Eski Anadolu'da Uygulanan, O Dönemleri Gözününüzün Önüne Getirecek Ticaret Uygulamaları

İnsanoğlunun uygarlık serüveni, zorlu yıllara yayılan uzun bir süreç ve hala devam etmekte. İcat ettiğimiz belki de en büyük şeylerden biri olan ticaret kavramı ise bu serüvende büyük bir rol oynuyor. Bakalım Anadolu'muzda ticaret işleri eskiden nasılmış.
Eski Anadolu'da Uygulanan, O Dönemleri Gözününüzün Önüne Getirecek Ticaret Uygulamaları


mö 1950-1750 yılları arasına tarihlenen ve yerel olarak asur ticaret kolonileri çağı olarak bilinen dönemde, anadolu'ya asurlu tüccarlar tarafından yazının getirildiğini ve anadolu'nun "yazılı" tarihinin başladığını biliyoruz.

yakındoğu kronolojisi için orta tunç çağına tekabül eden bu dönemin en önemli bilgilerini anadolu arkeolojisi ve ilkçağ tarihi açısından, şüphesiz ki kültepe tabletleri vermektedir.

Kültepe Tabletleri

eski adı kaniš veya neša olan kültepe; kayseri ilinin 21 km kuzeydoğusunda bulunan, tepe ve ticaretin gerçekleştiği aşağı şehirden (karum) oluşan bir yerleşimdir. tepe; kralların ve yerli halkın ikametgahı iken, aşağı şehir; asurlu tüccarların ikametgahıdır.

akad kralı sargon'dan (mö 2334-2279) beri anadolu'ya, mezopotamya için önemli hammadde kaynakları olan sedir ağacı (amanos) ve gümüşten (toroslar) dolayı seferler düzenlendiğini bilmekteyiz.
sargon'un torunu naram-sin'de (mö 2254-2218); büyükbabasının izinden yürümüş, burušhanda'ya (acemhöyük) karşı savaş başlatmış ve kaniš'in de içinde bulunduğu 17 kraldan oluşan koalisyonu mağlup etmiştir.

Sargon (temsili)

asur; ı. erišum (mö 1974-1935) zamanında bağımsızlığını kazanmış, kral ticarette reformlar yapmış ve anadolu ile ticareti başlatmıştır. asur'un kaniš'i seçmesinin en önemli nedeni ise şüphesiz ki; coğrafik açıdan stratejik noktada yer alması ve buna bağlı kervan ticaretinin de kilit noktasını oluşturmasıdır.

böylelikle asurlular; orta ve güneydoğu anadolu'da, çoğu yerli krallıkların merkezinde ve önemli şehirlerde karum denilen ticaret merkezlerini yahut pazaryerlerini kurmaya başlamışlardır. daha küçük, en yakındaki karum'a bağlı pazaryerlerine ise wabartum adını vermişlerdir.


anadolu'nun yerli krallıkları ve asur arasında, ticaretin devamlılığı adına çeşitli anlaşmalar yapılmış ve bunlar asur'dan anadolu'ya şu maddeleri içermektedir:

-her anadolu krallığı sarayına ödenen nishatum vergisi; kumaş için %5, kalay için %3'tür.
-saray, bütün kumaşlardan öncelikli olarak %10 satın alma hakkına sahiptir.
-sarayların bazı lüks malların ticaretini yasaklama veya sınırlandırma hakkı vardır.
buna karşılık yerli krallar da asurlulara aşağıdaki bazı hakları tanımışlardır:
-karum ve wabartumlarda oturma izni.
-yerel hukuk kurallarından muaf tutulmaları.
-kervan ticareti esnasında, krallık yollarında korunmaları ve zararlarının karşılanması.


bu ikili ilişkinin temelini oluşturan uzak mesafe ticareti kervan taşımacılığı
; yaklaşık 1000 km uzunluğunda, ortalama 6 hafta süren, iki farklı güzergaha sahip ve yüksek koruma isteyen bir girişimdi. normal bir kervanda en fazla 14 eşek bulunmaktaydı.
bir eşeğin taşıyabileceği maksimum ağırlık kalay için 130 mina (65 kg), kumaş için ise 20-30 (1 top 4,5 m uzunluğunda veya 2,25 kg ağırlığında) top olarak belirlenmiştir. ağırlıklar asur veya kaniš'te tartılıp mektuplara yazılıyor ve geldikleri noktada değişim olduğu takdirde karşılıklı güven ilişkisinde sorunlar meydana geliyordu. bunun önüne geçmek için; mühürlü paketler şahitlerin önünde açılıyor, aksi durumda şahıslara, kanunsuzluk yapmalarından dolayı ceza uygulanıyordu.

kaynak: tahsin özgüç, kültepe kaniš/neša.