Esaretin Bedeli'nin Esas Adamlarından Red'in, Filmde Bahsedilmeyen Suçu

Esaretin Bedeli (The Shawshank Redemption) filminde, ana karakterlerden Red'in suçundan bahsedilmese de filmin esin kaynağı olan kitapta bu konu detaylı şekilde anlatılıyor.
Esaretin Bedeli'nin Esas Adamlarından Red'in, Filmde Bahsedilmeyen Suçu

esaretin bedeli'nin kitabında red‘in suçundan bahsediliyor. filmde hiç geçmemişti sanki.

red, sigortadan para almak için karısını öldürmüş. arabanın frenlerini gevşetmiş. her şey planladığı gibi olmuş ama karısı, arabaya komşu kadını ve onun küçük oğlunu da almış. frenler tutmayınca araba birden hızlanıp belediye parkındaki bir anıta çarparak alev almış ve üçü de ölmüş.


“yaptığım şeyi yargıç ‘korkunç ve canavarca bir suç’ olarak tanımladı. aslında da öyleydi tabii. fakat bu geçmişte kaldı. isterseniz castle rock call gazetesinin sararmış eski nüshalarına bakabilirsiniz. iri puntolarla baş sayfada duyurulan mahkumiyet kararım hitler, mussolini ve gestapo’nun marifetlerini sayıp döken haberlerin yanında biraz gülünç ve antika görünür”

(red hapse girdiğinde 20 yaşındadır.)


kitapla film arasında, yine film lehine farklılıktan biri de çatıyı ziftleme bölümü

kitapta 9-10 kişi bu işi yaparken filmde konu hristiyan alegorisine çevrilir. filmde çatıda çalışan hükümlüleri sayınca 13 kişi olduklarını görmek ve bunun isa’nın on iki havarisiyle bir araya gelişiyle benzerlik oluşturduğunu söylemek mümkündür. sunulan içkiden sadece andy’nin içmemiş olması, hz. isa’nın etrafındakileri kutsadığı, nimetler sunduğu ama şaraptan içmediği detayıyla benzerdir.

andy’nin çatıda çarmıha gerilmiş gibi poz verdiği an:


“oturup güneş sırtlarımızı ısıtırken biralarımızı içtik. karşısında insan değil bira içen goriller varmış gibi bizi yarı alayla, yarı aşağı görerek süzen hadley bile o anda duyduğumuz zevki gölgeleyemedi. bu bira molası yirmi dakika sürdü. o yirmi dakika boyunca kendimizi özgür insanlar gibi hissettik. sadece andy içmedi.”

kitapta ırkçılık var. red’in anlattıklarına bakılırsa ofansif mizah seviyesinde. “hapishanede siyah, beyaz, sarı ve kızıl derili insanlar arasında hiç fark yoktu. hapishanedeki bütün adamlar pis zenci sayılırdı.”


film henüz prodüksiyon aşamasındayken red’i canlandıran morgan freeman ırkçılıktan nasibini almıştır ama kendi meşrebince cevabını da vermiştir:

- sayın freeman, film hapishanede geçiyor ve siz zenci bir mahkumu canlandıracaksınız.
+ hayır, film hapishanede geçiyor ve ben bir mahkumu canlandıracağım.