan, aslında sadece karabağ'da işgalci konumunda olan bir ülke değil bilakis bugün neredeyse bütün yüzölçümü işgal edilmiş topraklar üzerine kurulu kukla bir ülkedir. tarihsel olarak bakacak olursak bugün başkenti olan erivan dahi planlı ermeni göçünden önce %78 türk nüfusuna sahipti ama kendi başlığına kalsın.

çok değil geçtiğimiz yüzyılın başında karabağ, azerbaycan'ın sınırı değil iç bölgesiydi

bu bölgenin bir kısmı sovyetler birliğinde dağlık karabağ özerk oblastı olarak özerk ilan edilmişti. yalnız karabağ ile burayı karıştırmamak lazım. çünkü dağlık karabağ, karabağ'ın 1/5'i kadar bir kısmını teşkil ediyor. sscb dağıldıktan sonra bu bölge de birleşmiş milletler tarafından azerbaycan toprağı olarak kabul edildi fakat çatışmalar bugüne kadar devam etti.

öyle ki karabağ adı dahi 18.yy'da bölgede kurulmuş olan bir azerbaycan türk hanlığından gelmektedir. ermenistan'ın yekünü, karabağ'ın ise bir kısmının ermenilerle doldurulmasının altında tabi ki rus siyaseti yatıyor. rusya güney kafkasya'yı işgal ederek 19. yüzyılın başlarında azerbaycan'ı iran ile paylaştı. gülistan ve türkmençay antlaşmaları ile tarihi azerbaycan toprakları bölündü. özellikle türkmençay antlaşması ile azerbaycan'a ait batı toprakları ermenileştirilmiş, günümüz ermenistan'ı peydah olana kadar da devam etmiştir.

karabağ'da ilk adım, 1829 osmanlı-rus edirne antlaşması ile 84.000 civarında ermeninin karabağ topraklarına getirilmesi sonucu başlamıştır. bu süreç içinde kafkasya'ya, anadolu'dan ve şu anki iran topraklarından en az 1 milyon ermeni göç etmiş veya ettirilmişti. bu göçler sonucunda çar 1. nikolay (nikolay pavloviç romanov), revan ve nahçıvan hanlıklarının topraklarını içeren ermeni bölgesi de kurdu. anlayacağınız yok kadim ermeni yurdu, yok burayı neandertalyan atalarımız kurmuştu gibi yalanlarının hiçbir aslı astarı yoktur.

19. yüzyılın sonlarına doğru osmanlı'nın yaşadığı karışıklıklar, cihan harbinin kıvılcımları derken rus desteği ile yeni bir ülke kurma fikri ermenilere de çok cazip gelmişti. burada bir ırkçılık ve kinaye yapmıyorum. milletlerin bazı öne çıkan özellikleri olur. atıyorum almanların disiplinli olmaları gibi. ermeniler de zanaatkar olmalarının yanı sıra tarihin dönüm noktaları sayılan karışıklıklardan menfaatleri doğrultusunda istifade etmesini her daim bilmiş bir halktır. yalnız mutad bir devlet tecrübesi olmayan halk olduğunuz vakit işin ucu vahşete gidiyor ve bu vahşet devlet politikasına dönüşüyor.

nitekim, 1905-1907 yıllarında rus devrimi zamanında da ermeni milliyetçiliğinin yükselmesi sonrasında yaşanan ifade etmesi zor olaylara yol açtı

büyük ermenistan kurma hülyalarından hareket eden ermeni saldırganları 1905-1907 yıllarında azeri türklerine karşı açıkça geniş ölçüde kanlı saldırılarda bulundular. bakü'de başlayan kırgın, şuşa, zengezur, nahçıvan, erivan ve karabağ'da devam etti. bunun neticesinde binlerce türk öldürüldü. bugün binlerce asker kaybetmelerine rağmen alık alık konuşmalarının bir sebebi de bu. hala bu dönemlerin kanlı hatıratlarıyla yaşıyorlar. ermenistan'da muhtelemen hiç bir tarih kitabında suçsuz günahsız çocukları süngülere asarak gezdirdik yazmıyordur. olmayan azerbaycan ordusunu yendiklerini anlatıyorlardır.

türk askeri birliklerinin ilerlemesi ise azeri türklerinin daha büyük çapta bir soykırım yaşamasını önlemiştir. osmanlı ordusunun hareketi aynı zamanda transkafkasya federasyonu'nun dahilinde bulunan anlaşmazlıkları da keskinleştirmiş oldu ve dağılmasını hızlandırdı. 26 mayıs 1918'de gürcistan, 28 mayıs’ta ise azerbaycan ve ermenistan bağımsızlıklarını ilan ettiler. azerbaycan ile türkiye arasındaki ikili anlaşmanın özel öneme sahip olan dördüncü maddesine göre ülkenin güvenliğini sağlamak için ihtiyaç halinde osmanlı hükümeti azerbaycan cumhuriyeti’ne askeri yardım vermeyi taahhüt etmekteydi.

bu anlaşma azeri türklerinin varlığını koruyup muhafaza etmek için zaruri bir adım idi

türkiye’nin kafkasya'daki ordularının baş komutanı enver paşa'nın kardeşi nuri paşa, kendi karargahıyla birlikte gence'ye geldi. türk ordusunun bölgedeki harekatı ise kendi başına bir kitap konusu olur. bölgede tehdit unsuru olan ermeniler şöyle dursun alman-gürcü güçlerinden tutun da ingiliz birliklerine kadar bir sürü düşmanla savaşarak nice kandaşımızı ölümün elinden almıştır.

türk ordusunun bölgede örgütlediği azerbaycan türkleri osmanlı askeri çekildikten sonra nice katliamların önüne geçerek moskova antlaşmasına kadar halkı büyük katliamlardan kurtarmıştır. ne yazıktır ki karabağ'da gözyaşı hiç dinmedi. sovyetler birliğinin azerbaycan'ı ele geçirmesiyle birlikte türkiye'nin uzun süre doğrudan etkisi olmadı. hocalı katliamı gibi tarifsiz acılar yaşandı.

yeni neslin bir türlü anlayamadığı konulardan birisinin temeli de burada yatar. azerbaycan türklerinin türkiye ve türk insanı sevgisi sadece kan bağından ötürü değildir. boşuna azerbaycan'dan selam etmezler bize. bir millet iki devlet sözü ise sadece ebulfez elçibey'in pantürkist fikirlerinin yansıması olan boş bir slogan değildir. yakın tarihimize dair birkaç kitap okuyarak altının ne kadar dolu olduğunu idrak edebilirsiniz. bugün o yüzden türk askeri gördüğünde mutlu olurlar. ordularımızın bir arada savaşıyor olmasından gurur duyarlar.