Eski Plakları Dinleyebilecek Güzel Bir Pikap Almak İsteyenlere Kullanıcılarından Tavsiyeler

Elektronik cihazlara göre sesi ve hissettirdikleri bambaşka olan pikaplara ilgi duyanlar ancak alırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini bilmeyenlere, kullanan Sözlük yazarlarından tavsiyeler.
Eski Plakları Dinleyebilecek Güzel Bir Pikap Almak İsteyenlere Kullanıcılarından Tavsiyeler
iStock.com

herkes bir şeyler anlatmış, ben de yazayım da belki yardımcı olur bu işe başlamak isteyenlere. üşenmeyeceğim, yeter ki siz müziğin hakkını verip dinlemek için heveslenin.

öncelikle benim favori markalarım amfilerde marantz,
cd playerda da marantz,
pikap da ise pro-ject, audio-technica, ya da rega.
hoparlörlerde ise tamamen sizin kulak zevkinize kalmış, ama dali markasını çok överler, yeni başlayanlar için.

bu işe başlamak için bir anda çok paranız olmasına gerek yok, bence. ama işi uzun süredir yapıyorsanız, ekonomik ekonomik başladığınız bu zevkin sonunda şöyle diyebiliyorsunuz: aman allahım! bir servet edinmişim. zira özellikle marantz markası için konuşmak istersem, genelde bu markaya sahip olan kişi inanın aradan geçen 20 30 yıl sonra bu ürünü güzel bir şekilde satabiliyorsunuz. tabiki bu modeline ve o zamandaki performasına göre değişiklik gösterebiliyor. bu arada o servetin yüzde 80 parçası da özenle biriktirdiğiniz plaklar. bundan güzel bir servet mi olur, şaka değil; maddi de servet oluyorlar kendileri.

yeni başlayacaklara dedik, şöyle söyleyeyim. iki çeşit, hatta 3 çeşit pikap türü var. tam otomatik, manuel, semi-otomatik.

tam otomatik dediğimiz olay pikap ın üzerinde türlü türlü tuşlar bulundurması.

iStock.com


daha detaylı anlatmak gerekirse: iğneye sahip olan kolun otomatik hareket etmesi. start tuşuna basıyorsunuz, iğne yerinden kalkıyor, yavaş yavaş aşşağı bırakıyor kendini, çalma işlemi otomatik olarak başlıyor.
plak bittiğinde iste kendi kendine yuvasına dönüyor bu kol. ayrıca 33/45 değişimi de (hız) bir tuşla yapıyor. ayrıca şarkının tam ortasında isterseniz bir tuşla yukarı da kaldırabiliyosunuz o kolu.

manuel dediğimiz olay ise pikabın tam olarak manuel çalışması demek. siz o kolu elinizle alacaksınız, plağın üzerine koyacaksınız. müzik çalmaya başlayacak. ama plak bittiğinde de bu manuellerin kollarının kendi kendine dönme olayı da yok onu da belirtmek lazım. yani siz onu alıp yerine koymakla yükümlüsünüz. her şey manuel bunlarda.

iStock.com


semi-otomatik seçenekleri çok sınırlı zaten ama bilgisini vereyim, genelde plak bitince kendi kendine dönen kolları oluyor bunların. piyasada pek yoklar zaten, açıkcası benim de kendileri hakkında pek bilgim yok.

şimdi, benim naçizane önerim sizlere, ellerinizin titreme problemi varsa otomatik almanız. plaklarınıza zarar vermeyin, terlemeyin. yaptığınız işten keyif alın. ama ellerinizin titreme gibi bir problemi yoksa ve en önemlisi, üşenmiyorsanız manuel tercih etmeniz. çünkü ses kalitesi otomatik plaklara göre çok daha iyi olur.

neden? az komplike yapılarından dolayı müziği dağıtamazlar. ama piyasada o kadar iyi otomatik aletler var ki; bence çok çok çok dikkat etmiyorsanız farkı bile anlamayabilirsiniz. kaldı ki bu farkları anlama olayları gerçekten bu işe bayağı kendini vermiş insanların deneyimlediği bir olay. biz ise burada bu işe yeni başlayacak insanlara tavsiyelerde bulunuyoruz.

marka olarak bana güvenebilirsiniz.

en iyi başlangıç seviye otomatikte benim tercihim audio-technica lp60, manuelde ise pro-ject essential ii. pro-ject bayağı bayağı iyidir, ondan sonrası pro-ject debut carbon dc dur. rega rp1 de güzel seçenektir. pro-jectten çok arda kalır bir yanı da yoktur aslında. eğer 100-150 euro daha vereyim daha iyisi olsun derseniz. otomatikte ise az değil iki katını ödeyerek audio-technica lp120 alabilirsiniz.

iStock.com


şunu da belirtmem gerekir ki audio-technica lp60 build-in phono amp içerir yani bunu direk hoparlörlerinize bağlayıp dinleyebilirsiniz. ayrıca bu modelin bir de usb lisi var, dinlediğiniz plakları dijital ortama aktarabilmenizi sağlar. ama pro-ject bunu barındırmaz, ayrıca bundan plaklarınızı dinleyebilmek için de pre amp a ihtiyaç duyarsınız. yani hoparlore bağlayıp dinlemeden önce araya başka bir aletin girmesi gerekir ki bu da ayrı satılır.

plak konusunda da şu kadarını söylim, türkiye den almayın. yabancı plak konusunda ise discogs.coma güvenin ve her yurtdışına gittiğinizde google maps dan vinyl store aratın. ben lisede hayranlıla dinledğim sanatçının favori albümünü (bkz: supertramp) 1 euro'ya barcelona'da bulmuş adamım. türkiye de insan kazıklamaktan başka bir şey değil bu iş. tabi bu işi hakkıyla yapan gayet ilgili arkadaşlar var kullanılmış plak dükkanları açan, helal olsun diyorum. inşallah gerisi de gelir.

not: sırf pikaptan plak dinleyeceğim diye oyuncak gibi pikaplara 100 lira bile vermeyin. bekleyin para biriktirin. hevesinizin ciddi olduğunu düşünüyorsanız adam gibi başlayın bu işe. bu arada eğer zevkiniz sadece plaksa, yani plak da aslında güzel şey başlayayım ise, bu bişe hiç bulaşmayın. müziği seviyorsanız, müziğe başkalarından daha çok önem verdiğinizi düşünüyorsanız başlayın. yoksa sıkılabilirsiniz.

yardıma ihtiyacınız olursa, zevkle. yeşillendirin